Haber / Murat Ervin

Gıda, akaryakıt, elektrik, doğalgaz, lojistik gibi üretimin bel kemiğini oluşturan girdilerde, son 1 yılda yüzde 300 ila yüzde 600 arasında artış yaşandı. Son 1 yılda kuru soğanın kilosu 1 lira 83 kuruştan 5 lira 25 kuruşa, domates 5 liradan 30 liraya, ayçiçek yağı 14 liradan 40 liraya, kırmızı et 44 liradan 120 liraya, unun kilosu 5 lira 20 kuruştan 15 lira 50 kuruşa, patates 2 lira 40 kuruştan 10 liraya, ekmek 2 liradan 3 liraya, mazotun litresi 6 lira 54 kuruştan 21 lira 27 kuruşa çıktı. Artan maliyetler, işyeri çalışanları için hazır yemek üreten yemek fabrikalarını da zora soktu.  

YÜZDE 114 ARTIŞ

Aynı zamanda İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği (İZSİAD) Başkanı da olan Bortar Yemek Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt artan maliyetler nedeniyle yemek fiyatlarının da yükseldiğini kaydetti. Son 1 yılda girdi maliyetlerinin yüzde 144 oranında arttığını açıklayan Küçükkurt, “Fakat bizim bunu müşteriye yansıtmamız mümkün değil. Bu nedenle kar marjları çok azaldı. Firmalar belki yiyeceklerin biraz daha ucuzlatılması talebinde bulunabilir fakat çalışanın yemeğinden kısılması iş veriminin düşmesine de neden olur” dedi.

UCUZ YEMEK KAÇIRTIR

Çalışanın yemeğinden yapılacak maliyet indiriminin o işletmeye yarar değil zarar vereceğini vurgulayan Küçükkurt, kırmızı et veya beyaz et tercihinin de yemek fiyatlarına bir etkisinin olmadığını açıkladı. Küçükkurt, “Artık beyaz et de çok pahalandı. Bir de kırmızı etten 120 gram koymanız gerekirken beyaz etten 300 gram koymanız gerekiyor. O nedenle fiyat konusunda bir avantaj sağlamıyor. Bugün bazı işletmeler çalışanlarına günlük 30 liralık yemek çeki veriyor bu parayla çalışan hiç bir yerde yemek yiyemez. Çalışan mutsuz olur, verim kaybı yaratır ve kalifiye elemanını kaybeder. Açıkçası bizler de zor durumdayız ve bu zamlara dayanmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

2 YILDAN 6 AYA İNDİ

İzmir'de faaliyet gösteren Enginar Yemek Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Katrancı ise yemek işletmelerinin müşterileriyle 6 aylık olarak yatıkları sözleşmelerin aylık ve 3 aylık periyotlara kadar indiğini aktardı. Yemeklerde kullandıkları ürünlere 6 ayda yüzde 66'dan fazla zam geldiğine dikkat çeken Katrancı, “Enerjide 4 ayda yüzde 24.58'lik artış yaşanırken akaryakıtta bu oran yüzde 85.5'lara ulaştı. Ama biz bu zamları fiyatlarımıza yansıtamıyoruz. Bundan 2 yıl öncesine kadar şirketlerle yıllık sözleşme yaparken son 2 yıldır sözleşmelerimizi 6 ayda bir TEFE-TÜFE oranında revize edilecek şekilde yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

'İFLASLAR ÇOĞALDI'

Sektörün geldiği noktada 6 ay sonrasını bile göremeyip fiyat belirleyemediğini belirten Katrancı şunları söyledi: “Son bir yılda firmalar yemek hizmeti almak yerine yemek çeklerini tercih etmeye başladı. Fakat bu çeklerle işçiler alış veriş yapmayı tercih ettiklerinden çalışanların öğle arasında biraraya gelip sosyalleşme imkanı da ortadan kalktı. Kimi firmalarda bizi arayıp 'kişi başı şu kadarlık yemek yapar mısınız?' diyor. Biz bu tür talepleri geri çeviriyoruz çünkü Bakanlıkların bizden istediği standartların dışına çıkamayız. Ne yazık ki ürünlere gelen zamlar sonrası İzmir'de bir çok yemek fabrikası kapanmak zorunda kaldı. Çok fazla iflas eden firma var. Biz de yeni yatırımları ve büyüme planlarımızı erteledik.”