30 Ekim 2020'de İzmir'i vuran ve 117 kişinin hayatını kaybettiği büyük deprem, Yücel ailesi için bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir milat oldu. Okul öncesi öğretmeni Nilay Yücel, o kara günde, kayınvalidesinin Bayraklı'daki Rıza Bey Apartmanı'nda bulunan evinde, gözünden sakındığı iki kızı Vera ve Lena'yı, yeğenleri Feda ve Diren'i ve kayınvalidesi Arife Yücel'i kaybetti. Bir anda beş canını toprağa veren acılı anne, yaşadığı bu tarifsiz acıya rağmen hayata tutunmanın ve bu acıyı başka çocukların geleceği için bir faydaya dönüştürmenin yolunu buldu.

Acıdan doğan bir sorumluluk kitabı
Yaşadığı büyük travmanın ardından mesleğine ve öğrencilerine sığınan Nilay Yücel, sınıftaki her çocuğun gözünde kendi meleklerini görmeye başladı. Bir eğitimci olarak, çocukların deprem gerçeğiyle doğru bir şekilde tanışması gerektiğine inanan Yücel, bu sorumluluk bilinciyle kaleme sarıldı. Ortaya, depremde kaybettiği biricik kızlarının adını taşıyan "Vera ve Lena Doğada Neler Oluyor?" isimli dokunaklı bir hikaye kitabı çıktı. Bu kitabın, yaslı bir annenin acı dolu hikayesi olmadığını özellikle vurgulayan Yücel, "Bu, öğretmen bir annenin sorumluluğuyla kaleme alınmış bir kitaptır. Çocuklara ulaşsın istiyorum" diyor.

"Çocuklar ihmaller yüzünden öldüğümüzü bilsin"
Nilay Yücel'in en büyük amacı, çocukların zihnindeki "deprem korkusunu", "deprem bilincine" dönüştürmek. Kitabıyla bu hedefe ulaşmayı amaçlayan Yücel, mesajını net bir şekilde ifade ediyor: "Çocuklar depremin bir doğa olayı olduğunu öğrensinler. İnsanların deprem yüzünden değil, ihmaller yüzünden öldükleri bilincine varsınlar istiyorum." Kitabın kurgusu da bu felsefe üzerine kurulu. Kitapta, Nilay öğretmenin kendi kızlarının fotoğraflarından yapay zeka ile oluşturduğu Vera ve Lena karakterleri, parkta dört yapraklı yonca ararken depreme yakalanıyor. Bu kurgu, deprem anında ne yapılması gerektiği, deprem öncesi alınacak tedbirler ve en önemlisi sakin kalmanın önemi gibi hayati bilgileri, çocukların anlayacağı masalsı bir dille anlatıyor.

Kızlarının adını yaşatmanın en anlamlı yolu
Kitaptan hiçbir maddi gelir beklentisi olmadığını, tek arzusunun kitabın olabildiğince çok çocuğa ulaşması olduğunu söyleyen acılı anne, bastırdığı kitapları özellikle köy okullarına ücretsiz olarak gönderiyor. Onun için en büyük mutluluk, yıllar sonra bir çocuğun elinde "Vera ve Lena" kitabını görmek ya da bir başka çocuğun ağzından kızlarının isimlerini duymak. "Bu benim için en mutlu olay bu olacak" diyen Yücel'in gözleri, acıyla harmanlanmış bir umutla parlıyor. Bu proje, onun için sadece bir kitap değil, aynı zamanda evlatlarının anısını yaşatmanın, onların kısacık ömürlerini ölümsüzleştirmenin en anlamlı yolu.

Afet bilinci serisi yolda
Nilay Yücel'in bu anlamlı mücadelesi sadece depremle sınırlı kalmayacak. Çocukları afetler konusunda bilinçlendirme çalışmalarına devam edeceğini belirten fedakar öğretmen, Vera ve Lena adıyla sel, yangın gibi diğer doğa olaylarına ve afetlere ilişkin yeni kitaplar hazırlayarak bir seri oluşturmayı hedefliyor. Nilay öğretmenin bu çabası, en büyük acıların bile nasıl büyük bir toplumsal faydaya dönüşebileceğinin en dokunaklı ve ilham verici örneğini oluşturuyor.




