Haber / Murat ERVİN

Yarın tüm dünyada Anneler Günü kutlanacak. Fakat annelerin iş hayatına katılım oranı bakımından ülkemiz Avrupa Birliği'nin oldukça gerisinde. Türkiye’de 15 yaş üstü kadın nüfusu 32.4 milyon kişiye ulaşırken, işgücü piyasasında 11 milyon kadın yer alıyor. Bunlardan 9.5 milyonu istihdam edilirken, 1.5 milyon kadın ise çalışmak istediği halde iş bulamıyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2021 yılında açıkladığı verilere göre ülkemizde 3 yaşın altında çocuk sahibi olan 25-49 yaş grubundaki anne oranı yüzde 26.1'e ulaştı. Yani yaklaşık 2.5 milyon anne hem evinde hem de dışarıda aralıksız çalışıyor. Çöp konteynırlarına atılan geri dönüştürülebilir malzemeleri yanında çocuklarıyla birlikte toplayan yaklaşık 1 milyon anne ise kayıtsız şekilde evine ekmek götürmek için çabalıyor. Diğer yandan bugünün annelerinin neredeyse 9'da 1'i başlık parasıyla evlendirilmiş durumda. TÜİK'in 2021'de açıkladığı 'Üç büyük ile göre başlık parası uygulaması' çalışmasına göre ülke genelindeki kadınların yüzde 13.3'üne denk gelen 5 milyon 619 bin 538'i başlık parası karşılığında yuva kurdu. İzmir'de ise kadınların yüzde 7.2 'sine denk gelen 324 bini para karşılığı evlendirildi.

'İLK HEDEF KADINLAR'

CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, AKP iktidarının yanlış ekonomi politikaları nedeniyle kadın yoksulluğunun arttığına dikkat çekti. Kılıç, “Ekonomik krizde, pandemi döneminde  en çok etkilenenler kadınlar ve çocuklar oldu. Pandemiyle birlikte derinleşen ekonomik krizde ilk gözden çıkarılanlar hep kadınlardı. Kadın olduğu için daha az maaşa katlanması istendi. İşten çıkarmalarda evde çocuğu olduğu için ya da hamile olduğu için hep ilk hedef oldu. Bugün yaklaşık 2.5 milyon anne hem evde hem de işte aralıksız emek harcıyor. Yaklaşık 1 milyon anne ise çocuğuyla birlikte çöpten topladığı atıklar ile geçimini sağlamaya çalışıyor” dedi.

'İŞSİZLİĞİN NEDENİ KADINLAR DEĞİL'

Yoksulluk ve sefaletin pik yaptığı dönemlerde ‘başlık parası’ gibi uygulamalarla kadının değersizleştirildiğini açıklayan Kılıç, “Kadına mal gözüyle bakan gelenekler hala devam ediyor. Bu oranın İzmir’de bile yüzde 7.2 olması yoksulluğun yarattığı hayat şartlarını ve kadınlar üzerindeki korkunç etkisini anlatmaya fazlasıyla yetecektir” diye konuştu. Kadın istihdamının Türkiye’deki işsizliğin nedeni olarak görüldüğünü söyleyen Sevda Erdan Kılıç şöyle konuştu: “Ancak toplumun yarısını oluşturan kadınlar iş yaşamına girerse ülkeyi kalkındırabiliriz. Bunun için de kadın istihdamını destekleyecek, kadın yoksulluğunu bitirecek politikalar üretmek şart. Hiçbir anne çocuğunu aç yatırmamalı; çocuğu bir şey istemesin diye gözünü kaçırmamalı. Anneler günü daha anlamlı daha mutlu olmalı.”

Kutu...........

4.5 MİLYONU GÜVENCESİZ

Huriye Serter (GİFED Kurucu Başkanı): Çalışan kadın için annelik bir ceza gibidir adeta. Aynı okullarda okuyup aynı okuldan mezun olup aynı işte çalışan ve birarada yaşayan iki insan nedense eve geldiklerinde eşitlik bozulur ve kadın evde de çalışmaya çocuğunun her şeyiyle ilgilenmeye devam eder. Çocuğu için işten ayrılması kariyerinin ve güvencesinin terk etmek zorunda kalması gereken biri olması gerektiğinde de o kişi yine "kadın" olur. İşten ayrılan kadınların çok büyük bir kısmı pek çok nedenden ötürü tekrar işe dönemez. Kadın yoksulluğu o kadar artmıştır ki ülkemizde artık yoksulluk kadınlaşmış durumdadır. Güvencesiz işlerde çalışan kadınların sayısı 4.5 milyonun üzerinde. Yani neredeyse İzmir nüfusu kadar kadın güvencesiz işlerde çalışıyor. İşyerleri de kreş açmamak için kadın çalışan sayısını 150'nin altında tutuyor. Kız çocuklarının da alınıp satılmasını asla kabul etmiyoruz.

EŞYA GİBİ SATILIYOR

Kemalpaşa Sanayici İş İnsanları Derneği (KESİAD) önceki dönem başkanı Seçil Beydemir Kaynak kadınların evde 'anne', dışarıda ise 'çalışan' olarak zor bir yaşam sürdüğünü aktardı. Özellikle doğu ve güneydoğu illerinde kadınların adeta bir eşya gibi başlık parası adı altında satılıp evlendirildiğini kaydeden Kaynak, “Kadınlarımız kendi ayakları üzerinde durmayı istiyor fakat bulundukları çevre bunu zorluyor. Ne kadar zorlanırlarsa zorlansınlar, çalışmak için ısrarlı olsunlar ve sivil toplum kuruluşlarına üye olarak hem kendilerini evde ve iş yaşamında yer almalılar” dedi. Kadının en büyük düşmanının kadın olduğu kadar kadının en büyük dostunun da yine kadın olduğuna dikkat çeken Kaynak, bu sayede sorunların daha hızlı aşılabileceğini açıkladı. Kaynak, ağırlıklı olarak doğu ve güneydoğuda 'başlık parası' adı altında kadınların adeta eşya gibi satılıp evlendirilmesinin de kabul edilemeyeceğini vurguladı.
 


ÇUVALDA ÇOCUKLA 20 KİLOMETRE

Evren Laçin (İzmir Seyyar Satıcılar Derneği Başkanı): Ülkemizde en az 1 milyon anne, yanında çocuklarıyla her gün 50 veya 100 lira kazanabilmek için yaklaşık 15 kilometre yürümek zorunda kalıyor. Yakını, akrabası olmadığı için çocuğunu, tıpkı diğer atıkları koyduğu gibi çek-çekin çuvalına koyup gezdiriyor. Hatta orada uyutuyor, karnını da o çuvalın içinde korkak gözlerle dışarıya bakarak doyuruyor. Bu anne, günde ortalama 10 saat gezdikten sonra evine gidiyor ve evdeki işlerini yapıyor. Sadece Türk vatandaşlar değil, mültecilerin de eşleri bu şekilde çalışmak zorunda kalıyor. Her gün 100 kiloyu bulan bu aracı çekmek, bir yandan evlatlarına bakıp evin işlerini yürütmek bir erkeğin yapabileceği iş değil. Maalesef Anneler Günü'nde bile çocuğuyla bu annelerimiz yine sokaklarda olacak.