Müdür yardımcılığı sınavından aldığı yüksek puan sonrası 2016 yılında İzmir Atatürk Lisesi'ne atanan Bora Cangüloğlu, okuldaki “yandaş kadrolaşmaya” karşı çıktığı için daha önce de 4 kez soruşturma geçirmişti. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın Yüksek İstişare Kurulu'nda yer aldığı Türkiye Gençlik Vakfı'na (TÜGVA) okul dersliklerinin tahsisine de karşı çıkan Cangüloğlu, görevinden alındığı son soruşturmanın ardından yargı yoluna gitmişti. Mahkeme sürecini kazanan Cangüloğlu, Mayıs 2019’da yeniden müdür yardımcılığı görevine iade edilmişti. Ancak, 2021 yılı eğitim-öğretim dönemi içerisinde ‘yandaş kadrolaşmaya’ karşı çıktığı için görevden alınmış ve sürgün edilmişti. Hakkında defalarca soruşturma açılan ve 5’inci kez görevden alınan Cangüloğlu, verdiği hukuk mücadelesi sonucu yeniden görevinin başına geçecek.

“BİR GİDER, BİN GELİRİZ”

Konuya ilişkin “Bir gider, bin geliriz” başlığıyla basın açıklaması yapan Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Yönetim Kurulu, şu noktalara değindi:

“Buradan ilan ediyoruz ki, arkadaşımızın göreve başlama gününü haksızlık ve hukuksuzluklara karşı, keyfi uygulamalara karşı vereceğimiz mücadelede yeni bir aşama olarak değerlendireceğiz. Yandaşlığın verdiği şımarıklıkla keyfi kararlara imza atan, çalışanlarına mobbing uygulayan, despotik yandaş yöneticiler için artık cezasızlık-sorumsuzluk döneminin sonunu getirmeye kararlıyız. Bütün keyfi uygulamalara rağmen, bütün baskılara rağmen bu eğitim öğretim yılı içerisinde şubemize yüzlerce arkadaşımızın katılımıyla örgütümüz daha da güçlendi. Sendikamız ve mücadelemiz büyümeye devam edecek ve bizler bugünden başlayarak önümüzdeki dönemde eğitim alanında yaşanan liyakatsiz, yandaş atamalarına, yolsuzluklara, anti demokratik baskılara ve eğitimi teslim almaya çalışan dini yapı, grup, oluşum ve vakıflara karşı mücadelemizi daha etkili bir şekilde sürdüreceğimizi ve hukuk önünde hesap soracağımızı ilan ediyoruz.”

“ADALET YERİNİ BULDU”

İzmir Atatürk Lisesi Müdür Yardımcılığı görevine dönen Bora Cangüloğlu, mahkeme kararına ilişkin 9 Eylül Gazetesi’ne konuştu. 11 Ekim 2021’de de ‘gerekçesiz tamamen siyasi bir kararla’ görevden alındığını ifade ettiğini hatırlatan Cangüloğlu, bu sözlerinin mahkemede de hukuk diliyle tescillendiğini belirtti. Cangüloğlu, “Mahkeme siz bu insanı hiçbir gerekçe göstermeden görevden aldınız diyor. Biz zaten onu söylüyorduk. Siyasi bir kararla görevden alındım. Gerekçesiz alındım. Tamamen milli eğitim bakanlığını teslim alan o dini yapı grup, oluşumların vakıfların emriyle o yandaş sendikanın direktifleriyle görevden alınmıştım” diye konuştu. Öte yandan mahkemenin verdiği karara ilişkin de yorum yapan Cangüloğlu, “Demek ki Türkiye’de hala hukuka uygun karar veren mahkemeler hakimler mevcut” sözlerini kaydetti.

İTİBAR EDİLEBİLİR SOMUT NEDENLER YOK

İzmir 2. İdare Mahkemesi tarafından görülen davanın 2022/1007 sayılı kararında yer alan ifadelerde şu noktalara dikkat çekildi:

“Bu durumda, dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacının görev yaptığı okulun “proje okulu” olarak belirlendiği ve bu okula yönetici görevlendirmelerinde Bakanlık makamının yetkili olduğu açık olmakla birlikte, yukarıdaki mevzuatta belirtilen 652 sayılı KHK'nın 37. maddesinin (9) bendi kapsamında yapılacak yönetici görevlendirmelerine ilişkin dolayısıyla bu okullarda yönetici olarak görev yapabilmeye/seçilmeye ilişkin objektif kural ve seçme kriterlerini belirleyen usul ve esasların Bakanlıkça prensip olarak oluşturulmadığı gibi bu bağlamda da, proje okulda yönetici olarak görev yapacaklara ilişkin koşul/ilkelerin belirlenmemesi sebebiyle atamaya kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden makul ve haklı görülebilecek objektif-genel nitelikte nedenler ile gerekse de, davacıya özgü sübjektif (başarısızlık, disiplin, branş yetersizliği vs. gibi) nitelikte hukuken itibar edilebilir somut nedenlerin ortaya konulamadığı anlaşılmakla, dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamıştır.”

Kaynak: HABER MERKEZİ