Teknolojinin hayatın her alanına hızla yayılmasıyla birlikte, çocuklar artık yalnızca fiziksel değil, dijital tehditlerle de karşı karşıya kalıyor. Özellikle internet kullanımının çok küçük yaşlara kadar inmesi, çocukları erken yaşta karmaşık ve görünmeyen risklerle baş başa bırakıyor. Yapılan araştırmalar, günümüzde çocukların sosyal medyada uzun saatler geçirdiğini ve bu platformların eğlence, öğrenme ve sosyalleşme gibi fırsatlar sunsa da ciddi tehlikeler barındırdığını ortaya koyuyor. Siber zorbalık, cinsel istismar, tehdit ve dolandırıcılık gibi dijital suçlar, artık küçük yaşlardaki çocukların bile karşı karşıya kalabileceği gerçek ve endişe verici riskler haline gelmiş durumda.
Çocuğunuza Telefon Değil, Sorumluluk Verin
Dijital dünyanın zararları ve çocukları bu tehlikelerden koruma yolları hakkında ülke çapında seminerler veren bilişim uzmanı Orhan Toker, dijital ebeveynlik anlayışına dikkat çekiyor. Toker, ebeveynlerin en sık sorduğu "Çocuğuma kaç yaşında telefon almalıyım?" sorusunun yanlış bir soru olduğunu vurguluyor. "Asıl sorulması gereken şu: İçinde cinsellik, alkol, madde kullanımı, şiddet, şantaj ve dolandırıcılık barındıran bir cihazı çocuğuma gerçekten almalı mıyım?" diyen Toker, çocuklara telefon verilecekse bile mutlaka bir dijital kullanım anlaşması yapılması gerektiğini belirtiyor. Bu anlaşmanın yalnızca çocuklar için değil, ebeveynler için de bağlayıcı olması gerektiğini söyleyen uzman, dijital ebeveynlik kavramının önemine de değiniyor.
Dijital Ebeveynlik İpuçları
Uzman Psikolojik Danışman Esma Tetik Savaş ise dijital dünyanın çocukların ruh sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çekiyor. "Çocukları tamamen dijitalden uzaklaştırmak mümkün değil. Önemli olan onlara bu dünyada nasıl var olabileceklerini göstermek," diyen Savaş, ailelere dijital ebeveynlik konusunda uyarılarda bulundu. Çocukların internet ve sosyal medyada uzun süre zaman geçirmelerinin siber zorbalık, cinsel istismar, dolandırıcılık ve tehdit gibi ciddi dijital risklere yol açabileceğini belirten Savaş, bu tür deneyimlerin çocukların güvenlik duygularını zedeleyebileceğini ve psikolojik gelişimlerini olumsuz etkileyebileceğini vurguladı. Savaş, açık iletişim kurmak, içerikleri birlikte değerlendirmek ve ‘yanındayım’ mesajı vermek, çocuğu hem psikolojik hem dijital açıdan korur,” dedi.
Ali Efe Güneş Olayı
Son olarak, milli buz pateni sporcusu Ali Efe Güneş’in sosyal medya üzerinden ortaya çıkan cinsel istismar iddiaları, dijital dünyanın tehlikelerini bir kez daha gözler önüne serdi. 18 yaş altı çocuklara cinsel içerikli mesajlar gönderdiği iddia edilen Güneş, TikTok’ta yaklaşık 2 milyon takipçiye sahipti. Bu olay, dijital dünyadaki risklerin boyutlarını gözler önüne sererken, gençlerin sosyal medya platformlarındaki etkisi de tartışma konusu oldu.
Ali Efe Güneş hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “çocuğun cinsel istismarı”, “cinsel taciz” ve “tehdit” suçlarından soruşturma başlattı ve gözaltı kararı verildi. Olay kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, Türkiye Buz Pateni Federasyonu, Güneş'in sportmenliğe aykırı davranışları nedeniyle tüm federasyon faaliyetlerinden men edildiğini ve 12 Aralık 2024 itibarıyla olimpik kadrodan çıkarıldığını duyurdu.
Okul ve Ailelere Görev Düşüyor
Uzmanlar, yalnızca ailelerin değil, okulların da bu mücadelede aktif rol üstlenmesi gerektiğini vurguluyor. Dijital güvenlik eğitimlerinin müfredata dahil edilmesi, rehberlik hizmetlerinin güçlendirilmesi ve öğretmenlerin dijital güvenlik konusunda bilinçlendirilmesi önem taşıyor. Çocukların dijital dünyada güvende olabilmesi için okul ve aile iş birliği içinde hareket etmeli, dijital risklere karşı bilinçlenmelidir.