Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın geçtiğimiz Ocak ayında başlattığı usulsüz elektronik imza soruşturması, Türkiye’nin kamu sistemindeki en büyük güvenlik açıklarından birine dönüştü. Soruşturma kapsamında, kamu kurumlarındaki yöneticilerin elektronik imzalarını taklit ederek sahte diploma, sürücü belgesi ve çeşitli resmi sertifikalar düzenleyen bir suç örgütü ortaya çıkarılmıştı.

Yüzlerce şüpheli hakkında işlem yapılırken, 199 sanık hakkında dava açılmıştı. Ancak skandalın devletin en üst kademelerine kadar uzandığı iddiaları üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu (DDK) devreye girdi.

Husiler'in üst düzey komutanı öldürüldü
Husiler'in üst düzey komutanı öldürüldü
İçeriği Görüntüle

DDK, “kamu hizmetlerinin sunulmasında güvenin korunması ve her türlü suistimale karşı etkili mücadele” amacıyla kapsamlı bir inceleme başlattı. Kurulun, e-imza sisteminin işleyişini, kamu kurumlarının bilgi güvenliği altyapılarını, alınan güvenlik tedbirlerini ve yapılan işlemleri detaylı biçimde mercek altına alacağı öğrenildi.

Tahliye edilen sanıklar firar etti

Soruşturmanın yargı aşamasında dikkat çekici gelişmeler yaşandı. Davanın tutuklu sanıkları arasında yer alan Ziya Kadiroğlu, Mıhyeddin Yakışır, Taner Dağhan, Gökay Gülen ve Yalçın Maraşlı, 10 Ekim’deki duruşmada delillerin toplanmış olması ve kaçma şüphesinin bulunmaması gerekçesiyle tahliye edildi.

Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, tahliye kararının hemen ardından “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçlamasıyla yeni bir soruşturma başlatarak karara itiraz etti. Mahkeme, savcılığın itirazını kabul ederek beş sanık hakkında yeniden tutuklama kararı çıkardı.

Kararın uygulanma aşamasında ise örgüt lideri Ziya Kadiroğlu ve yöneticisi Mıhyeddin Yakışır’ın adreslerinde bulunamadığı ve firar ettikleri ortaya çıktı. Güvenlik birimleri, iki firari ismin yakalanması için ülke genelinde operasyon başlattı.

CHP’den sert tepki: “Kendi belgelerini yapıp kaçtılar”

CHP Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Murat Emir, gelişmeleri “ibretlik bir tablo” olarak nitelendirerek sert tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Emir, şu ifadeleri kullandı:

“Ünsal Ban’da olduğu gibi örgüt lideri Ziya Kadiroğlu ve örgüt yöneticisi Mıhyeddin Yakışır firari. Üstelik bunlar sahte pasaport, polis kimliği üretmekten aranan isimlerdi. Şimdi firar ettiler. Kendi belgelerini yapıp kaçmış olmaları ihtimalin ötesinde.”

Siyasi çevrelerde ve kamuoyunda yankı uyandıran skandal, yalnızca yargı sistemindeki açıkları değil, aynı zamanda kamu bilişim altyapısının güvenilirliğini de gündeme taşıdı.

Devlet Denetleme Kurulu’nun yürüttüğü incelemenin sonucunda, elektronik imza sisteminde güvenlik protokollerinin yenilenmesi ve dijital belge denetimlerinin sıkılaştırılması bekleniyor.

Türkiye’nin dijital güvenliği açısından en kapsamlı soruşturmalardan biri haline gelen bu dosya, kamu kurumlarının dijitalleşme sürecinde şeffaflık ve denetim mekanizmalarının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

Kaynak: haber merkezi