Süleyman GÜR / Karabağlar Uzundere Mahallesi Harmanyeri Kentsel Koruma Derneği Başkanı

Üstelik henüz o vakit asbest gerçeğini ve tehlikesini fark etmemiştik bile. En son üniversite alanı olarak bilinen alana tekrar hafriyat taşınmaya başlayınca alanla ilgili sorumluluk kendisine ait olan İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ve meslek odalarına da başvurduk. Çünkü mevzunun sadece hafriyat değil hafriyat içeriği ile oluşan riskler olduğunu öğrenmiştik. Uzun süre oyalandık. Devamında yazılı yaptığımız başvuru ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile görüşmemizin ardından hafriyat dökümüne son verildi. Bu vesileyle ilgililere, yetkililere kamuoyu önünde seslenmek istiyoruz. Çevreye duyarlı olmanın adı sadece fidan dikimi ve ağaçlandırma değildir. Aynı zamanda var olanı, yıllarla oluşmuş ekosistemi de korumaktır. Vatandaş olarak bizler, doğaya ve hayatımıza dair duyarlılıklarımızı ifade etmemizin, “takdir edilmesi gereken bir yurttaş tutumu” olarak karşılanmasını beklerken, “Nereden çıktı bunlar” tutumu ile karşılaştık. Biliyoruz ki, karşılaştığımız bu tutum ile memleket de hukuk da doğa da yurttaşlık bilinci de zarar görür. Kamu idarelerinin görevleri mevzuatımızda tanımlanmıştır. Yürürlükte olan mevzuat uygulansa olumsuz sonuçlar ortaya çıkmayacaktır. Dolayısıyla kanun dışı bir talebimiz yoktur.

Şimdi sormak istiyoruz? Bu tür durumları vatandaşlar mevzuat peşine düşerek, araştırarak, öğrenerek, kapı kapı dolaşarak mı takip edecekler? Yoksa! Görevleri çevreyi ve vatandaşını korumak olan kişi ya da kurumlar mı takip edecek? Vatandaşın yükümlülüğü kirletmemek ve tahrip etmemektir. Kamu idarelerinin görevi ise ihlal etmemek, ihlale izin vermemektir. Şayet ihlale izin veriliyorsa, ihlalin çevre ve hayatlarımız için zararlı sonuçlarını ortadan kaldırmak görevi olanlara aittir. Bu anlamda meslek odalarının davetini destekliyor, tespit edilmiş bu zararlı sonuçların ortadan kaldırılması için gereğinin yapılmasını istiyoruz.