Antalya’nın Konyaaltı ilçesine bağlı Hisarçandır Mahallesi’nde bir firmanın kalker ocağı kapasitesini artırma girişimi bir kez daha reddedildi. Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nün olumsuz görüş bildirmesinin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, 29 Nisan 2025 tarihli başvuruya ilişkin süreci sonlandırdı. Böylece yılda 1 milyon ton üretim hedefleyen proje iptal edilmiş oldu.

DOĞA SAVUNUCULARINDAN MEMNUNİYET

Kararın ardından açıklama yapan Geyikbayırı Yaşam Platformu, iptalin yalnızca bölgedeki ekosistemi değil, Boğaçay ve Çandır Deresi havzasını da koruduğunu belirtti. Platform, bu adımı “ekosistemi koruma adına önemli bir kazanım” olarak nitelendirdi.

TARİHİ KARAİNDİBİ MAĞARASI TEHLİKEDEN KURTULDU

Platformun açıklamasında, Bizans dönemine ait geyik ve karaca figürlerinin bulunduğu Karaindibi (İsli) Mağarası’na dikkat çekildi. Yılın başında koruma alanı ilan edilen mağara çevresinde kalker ocağına izin verilmesinin kültürel miras açısından ciddi risk taşıdığı ifade edildi. Başvuru sürecinde Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan görüş alınmaması ise büyük bir eksiklik olarak değerlendirildi.

MEVCUT OCAK DA KORUMA ALANI İÇİNDE

Platformun paylaştığı belgelere göre, 2022 yılında “ÇED gerekli değildir” kararıyla çalışmaya başlayan mevcut kalker ocağının yaklaşık 5,8 hektarlık kısmı da yeni koruma sınırlarının içinde bulunuyor. Bu alan yaklaşık 8 futbol sahasına denk geliyor. Açıklamada, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gereği burada madencilik faaliyetinin hukuken mümkün olmadığı vurgulandı.

“YENİ BAŞVURULARA DA İZİN VERİLMEMELİ”

Geyikbayırı Yaşam Platformu, Boğaçay ve Çandır Deresi çevresinin yıllardır maden faaliyetleri ve kapasite artırımı talepleri nedeniyle büyük baskı altında olduğunu belirtti. Platformun açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

TİP’ten su krizi raporu: Sebebi yanlış politikalar
TİP’ten su krizi raporu: Sebebi yanlış politikalar
İçeriği Görüntüle

“Yeni koruma alanı kararları, bölgede yeni kalker ocağı açılması ya da kapasite artırımı başvurularının kesinlikle kabul edilmemesi gerektiğini ortaya koyuyor. Orman Bölge Müdürlüğü’nün duyarlılığı için teşekkür ediyoruz. Ancak mevcut ruhsat sahasının koruma alanı içinde kalan kısmı için de tüm resmi kurumları göreve çağırıyoruz. Bu bölgenin doğal yaşamı ve kültürel mirası için mücadelemiz sürecek.”

Kaynak: Haber Merkezi