Ankara'da yaşayan Buse Nur Dikicier için her şey, 2023 yılının Mart ayında, 'kardeşim' dediği çocukluk arkadaşı O.Ç.'nin cazip bir iş teklifiyle kapısını çalmasıyla başladı. "Birlikte e-ticaret yapacağız, dükkan açacağız" vaadiyle kandırılan genç kadın, iş için gerekli olan dizüstü bilgisayarı alması için arkadaşına kredi kartını ve banka hesap bilgilerini verdi. Sadece birkaç gün süreceğini düşündüğü bu güvene dayalı hareket, onun hayatını geri dönülmez bir şekilde değiştirecek adalet sarmalının ilk adımı oldu. O.Ç.'nin kart bilgileriyle ortadan kaybolmasının ardından, Buse Nur Dikicier'in adına Türkiye'nin dört bir yanından dolandırıcılık şikayetleri yağmaya başladı ve genç kadın, bir anda 54 ayrı soruşturmanın baş şüphelisi haline geldi.
Güvenin bedeli ağır oldu: 4 yıl hapis ve 54 dosya
Arkadaşının kendisini her yerden engellemesi ve evini taşıyarak izini kaybettirmesiyle şok yaşayan Buse Nur Dikicier, çok geçmeden karakoldan gelen bir telefonla acı gerçekle yüzleşti. Adına açılan hesaplar üzerinden, internette sahte ürün satışı (airfryer gibi) yapılarak onlarca kişinin dolandırıldığı ortaya çıktı. Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davalardan biri, genç kadının hayatına bir darbe daha vurdu. Mahkeme, "Bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçundan Dikicier'e 4 yıl hapis ve 10 bin TL adli para cezası verdi. Bu ceza, buzdağının sadece görünen kısmıydı. İstinaf mahkemesinde bekleyen 10 dosyası daha bulunan ve toplamda 30 yıla yakın hapis cezasıyla karşı karşıya olan Dikicier, avukatı aracılığıyla karara itiraz etti.
'Keşke bizim paramız gitseydi': Hayalleri ve geleceği çalındı
Yaşadığı utanç verici olay nedeniyle büyük bir yıkım içinde olduğunu belirten Buse Nur Dikicier, "Asıl mağdurlar biziz" diyerek isyanını dile getiriyor. Üniversiteye hazırlanırken tüm hayallerinin bir anda çöp olduğunu anlatan genç kadın, "Daha önce hiçbir sicil kaydım olmamasına rağmen şu an sicilim kirlendi. Hiçbir yerde iş bulamıyorum, kimse iş vermek istemiyor. Çevremdeki arkadaşlarım bile tepkili. Henüz 24 yaşındayım ve kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışırken bu duruma düştüm. Tek istediğim arkadaş kurbanı olduğumun anlaşılması ve asıl suçluların bulunması" dedi. Dikicier, kendisi gibi mağdur olan 30 kişiyle birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) giderek siyasi parti temsilcileriyle görüştü ve yaşadıkları adaletsizliğe dikkat çekmeye çalıştı.
Avukat isyan etti: Adalet yanlış kişiyi cezalandırıyor
Buse Nur Dikicier ve benzer durumdaki 30 mağdurun avukatlığını üstlenen İsmail Özdemir, bu suçlarda adaletin yanlış tecelli ettiğini vurguladı. "Para akışını yöneten asıl failler dışarıda gezerken, banka hesabı kullandırılan ve kolayca erişilebilen kişiler ömür boyu hapis cezalarıyla karşı karşıya kalabiliyor" diyen Özdemir, sorunun artık ülke çapında bir yara haline geldiğini belirtti. Soruşturmaların genellikle IBAN sahibi ile sınırlı kaldığını ve derinleştirilmediğini ifade eden Avukat Özdemir, "Bu hesabı kullandırılan kişilere baktığımızda, çoğunun 18-25 yaş arasında, hayat tecrübesi az ve güven duygusu yüksek öğrenci veya gençler olduğunu görüyoruz. Adalet, suçluyu değil doğru kişiyi cezalandırdığında tecelli eder" sözleriyle sistemdeki çarpıklığa dikkat çekti.
Tek umut uzlaştırma: Asıl failler nasıl bulunacak?
Avukat İsmail Özdemir, çözüm için kritik bir öneriyi gündeme getirdi: uzlaştırma. Bu suçların uzlaştırma kapsamına alınması gerektiğini savunan Özdemir, bu sayede iki hedefe ulaşılabileceğini belirtti. "Uzlaştırma devreye girdiğinde, bir yandan parası dolandırılan mağdurların zararı daha hızlı giderilebilir. Diğer yandan, banka hesabı sahibi olan gençler, asıl faillere ulaşılması için daha istekli bir şekilde bilgi paylaşabilir. Amacımız kimseyi aklamak değil, faille mağduru birbirinden ayırmak, zararı telafi etmek ve adaleti doğru kişiye yönlendirmektir. Tek ümidimiz, doğru kişilerin bulunup yargılanarak hak ettikleri cezayı almasıdır" dedi. Bu öneri, binlerce "hesap sahibi" mağdur için yeni bir umut kapısı olabilir.
