Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşük doğum oranlarını kültürel nedenlere bağlayan açıklamasına, Cumhuriyet Halk Partisi Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe'den açıklama geldi. 

Arınç'tan İmamoğlu açıklaması: Diplomanın iptali yanlış! Arınç'tan İmamoğlu açıklaması: Diplomanın iptali yanlış!

Karatepe, yazılı açıklamasında, Türkiye’deki doğurganlık oranlarındaki düşüşün asıl nedeninin ekonomik kriz ve güvencesizlik olduğunu vurguladı.

“Bugün Türkiye’de gençler evlenemiyor, evliler çocuk yapamıyor; çünkü bu ülkenin iktidarı hayatı yaşanabilir kılacak bir ekonomik düzen kuramıyor” diyen Karatepe, iktidarın ekonomik sorumluluğunu kültürel gerekçelerle perdelemeye çalıştığını belirtti. “Kiraların asgari ücreti aştığı, mama raflarının boş kaldığı, etin gramla satıldığı bir ülkede üç çocuk istemek; halka hoyratça bir dayatmadır.”

“Bu düşünün adı: Gelecek korkusu”

Karatepe, doğurganlık oranlarındaki gerilemenin bireysel tercihlerle değil, gençlerin duyduğu "gelecek kaygısıyla" açıklanabileceğini söyledi. “Gençler, çocuklarına nasıl bir yaşam sunacaklarını bilemedikleri için doğurmuyor. Çünkü bu ülkede doğan her çocuk, borç içinde bir hayata ‘merhaba’ diyor.”

“1990’larda sosyal devlet vardı, bugün yalnızca piyasa var”

Erdoğan’ın, “Kişi başına gelir daha düşükken doğurganlık daha yüksekti” yönündeki sözlerine de yanıt veren Karatepe, geçmişte sosyal devletin hâlâ işlediğini hatırlattı: “1990’larda kamu kreşleri vardı, barınma imkanları erişilebilirdi, sağlık ve eğitim hizmetleri kamu güvencesindeydi. Bugünse çocuk yetiştirmenin maliyeti bir ailenin yıllık gelirini aşıyor. Çünkü devletin elini çektiği her alanda piyasa belirleyici hâline geldi. Şimdi CHP’li belediyelerin açtığı kreşlere, kent lokantalarına dahi tahammül edemiyorlar. Bu şartlarda doğurganlığı kültürel bir sorun gibi göstermek, milyonların yaşadığı geçim krizini örtme çabasıdır.”

“Bu düzen değişmeden çocuk çağrısı gerçek dışıdır”

Açıklamanın sonunda Karatepe şu ifadeleri kullandı:

“Masalları bırakalım. Bu ülkenin sorunu doğurganlık değil; umutsuzluk, güvencesizlik ve sefalet. Bebek bezinin fiyatı maaşla yarışıyorsa, çocuk büyütmek artık lüks değil, orta sınıf için imkânsızdır.

Barınamayan doğurmaz, geçinemeyen büyütmez, umudu tükenen çocuk değil, bavul hazırlar. Bu düzende sabır tükenmiştir. Aileyi popülizmle kutsayıp ekonomiyle yoksullaştıran bir iktidarın ne nüfusu artıracak aklı kalmıştır ne de halka umut verecek takati. Türkiye’yi bu ‘hayatta kalma ekonomisi’nden kurtaracak olan, laf cambazlığı değil; sandıkla kurulacak adil bir düzendir.”

Kaynak: Haber Merkezi