12 Eylül 1980 askeri darbesine ilişkin olarak açılan ve dönemin Genelkurmay Başkanı ve 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ali Tahsin Şahinkaya’nın yargılandığı dava, sanıkların ölümü nedeniyle düşürülmüştü. Sanıkların rütbelerinin geri alınmaması ve mal varlıklarına el konulmamasıyla sonuçlanan bu karar, mağdurlar tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındı.
Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) 2022’de sonuç alamayan Senem Gülbudak, Utku Erdoğan ve Aynur Hayrullahoğlu, avukatları Arif Ali Cangı aracılığıyla AİHM’e başvurdu. Başvuruda, 12 Eylül darbesi nedeniyle Türkiye’de sistematik işkenceler, ölümler ve ağır hak ihlalleri yaşandığı belirtildi.
“Bu dava düşme kararıyla kapatılamaz”
Başvuruda, darbeci generaller hakkında ölümden önce kurulan hükmün sadece hapis cezası değil, aynı zamanda maddi menfaat içeren rütbe ve mal varlıklarına ilişkin hükümleri de kapsaması gerektiği savunuldu. “Ölmeleri üzerine hapis cezası düşse de, rütbelerinin geri alınması konusunda mahkemenin hüküm kurması gerekirdi. Bu, sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani bir zorunluluktur” ifadelerine yer verildi.
“Cezasızlık manevi varlığımızı zedeliyor”
Başvuruda, cezasızlıkla sonuçlanan yargı sürecinin, hakları ihlal edilen mağdurlar açısından manevi varlıklarını koruma ve geliştirme hakkını da ihlal ettiği vurgulandı. “12 Eylül darbesi nedeniyle yalnızca başvurucuların değil, binlerce insanın temel hakları ağır şekilde ihlal edilmiştir. Demokratik bir hukuk düzeninde bu tür suçlar görmezden gelinemez” denildi.
“Darbenin kendisi insanlığa karşı suçtur”
Venedik Komisyonu raporuna ve uluslararası hukuka atıf yapılan başvuruda, 12 Eylül darbesinin insanlığa karşı işlenen bir suç olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Latin Amerika’daki askeri diktatörlüklerde olduğu gibi, darbe yapan kişilerin insan hakları ihlallerinden sorumlu tutulabileceği örnekleri hatırlatılarak, “12 Eylül darbesi sadece bir rejim değişikliği değil, sistematik şiddet ve hak ihlallerinin kaynağıdır. Bu yönüyle başvurumuz bu suçun uluslararası boyutta yargılanmasını talep etmektedir” denildi.