Ünlü jeolog ve akademisyen Prof. Dr. Celal Şengör hakkında hazırlanan iddianame, Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Suçlama, “Türk milletini alenen aşağılama”. Şengör, bu suçtan dolayı 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak. Mahkeme, emniyete yazı yazarak Şengör’ün sosyal ve ekonomik durumunun tespit edilmesini de kararlaştırdı.
Dava tarihi olarak ise adli tatil sonrası ilk takvimlerden biri olan 11 Eylül 2025 günü belirlendi.
Ne demişti?
Celal Şengör hakkında bu süreci başlatan ifadeler, kamuoyunda yoğun tartışma yaratmıştı. Şengör’ün kamuya açık bir platformda şu sözleri sarf ettiği öne sürüldü:
“Ben Türk halkı kadar cahil, Türk halkı kadar ahlak kavramından yoksun bir toplum tanımadım. Türkiye, uygarlıktan uzak bir ülkedir. Bugün Anadolu Türkü’nün ortalama IQ’su 86. Dünya standartlarında bu geri zekâlılık sınırıdır.”
Bu sözlerin ardından Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” ya da “alenen aşağılama” kapsamında bir inceleme başlattı. Soruşturma sonunda hazırlanan iddianame, mahkeme tarafından kabul edildi.
Şengör: “Sözlerim bilimsel verilere dayanıyor”
Savcılık tarafından yürütülen soruşturma kapsamında ifade veren Celal Şengör, açıklamalarının kişisel hakaret içermediğini, yalnızca bilimsel verilerle desteklenen tespitlerden ibaret olduğunu belirtti. Kendi ifadesine göre, eleştirileri toplumun genel yapısına yönelik olup, herhangi bir kişiyi hedef almadı.
Ancak savcılık bu savunmayı yeterli görmedi. İddianamede, kamuoyunda etkisi büyük olan bir figürün bu denli aşağılayıcı ifadeler kullanmasının toplum barışını tehdit edebileceği vurgulandı.
Tartışma büyüyor: Eleştiri mi hakaret mi?
Celal Şengör'ün yargılanması, kamuoyunda "ifade özgürlüğü" ile "hakaret suçu" arasındaki ince çizgi tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Bazı hukukçular, Şengör’ün sözlerinin “ağır ama ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebileceğini” savunurken, bazı uzmanlar ise toplumu genelleyen ve aşağılayan bu tür beyanların hukuken suç sayılabileceğini ifade ediyor.
