Utku ÇELİK- Anayasa Mahkemesi kararına rağmen tahliye edilmeyen ve bugün de milletvekilliği düşürülen Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay için partisince Türkiye'nin çeşitli noktalarında eylem düzenlendi. 

TİP liderliğindeki Sol Partiler, Can Atalay için Sokaklara Çıktı

Türkiye NATO Genel Sekreterliği için kimi destekleyecek? Türkiye NATO Genel Sekreterliği için kimi destekleyecek?

TİP Genel Başkanı Erkan Baş'ın çağrısı üzerine harekete geçen Türkiye İşçi Partisi üyelerinin yanı sıra Emek Partisi, Halk Evleri, Mor Dayanışma, Sosyalist Gençlik Derneği Federasyonu, Kaldıraç, Sol Parti, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Sosyalist Emekçiler Partisi ve Toplumsal Özgürlük Partisi, İzmir'de ise Alsancak Garı'nın önünde toplandı. Burada sloganlar atarak tepkilerini dile getiren eylemciler, daha sonra ise yürüyüş düzenleyerek Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ndeki Türkan Saylan Kültür Merkezi'nin önünde partinin konu hakkındaki basın açıklamasını TİP Balçova Belediye Başkan Adayı Eray Sevindirici okudu.

Eray Sevindirici-1

Meclis Başkanı'nın mecliste bulunmadığı bir zamanda AKP Meclis Başkanvekili tarafından Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürüldüğünü belirten Sevindirici "Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş yurt dışındayken Yargıtay’ın Hatay Milletvekilimiz Can Atalay hakkında verdiği hukuk dışı karar, AKP Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından Meclis kürsüsünden okutulmuş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi bugün Hatay halkının iradesini yok sayan bir karara imza atarak Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürmüştür.''dedi.

Atalay'ın Milletvekilliği Adayı YSK tarafından kabul edilmesine rağmen milletvekilliğinin düşürüldüğünü belirten Sevindirici ''Gezi’nin en güzel çocuklarından biri olan Can Atalay, 14 Mayıs Genel Seçimleri’nde partimiz tarafından milletvekili adayı gösterilmiş ve Can'ın milletvekili olabileceği, Yüksek Seçim Kurulu tarafından kabul edilmiştir. Hatay halkı, iradesini ortaya koyarak Can Atalay’ı milletvekili seçmiş ve Can’a milletvekili mazbatası verilmiştir. Meclis’te milletvekillerinin yemin etmek için kürsüye çağırıldığı esnada Can Atalay’ın adı ‘Hatay milletvekili’ olarak okunmuş ve Can Atalay, partimiz tarafından Meclis Başkanlığı için aday gösterilmiştir. Can Atalay’ın Meclis Başkanlığı'na adaylığı kabul edilmiş, ayrıca Meclis’teki tüm siyasi partilerin oybirliği ile Can Atalay, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi olmuştur. Dolayısıyla ortada Can Atalay’ın milletvekili sıfatı kazandığına dair hiçbir şüphe yoktur.'' diye konuştu

Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararın bağlayıcı olduğuna değinen Sevindirici ''Tüm bunlara rağmen Can Atalay’ın tahliye edilmemesine ilişkin Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvurunun sonucunda Anayasa Mahkemesi, Can Atalay’ın derhal tahliye edilmesine karar vermiştir. Karar, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiş olsa da mahkeme kararın gereğini yerine getirmeyerek dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne göndermiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise Anayasa’yı tanımamaya devam ederek AYM kararını hiçe sayan, hukuken bir karar olarak dahi adlandırılamayacak bir metne imza atmıştır. Bu hukuksuzluk üstüne AYM’ye bir başvuru daha yapılmış ve bu kez AYM, dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine ve Can Atalay’ın derhal tahliye edilmesine oybirliğiyle karar vermiştir. Bu süreç yine aynı şekilde sürmüş ve milletvekilimizin hukuksuz tutukluluğu devam etmiştir.'' ifadelerini kullandı.

TİP Balçova Belediye Başkan Adayı Eray Sevindirici sözlerini şöylü sürdürdü:

Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi, Yargıtay eliyle gerçekleştirilen bu darbe girişiminin bir ortağı haline gelmiştir. AYM kararlarının bağlayıcı olduğu ve tüm yargı kurumlarını bağladığı yönündeki Anayasa hükmü önce Yargıtay tarafından, ardından da TBMM tarafından fiilen yürürlükten kaldırılmıştır. 

Türkiye’de artık bir anayasanın bulunmadığı, anayasal güvencelerin ortadan kaldırıldığı, TBMM tarafından tescillenmiştir. Sanılmasın ki yılacağız, sanılmasın ki pes edeceğiz, ‘öyle olsun’ diyeceğiz. Biz bugün, bir kez daha yeniden başlıyoruz. 

Buradan bu hukuksuz kararın alınmasında en ufak bir payı olanlara, kararın altına imza atanlara sesleniyoruz:

Bu ülkenin tarihinin en aydınlık sayfalarından biri olan Gezi Direnişi’ni kirletebileceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Ölümü reva gördüğünüz, ölüme mahkum ettiğiniz Hatay halkının iradesini hiçe saymanın hesabını mutlaka vereceksiniz.

Halkımıza da buradan bir çağrı yapıyoruz:

Biz, Saray’dan büyüğüz, biz iktidarlardan, patronlardan büyüğüz. Bu yüzden şimdi bir kez daha yan yana gelmek, yeniden mücadele etmek zorundayız. Can Atalay er ya da geç esir tutulduğu o dört duvar arasından çıkacak. Hatay halkı vekiline kavuşacak."

Selma Gürkan

Yargı organlarının iktidar kontrolünde olduğunu belirten Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan ''Can Atalay'ın seçildiği günden beri işletilen süreci dikkatle izliyoruz. Kobani davasında olduğu gibi Gezi davasında olduğu gibi haksız, hukuksuz bir yargılama sürecini Can Atalay'da da işletildiğini gördük. Biz bu kararın yargı eliyle alınmadığını biliyoruz. Siyasi iktidarın, özellikle AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın özel bir poltik hesaplaşmayla, özel bir politik müdahale ile bu davaları ayrı bir yere koyduğunu biliyoruz. Bizzat ''Onlar dışarıya çıkamayacak'' talimatı ile bu kararların alındığını biliyoruz. Can Atalay milletvekili seçildiği andan itibaren Yargıtay ve Anayasa arasında gidip gelen dosyada işleyen sürecinde hukuki bir süreç olmadığını biliyoruz. İki yüksek yargının arasındaki bir siyasi çatışma olmadığınıda biliyoruz. Bu iki üst mahkem, iki yüksek yargı arasındaki çatışma, bizzat bu siyasi iktidarın daha otoriter, daha gerici, daha baskıcı bir rejimi örgütlemesinin aracı haline geldi'' dedi.

Yagıtay kararının baskıcı bir rejim oluşturulmasında bir adım olduğunu belirten Gürkan ''Yargıtay kararının da bu politikaya hizmet ettiğini açıkça ifade etmek isteriz ve bu kararın da bir tek anlamı vardır. Faşist bir rejime girken döşenen taşlardan birisidir bu karar. Biz Can Atalay'a karşı verilen bu karara karşı mücadele ederken sadece Can Atalay için hak ve hukuk mücadelesi vermiyoruz. Halkın iradesine sahip çıkıyoruz. Gerici, Otoriter, Baskıcı bir rejime doğru gidişin önünü kesmek üzere bir demokrasi mücadelesi olarak ele alıyoruz. '' diye konuştu.

Mücadele çağrısında bulunan Gürkan ''Verdiğimiz bu mücadelede özellikle emek, demokrasi, halk güçlerini ortak mücadeleye çağırıyoruz. Bu ortak mücadele ile kazanacağımızı düşünüyoruz.'' ifadelerini kullandı.

Kaynak: Utku ÇELİK