Haber/ Didar DEMİRCİ

Baraj inşaatı devam eden Başlamış Çayı'nın Manisa ve İzmir’e içme suyu sağlaması hedefleniyor. Dolayısıyla halk ve çevre sağlığı açısından büyük öneme sahip olan bu çay, daha baraj tamamlanmadan ciddi bir kirlilikle karşı karşıya kaldı. Başlamış Çayı'nda Mart ayının sonunda başlayan kirlilik, büyük endişe yarattı. Kırmızı renge dönen Başlamış Çayı hakkında konuşan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Emine Helil İnay Kınay, bölgenin verimli tarım arazileri ve su kaynaklarıyla çevrili olduğu ve Gördes Nikel Madeni İşletmesi ile bölgede varlığını koruyan diğer işletmelerin çevreye verdikleri zararlardan dolayı büyük risk taşıdığını, bu projelere verilen ÇED olumlu raporuna ilişkin hukuki sürecin devam ettiğini dile getirdi.

Bölge halkı şikayetçi

Manisa’nın Gördes ilçesindeki Nikel Madeni İşletmesi'nin, geçtiğimiz yıllarda sülfürik asit taşıyan tankerlerinin Akhisar Gördes Karayolunda devrilmesi nedeniyle tonlarca sülfürik asit toprağa döküldüğünü hatırlatan Kınay, sözlerine şöyle devam etti: “Bölgede yaşayanlar tarım ürünlerinin zarar gördüğü, hayvan ölümlerinin arttığı, sularının kesildiği yönündeki şikayetlerini dile getiriyor. Bölgedeki çevre sorunları devam ederken, Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından Gördes Nikel Madeni İşletmesi'nde kapasite artışı ile bölgede maden işletmesine kullanılan sülfürik asit ihtiyacının karşılanması amacı ile yıllık üretim kapasitesi 1 milyon ton olan sülfürik asit fabrikası kurulması ile ilgili ÇED sürecinin başladığı duyuruldu. Bölge Halkı tarafından gösterilen tepki ile toplantı gerçekleştirilemedi” diye konuştu.

Tanker trafiği yaşanıyor

İzmir'in içme suyu kaynağı olarak görülen Gördes Barajı ile sadece Gördes ve Manisa değil, İzmir ve çok daha geniş bir alanın maden işletmesinin çevresel riskleri ile karşı karşıya olduğunu dile getiren Kınay, “İşletme için hazırlanan mevcut ÇED raporunun ve ÇED olumlu belgesinin yetersizliği, söz konusu maden sahasına taşınan sülfürik asit taşınması sürecinde ÇED raporunda ifade edilen ilgili tanker trafiği, mevcut trafik ve yol durumu değerlendirildiğinde ve gerçekleşen tanker kazaları göz önünde bulundurulduğunda, maden işletmelerinin yalnız hammaddelerinin taşınması sırasında bile ne kadar büyük çevresel risk oluşturduğu ortadadır” ifadelerini kullandı. Kınay, işletmelerin çevreye vereceği risklerin ve yaşanan sürecin ortada olduğunu vurgulayarak, “Çevresel riski çok yüksek olan bu tesislerin planlama, işletilmesi ve denetim süreçlerinde yaşanan aksaklıklar geri dönülemez sonuçlar doğuracaktır” dedi.