"BUGÜN YAŞANANLARIN SORUMLUSU SEÇİMDEN ÖNCE İMZA ATANDIR"
Başkan Tugay, “Türkiye’de hiç kimsenin almadığı bu maaşların İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden talep edilmesi ve bu taleplerle diğer işçi arkadaşlarımızın mağdur edilmesi kabul edilemez. Böyle bir hakları yok. Bu durumu açıkça ifade ettik. Bugün yaşananların sorumlusu, seçimden yalnızca 5 gün önce atılan sorumsuz bir imzadır. Şu anda yaşadığımız tablo iki sebeple ortaya çıktı: Birincisi, bu sorumsuzca yapılan toplu sözleşme. İkincisi ise bizim tüm bu olumsuzluklara rağmen belediye hizmetlerini sürdürmeye çalışmamızdır. Bu noktada halkımızdan gelen tepkilere de değinmek istiyorum. Bayram tatili boyunca bana belki on binlerce mesaj geldi. Vatandaşlarımız, belediyeyle hiçbir ilgisi olmayan kişilerin seçim öncesinde işe alınmasından duydukları rahatsızlığı, bu alımları haklı olarak onaylamadıklarını dile getirdiler. Halkın bu çağrısına kulak verdik ve bazı kararlar aldık. Bunları açıkça kamuoyuyla paylaşmak istiyorum'' dedi.
Bundan sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne hiçbir personelin siyasi parti mensubu olduğu için işe alınmayacağının altını çizen Tugay, şöyle devam etti:
''Hiç kimse, herhangi bir üst düzey siyasetçinin ya da herhangi bir grubun yakını ya da referansı olduğu için işe alınmayacak. Bundan böyle belediyeye alınacak her personel yalnızca gerçek ihtiyaçlar doğrultusunda istihdam edilecek. Kimsenin kim olduğuna başkan olarak ben ya da başka biri karar vermeyecek. Belediyenin ilgili biriminde görevli yöneticiler ve oluşturulacak tarafsız bir komisyon değerlendirme yapacak. Alımlar ilanla duyurulacak, başvurular şeffaf şekilde toplanacak ve başvuranlar objektif kriterlerle değerlendirilecek. En uygun, en başarılı adaylar işe alınacak. Ayrıca insan kaynakları konusunda deneyimli, kamu yönetimi bilgisine sahip uzmanlardan oluşan bağımsız bir havuz kuracağız. Bu kurul, işe alım süreçlerini denetleyecek. Belediyemizin istihdam kurulunun kararlarını da bu yapı gözden geçirecek. Herhangi bir usulsüzlük ya da kayırmacılık tespit edildiğinde hemen müdahale edeceğiz. Birinin yakını diye işe alınmış kişileri arkadaşlarımız inceliyor. Bu tür akrabaları da işten çıkaracağız. Tespitleri yaptık, rakamları paylaşamayacağım, adaletsizlik yapmak istemiyoruz, çalışanlar arasında gerçekten ihtiyacı olanlar olabilir ama böyle bir sorun var ve bu sorunu gidereceğiz. Bundan sonra yapacağımız her türlü harcama halkımızla paylaşılacak. Asgari ücretin, emekli maaşının bu kadar kötü olduğu noktada, aynı İzmir sokaklarına döküldüğünüz gibi gereğini yapacak mısınız?"
İFTİRA DAVASI AÇTIK
Kurultay soruşturması sürecine dair görüşlerini de açıklayan Tugay, "40 sayfalık bir iddianame var. O iddianamede sadece 1 kişi geçiyor, O da maalesef İzmir’den delege olarak seçilmiş birisi. İsmini siz biliyorsunuz, Burada zikretmeyeceğim. Bu kişi, ‘Ben onun adına hareket ediyorum’ diyerek benim adıma konuşmuş. İddianamede yer alan ifadeye göre, ‘Bir şey yaptığını duydum’ demiş. ‘Para dağıtıldığını gördüm’ dememiş. Bir kanıt da sunulmamış. İddianamenin tamamı böyle söylentilerden oluşuyor. Bizim gördüğümüz kadarıyla, benimle doğrudan ilgili hiçbir şey yok'' diye konuştu.
Bu kişinin davranışını densizlik olarak değerlendiren Tugay, şunları aktardı:
''O kişi hakkında hem ikrar (iftira) davası açtık hem de manevi tazminat davası açtık. O davalarda da sadece, ‘Ben böyle duydum’ şeklinde ifadeler var. Ortada herhangi bir delil yok. O para hiç üretilmemiş, böyle bir ortam hiç oluşmamış. Ben buna yakından şahidim. Ama biz halkımızla birlikte bu yönetimde bir değişim istedik. Aslında biz değil, halkımız istedi. Biz sadece onların taleplerini karşılıksız bırakmadık. Ve siyasetçiler olarak üzerimize düşeni yaptık. O günden beri yaşananlar herkesin gözleri önündedir. Bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Hakkımızda verilmiş hiçbir hüküm ya da mahkumiyet kararı yok. Ama halkımızın desteğine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Geleceğimiz, insan onuru açısından, ahlaki duruş açısından sağlam temeller üzerinde yükselsin isteyen herkes; bu süreçte sadece siyasetçisine değil, hukukçusuna ve kamu yöneticisine de sahip çıkmalıdır.”