ÖZGE UYANIK/Uzmanlar İzmir’de süren kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında yapılan yıkım faaliyetlerinin halk sağlığını tehdit eder hale geldiği belirtti. Kentin birçok bölgesinde binalar yıkılırken toz ve tehlikeli maddelerin yayılmasını engelleyecek herhangi bir tedbir alınmadığı açıklandı. Özellikle rüzgârın etkisiyle çevreye yayılan bu tozların, başta asbest olmak üzere kanserojen kimyasallar içerdiği uyarısı yapıldı.
CİDDİ SAĞLIK PROBLEMLERİ
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü verilerine dikkat çekerek, şu ifadelere yer verdi:
“Asbestin tüm türleri insanlarda kanserojen (IARC Grup 1) olarak sınıflandırılmaktadır. Asbest, akciğer kanseri, larinks kanseri, over kanseri ve mezotelyoma gibi ciddi sağlık sorunlarıyla ilişkilidir. Ayrıca kronik solunum hastalıklarına da yol açabilir.”
UZUN VADELİ SAĞLIK SORUNU
Türk Tabipleri Birliği raporuna atıfta bulunulan açıklamada ise şu ifadeler yer aldı:
“Asbestle ilgili hastalıklar 10–50 yıl sonra ortaya çıkabilir. Asbest için herhangi bir güvenli limit değeri bulunmamaktadır. Yıkım sırasında asbestin havaya yayılması, uzun vadeli halk sağlığı sorunlarına yol açmaktadır.”
TEDAVİSİ GÜÇ HASLAIKLARA YOL AÇIYOR
Jeoloji Mühendisleri Odası açıklamasında, 2021’de Resmî Gazete’de yayımlanan “Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik” hükümlerine vurgu yapılarak, “Asbest ve diğer toksik maddeler sökülüp uzaklaştırılmadan ana yıkıma geçilemez. Yerel yönetimler asbest raporu olmadan yıkım izni vermemeli, denetimleri eksiksiz yapmalıdır. Mezotelyoma gibi tedavisi güç hastalıkların yayılmasına neden olan bu tehlikenin önüne geçilmesi için tüm yetkilileri göreve çağırıyor, halk sağlığının korunması adına sorumluluk almaya davet ediyoruz” çağrısı yapıldı.
HER YIL 500 KİŞİ YAKALANIYOR
26 Eylül Mezotelyoma Farkındalık Günü öncesinde bilgilendirme yapan Kolorektal Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cem Terzi, Türkiye’nin bu kanser türünün en sık görüldüğü ülkeler arasında yer aldığını söyledi.
Prof. Dr. Terzi, “Dünyada milyonda bir oranında görülen bu kansere, ülkemizde her yıl yaklaşık 500 kişi yakalanıyor. Türkiye’de mezotelyomanın temel sebebi; aktoprak, beyaz toprak, çelpek ve höllük olarak bilinen maddenin bilinçsizce kullanılmasıdır” dedi.
Terzi, 2010 yılına kadar yaygın kullanılan asbestin hâlâ risk yarattığını belirterek, “Ülkemizde 1983–2010 yılları arasında yaklaşık 500 bin ton asbest kullanıldı. Yasaklanmış olmasına rağmen bu malzemeler hâlâ binalarda, çatılarda ve sanayi tesislerinde bulunuyor. Deprem, kentsel dönüşüm ve gemi sökümü süreçlerinde asbest liflerinin solunması yeni riskler doğuruyor” ifadelerini kullandı.
TEDAVİSİ ZOR AMA KORUNMAK MÜMKÜN
Mezotelyomanın zorlu tedavi sürecine de değinen Prof. Dr. Terzi şunları söyledi:
“İki aşamalı tedavide önce karın içindeki tüm tümörler temizleniyor, ardından karın boşluğu ısıtılmış kemoterapi ilacıyla yıkanıyor. HİPEK adı verilen bu yöntem yaşam süresini uzatsa da asıl korunma, riskli ortamlardan uzak durmakla mümkün.”
Uzmanlar, asbest riskine karşı şu uyarılarda bulundu:
– “Yıkılan binalara ve enkazlara maskesiz yaklaşmayın.”
– “2010 öncesi yapılmış binalarda asbest araştırması yapılmadan yıkım başlatılmamalı.”
– “Enkazda çalışanlar özel koruyucu ekipman kullanmalı.”
– “Çocukları bu ortamlardan uzak tutun.”