Türkiye'nin en büyük metropolü ve siyasetin kalbi olan İstanbul'da, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içinde uzun süredir devam eden hukuki ve siyasi çekişme, Ankara'dan gelen bir mahkeme kararıyla yeni bir boyuta taşındı. Parti içi muhaliflerin, usulsüzlük iddialarıyla gündeme getirdiği ve büyük tartışmalara yol açan CHP İstanbul İl Kongresi'nin iptali istemiyle açılan dava, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından esastan reddedildi. Bu karar, CHP Genel Merkezi tarafından "hukuki bir zafer" ve "kongrenin meşruiyetinin tescili" olarak yorumlanırken, partideki suların durulup durulmayacağı ise belirsizliğini koruyor. Kararın en önemli sonucu ise, daha önce İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin aldığı ve il yönetimine kayyum atanmasının yolunu açan ihtiyati tedbir kararının geleceğini tartışmaya açması oldu.

Mahkemenin kararına CHP’liler ne dedi?
Mahkemenin kararına CHP’liler ne dedi?
İçeriği Görüntüle

Kayyum kararını boşa düşüren karar

Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği bu "esastan ret" kararının ardından ilk değerlendirme, CHP'nin Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci'den geldi. Kararı Halk TV'ye yorumlayan Çiftci, Ankara'daki mahkemenin verdiği bu kararın, İstanbul'daki mahkemenin "haksız ve usulsüz" olarak nitelediği kayyuma ilişkin tedbir kararını da kendiliğinden ortadan kaldırdığını savundu. Çiftci, "Aslında İstanbul İl Kongresi'nde herhangi bir sıkıntı olmadığı, her şeyin usulüne uygun, şeffaf olduğu ve bir şaibe bulunmadığı Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından tespit edildi," ifadelerini kullandı. CHP'li yöneticiye göre, bir davanın esasına girilerek, yani tüm deliller toplanıp yargılama yapılarak verilen bir ret kararı, sadece geçici bir önlem niteliğindeki tedbir kararını hükümsüz kılar. Bu yoruma göre, İstanbul İl Başkanlığı'na atanan geçici heyetin veya kayyumun görevi, Ankara'dan gelen bu kararla birlikte hukuken sona ermiş durumda.

Krizin başlangıcı: Kongre ve usulsüzlük iddiaları

İstanbul CHP'deki bu hukuki fırtınanın başlangıcı, geçtiğimiz aylarda yapılan ve mevcut yönetimin yeniden seçildiği olaylı il kongresine dayanıyor. Kongrenin ardından kaybeden muhalif gruplar, delege seçimlerinde usulsüzlük yapıldığı, seçim takvimine uyulmadığı ve kongre sürecinde tüzüğe aykırı hareket edildiği gibi bir dizi iddiayla konuyu yargıya taşıdı. İstanbul'da açılan dava sonucunda mahkeme, ilk olarak kongreye yönelik bir ihtiyati tedbir kararı alarak, seçilen yönetimin yetkilerini askıya aldı ve partiyi kongreye götürmek üzere üç kişilik bir kayyum heyeti atadı. Bu karar, CHP tarihinde bir ilk olması ve partinin en önemli il örgütünün kayyumla yönetilecek olması nedeniyle büyük bir siyasi deprem yarattı. CHP Genel Merkezi, bu kararı "partinin iç işlerine yargı yoluyla müdahale" olarak nitelendirerek sert bir tepki gösterdi ve karşı davalarla hukuki mücadele başlattı. İşte Ankara'dan gelen son karar, bu mücadelenin en önemli rauntlarından birini oluşturuyor.

Şimdi ne olacak? Gözler İstanbul'daki mahkemede

Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin davayı esastan reddetmesi, CHP Genel Merkezi'nin elini güçlendiren önemli bir gelişme. Parti yönetimi, bu kararı bir emsal olarak sunarak, İstanbul'daki mahkemenin de kayyum kararını kaldırması için baskı oluşturacak. CHP'li hukukçular, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, Ankara'daki bu esastan verilmiş kararı görmezden gelemeyeceğini ve tedbir kararını en kısa sürede kaldırması gerektiğini savunuyor. Eğer İstanbul'daki mahkeme de bu yönde bir karar verirse, kayyum heyetinin görevi resmen sona erecek ve kongrede seçilen il yönetimi görevine geri dönecek. Ancak mahkemenin farklı bir yorum yapması veya sürecin uzaması, CHP İstanbul'daki belirsizliği ve siyasi krizi daha da derinleştirebilir. Bu nedenle, önümüzdeki günlerde tüm gözler, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden gelecek kararda olacak.

Kaynak: HABER MERKEZİ