Röportaj/ Ferzan YAPKUÖZ GÜRGÜR

Baykalmış’ın Kızılay ile tanışıklığı ilkokul sıralarına dayanıyor. Henüz ilkokuldayken sınıfta Kızılay başkanlığı görevinde bulunan, yaralan arkadaşlarına ilk müdehaleyi yaparak yardımlarına koşan Kerem Baykalmış yıllar sonra İzmir Şube Başkanı olarak görevine devam ediyor. Baykalmış ile yaşam öyküsünü ve göreve geldiği süre zarfında Kızılay'da yaptığı çalışmaları konuştuk. 

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

1880 yılında Balkanlardan İzmir’e göçen, 4 kuşaktır İzmirli olan bir ailenin oğlu olarak 1977'de İzmir’de dünyaya geldim. İzmir Atatürk Lisesi’nden sonra ön lisans eğitimini Anadolu Üniversitesi Yerel Yönetimler bölümü, lisans eğitimini ise Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldum. İş hayatına konfeksiyon, mağazacılık sektöründe başladım. Daha sonra gıda sektörüne yatırım yaparak halen Gaziemir'de gıda ve konfeksiyon alanında iş yaşamını sürdürmekteyim. 2004 ve 2009 yıllarında gerçekleşen yerel seçimlerde Gaziemir Belediye Meclis Üyesi olarak seçildim. 10 yıllık meclis üyesi deneyiminde; Kültür Komisyon Başkanlığı, İmar, Çevre, Hukuk, Plan, Bütçe komisyonlarında görevler yaptım. Hollanda, Almanya, Belçika gibi ülkelerde belediyecilik çalışmaları ile ilgili gözlem ve faaliyetlerde bulundum. Ayrıca 2 yıl encümen üyeliğini görevinde bulundum. Kızılay Konak Şubesi Kurucu üyeliği, MÜSİAD üyeliği, İzmir Yeşilay Yönetim Kurulu üyeliği gibi sivil toplum kuruluşu üyeliklerinin yanında Türkiye Futbol Federasyonu Üst Klasman Temsilciliği faaliyetlerini yürütmekteyim. 2018 yılından bu yana Kızılay İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi ile sivil toplum faaliyetlerine devam etmekteyim.

HER GÜN 100 KİŞİYE GIDA YARDIMI

2018 yılından bu yana Kızılay İzmir Şubesi’nde başkanlık yapıyorsunuz bu dönüm zarfında neler yaptınız?

Kızılay çok büyük bir aile, burada profesyonel bir ekiple çalışıyoruz, diğer yanda çok güçlü geniş bir gönüllü kitlemiz var. İzmir’de 8 şubemiz 5 temsilciliğimizle hizmetlerimizi yürütmeye çalışıyoruz. Bağışçılarımızın ve genel merkezden aldığımız desteklerle 30 ilçede ihtiyaç sahibi insanların gıda gereksimlerinden ihtiyaç duydukları hizmetlere kadar bir çok noktada işbirliği ile çalışıyoruz. Göreve geldiğim zaman Kızılay İzmir Şubesi’nin yıllık bağış miktarı toplamı 8 bin liraydı. Şimdi ise bu rakam 5 milyon lira.  2019 yılı yapılan yardımlar 1.572.671,90 TL. 2020 yılı Ocak - Temmuz ayları arası dokunduğumuz kişi sayısı ise 1.459.060 kişi.

İlk yardım merkezi eğitimleri, afete hazırlık eğitim ve programları, gençlik ve AB proje çalışmaları, yardım faaliyetlerimiz yanı sıra bir çok projeye imza attık. Bu projelerin her birinin hikayesi ve dokunduğu binlerce kişi var.

Sen Çok Özelsin Projesi, Nesiller Arası Yolculuk Projesi, Bir Atkı Bir Oyuncak, Fazla Kalemi Olan Var Mı?, Oyuncaklar Firarda, Eğlenmek Her Çocuğun Hakkı Projesi, 60 Dakika Stk Futbol Turnuvası, Kutu Kutu Kardeşlik Projesi, İyiliğe Gönül Verenler Projesi, Bir Bilette Benden Olsun Projesi, Her Akşam Bir Kap Sıcak Çorba, Sevgiyle Projesi, Mutlu Minik Eller Projesi, Kek-Sat Projesi, Hilalin Gölgesindeki Çocuklar.

Okullarda öğrencilerin temel ihtiyaçları hususunda geniş çaplı bir araştırma yaptık. İzmir genelinde 300 okula çeşitli yardımlarda bulunduk. 1.5 yılda 30 okulun özel eğitim sınıflarını yeniledik. Kış aylarında ihtiyaç sahibi öğrencilerin soğuktan korunmaları adına 22 okulda eğitim gören 2 bin 120 öğrencimize bot ve mont yardımı yaptık. İzmir’ de ki birçok üniversitede Eğitim ve Öğretimini sürdüren 85 üniversiteli öğrencimize Kızılay İzmir Şubesi olarak burs veriyoruz. Gurbette ailelerinden uzakta bulunan öğrencilerimizin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri adına verdiğimiz burs 1 yıl boyunca verilmektedir, başarı durumu göz önüne alındıktan sonraki senelerde de bursumuz aynı öğrenci için devam etmektedir. Her gün 100 aileye market yardımı yapıyoruz. Koli ile oluşan bir lojistik maliyeti var. Süt, peynir gibi bozulacak gıdaları koliye koyamıyoruz. İhtiyaç sahibi insanın kendi ihtiyacını kendi görmesi adına, çek sistemine çevirdik. Alkol ve tütün ürünleri dışında bu çek ile herkes kendi ihtiyacını giderebiliyor. İhale neticesinde indirimleri alarak gıda kartı basıyoruz.

DOĞRU PLANLAMA

İzmir’den ihtiyacı olan her yere ve herkese ulaşıyorsunuz bunun için yoğun bir mesai harcamak gerekiyor nasıl yetişiyorsunuz?

Şube başkanı olarak tamamen gönüllük esasıyla çalışıyoruz. Bizim burada bir maaşımız yok. Şube hizmetlerini yöneten arkadaşlarımız ve yönetim kurulu üyelerimiz tamamen gönüllülük esası ile çalışıyor. Kurumdan kesinlikle maaş almıyorlar. Bizi burada motive eden en büyük unsur ihtiyaç sahiplerine dokunduğumuzda onlardan aldığımız dua. Bunun maddi bir karşılığı yok. Kızılay’ın profesyonel faaliyetlerini yönetmek için yoğun bir mesai harcıyoruz. Doğru ve yerinde planlama işlerimizi kolaylaştırıyor.

Elbette birçok insani yardıma öncelik ettiniz fakat içlerinde sizi en çok etkileyen hangisi oldu?

Türk Kızılay’ı 152 yıllık bir kurum. Herkesin hayatında bıraktığı izler var aslında. Kızılay ile olan gönül bağım ilkokul sıralarıma dayanıyor. İlkokuldayken kızılay başkanlığı yapmıştım. Okuldaki yardım faaliyetlerine destek verirdim, yaralanan arkadaşlarımıza ilk müdehaleyi biz yapardık. Göreve geldikten sonra özellikle birinci çalışma alanımız ihtiyaç sahibi insanların ihtiyaçlarını giderebilmek. Kızılay bir yardım kuruluşu. Tabi bizim kan faaliyetlerimiz var bununla beraber ilk yardım faaliyetlerimiz var yurtiçi ve yurtdışında çok farklı projelerde insanlara yardımlar götürüyoruz fakat birinci önceliğimiz alan el ile veren el arasında köprü olmak. Çok farklı ortamlarda çok farklı hikayelerle karşılaşıyoruz. Bunlardan biri babalar günü dolayısıyla gerçekleştirdiğimiz bir proje çerçevesinde kaymakamlık üzerinden ihtiyaç sahibi babaları belirlemiştik, pantolon, gömlek ve kravat hediye ettik. Bir gün telefonuma tanımadığım numaradan bir mesaj geldi, bir şekilde telefon numaramı öğrenmiş mesajda “Bu zor zamanımızda bizleri mutlu ettiğiniz için sizlere çok teşekkür ederiz belki tanışmadık karşılaşmadık ama çok teşekkür ederiz” yazıyordu. Bu beni çok duygulandırdı. benim için inanılmaz değerliydi. Yine kurban faaliyetlerimiz dolayısıyla Filistin’de görevlendirildiğimiz dönem içinde orada 70 yaşındaki ihtiyaç sahibi bir amcamıza bir gıda kolisi hediye etmiştik ve amca Türk Bayrağını havaya kaldırıp ülkemiz için dua etmişti bu da benim unutamadığım anılardan bir tanesi. Onun dışında bir annemiz vardı eşinin geliri yok, kendisini de çöpten hurda toplayarak geçimlerini sağlıyorlardı. Bizim şubeden arkadaşlarımız da teyzenin doğum günü olduğunu farketmişler. Ona sürpriz bir doğum günü düzenledik kapısını çaldık. Doğum gününü kutladık. Bize şu cümleyi kurdu, “Ben 70 yaşımdayım, hayatım boyunca kimse benim doğum günümü kutlamadı”.

Kovid -19 sürecinde kan stoğu konusunda sıkıntı yaşandı mı? Bu durumu nasıl yönettiniz?

Salgın hastalık dönemi maalesef kan stoğu sıkıntısı yaşadık. Vatandaşlarımız haklı olarak salgın hastalık kapma riski endişesinden dolayı bağışlarını azalttığı bir döneme girmiştik. Bununla ilgili Ege Bölgesi Kan Merkezi'mizle birlikte ortak çalışmalar yürüterek farklı yöntemler geliştirdik. İhtiyaç sahibi hastalarımızın kan gereksimlerini karşılamak adına vatandaşlarımızın kan merkezine davet edilmesi noktasında büyük çaba harcadık. Doğal olarak salgın hastalık dolayısıyla bağışçılarımızın endişeleri vardı. Mesaj yoluyla eski bağışçılarımıza ulaştık. Onlara sokağa çıkma yasağının olduğu zamanlarda da İçişleri Bakanlığı’ndan özel izinler alarak bu yasaktan muaf olduklarını söyledik. Kan bağışı için kan merkezine gelemeyen vatandaşlarımızı şube personeli ile evlerinden alarak kan merkezlerine gelmelerini sağladık. Bizim tüm kan bankalarımız ve kan toplama araçlarımız hijyen kurallarına uygun olarak günde 4 kez temizleniyor.

Plazma Yöntemiyle korona virüs tedavisine nasıl bir katkı sağladınız, gerçekten işe yaradı mı nasıl bir yöntem izlenildi?

Güvenli kan temini noktasında Sağlık Bakanlığı ile organizeli çalışan ve kan toplama yetkisi olan tek kurum Türk Kızılayıdır. Plazmaların toplanması konusunda da öncü olduk. Biz Kovid-19 hastalığını atlatmış olan vatandaşlarımıza çağrıda bulunduk daha sonra bilgilerine ulaştık ve plazmalarını alarak bu hastalığı geçiren insanlara o kanı vererek kızılay olarak tedavilerine destek verdik. Bu sayede olumlu gelişmeler oldu.

KAN HER ZAMAN İHTİYAÇ

Kan bağışı çok önemli bir konu, her an bir yakınımıza ya da bize gerekebilir. Kan bağışı süreklilik arz eden bir durum. Sağlık açısından da her kadın ve erkeğin düzenli olarak kan bağışı yapması çok faydalı. Yetişkin bir erkeğin yılda 4 kez, yetişkin bir kadının da yılda 3 kez kan vermesi sağlık açısından önemli. Biz olaya kan stoklarımız yeterli ya da değil noktasında bakmıyoruz tam tersi bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Her daim sağlıklı bir yetişkinin gerek insani yardım noktasında bu ihtiyacı karşılaması gerekse de kendi sağlığı açısından hem teşvik ediyoruz hem de destekliyoruz. Kan’a sürekli ihtiyaç oluyor. Üniversite hastanelerinde, devlet hastanelerinde ve özel hastanelerde her zaman kana ihtiyaç var, herkes bizim kapımızı çalıyor. Her daim bu ihtiyacın giderilmesi açısından vatandaşlarımızın gösterdiği kan paylaşımına devam etmesini rica ediyoruz.