İzmir’in gözde turizm bölgelerinden Alaçatı’da bulunan Mersin Koyu’nda, denize ulaşımı engelleyen demir kapılar ve çitlerle ilgili yaşanan gelişmeler dikkat çekiyor. Çeşme Çevre Derneği'nin kamuoyuna duyurduğu ve tepki gösterdiği uygulamaya dair Milli Emlak tarafından önemli bir adım atıldı.
Çeşme Çevre Derneği'nin açıklamasına göre, 245 ada 1 parsel, 246 ada 1 ve 2 parseller olmak üzere toplam 21 bin metrekareyi aşan kıyı alanı çevrilerek denize ulaşım fiilen engellendi. Ancak bu alanların büyük kısmı kıyı kenar çizgisi içinde yer alıyor ve hem Anayasa’nın 43. maddesi hem de Kıyı Kanunu’na göre halkın serbest kullanımına açık olması gerekiyor.
Tarım yapılmadı, sözleşmeler iptal edildi
Çevre Derneği’nin girişimleri sonrası Milli Emlak tarafından yapılan açıklamada, Hazine’ye ait bu parsellerin geçmişte tarım yapılması koşuluyla kiraya verildiği belirtildi. Ancak yapılan son denetimlerde tarımsal faaliyette bulunulmadığı tespit edildi. Bu nedenle kira sözleşmeleri feshedildi.
Ayrıca 27 Haziran 2025 tarihinde Milli Emlak yetkililerinin yerinde yaptığı inceleme sonucunda, izinsiz yapılaşma ve işgal tespiti yapıldı. Demir kapıların kaldırılması için ilgili kurumlara resmi yazı gönderildiği belirtildi.
Arsa sahibinden açıklama: “Çöplük olmasın diye yaptım”
Gelişmelerin ardından parsellerden birinin sahibi olduğu belirtilen kişi, Çeşme Çevre Derneği ile iletişime geçerek şu açıklamayı yaptı:
“Parsellerden biri bana ait, diğerlerini devletten tarım için kiraladım. Bölge kontrolsüz kalıyordu, çöplüğe dönmesin, arabalar girip park etmesin diye kapıları koyduk. Giriş ücreti almıyoruz. Sadece temiz tutmaya çalışıyoruz.”
“Gerekçe ne olursa olsun hukuksuz”
Çeşme Çevre Derneği ise yaptığı açıklamada, bu uygulamanın hiçbir gerekçeyle meşru gösterilemeyeceğini vurguladı. “Her ne gerekçeyle yapılmış olursa olsun, devlet mülkiyetindeki kıyı alanlarının kapatılması, halkın denize ulaşımının engellenmesi ve kıyı kenar çizgisi içinde izinsiz yapılaşma yapılması açıkça hukuka aykırıdır.
Çeşme Çevre Derneği olarak, kamu yararını gözetmeye devam edecek ve bu alanların tekrar halkın kullanımına açılması sürecinin takipçisi olacağız. Doğal kıyılar halkındır, halka kalmalıdır.”