Size yaşanmış bir hikaye anlatacağım.
Bir trans kadın…
Adı Esra…
İstanbul’da yaşıyordu.
Bir LGBTİ birey idi.
Taksim, Beyoğlu, Tarlabaşı iş mekanıydı.
Aslında para kazandığı iş, tam da düşündüğünüz gibi idi.
Cinsel tercihi yüzünden ailesi ile arası açıktı.
Bu yüzden evi terk etmiş, İstanbul’da tek başına yaşamaya karar vermişti.
Kazancını da o yoldan sağlıyordu.
25 Ağustos 2018 günü müşterisi ile anlaştı.
Katıksız bir psikopattı müşteri.
İşi bitti…Kalktı, elini yüzünü yıkadıktan sonra Esra ile tartışmaya başladı.
Adamın gözlerini kan bürümüştü.
Aldı bıçağı birkaç kez savurdu.
Yetmedi, Esra’nın boğazını kesti.
Yerde kanlar içinde yatan cesedin üstünden atladı, evine gitti adam.
Kısa süre sonra yakalandı, tutuklandı, ceza evine yollandı.
Esra günlerce morgda kaldı.
Ailesi arandı. Sonra bulundu…
Ailesi kesin kararlıydı…
“Dinen ve ahlaki açıdan kendisini reddediyoruz.” dediler.
Cenazesini almaya gitmediler.
Üç beş LGBTİ’li toplandı.
Cenazeyi teslim aldılar, belediye aracının arkasına takılıp defin ettiler.
Aile, iyi bir ahlaki bir çıkış yaptığını düşünüyordu.
Aradan zaman geçti.
Esra çalıştığı yıllarda bir miktar para biriktirmişti.
Bir taraftan da birikimlerini sağlamak bağlamak istemiş iki ev almıştı.
Tereke açıklandı.
İki ev ve bir miktar parası vardı.
Mahkeme vasiyet sahiplerini buldu.
Anne ve babasıydı.
Cenazeyi almayan, “Ahlaki ve dinsel” gerekçeler sunan aile,
Bu kez mahkemedeydi…
Cenazeyi kabul etmeyen aile, mirası kabul etti.
Evlerin ve yüklü miktar paranın sahibi oldular.
“Ahlaki ve dinsel” gerekçeleri bir anda yok oldu…
Al sana ahlak…
Al sana terbiye…
Al sana dinsel inanış…
Yeni ahlak düzeni böyle işte…
Kalabalığı bulduğunda cesaret timsali,
Gazetecileri gördüklerinde dürüstlük abidesi,
Cuma namazı çıkışında melek,
Meclis toplantılarında, vatan millet Sakarya…
Kapalı kapılar ardında ise ver mehteri , ver coşkuyu…
Bu iki yüzlü, maskeli, insanların arasında dolanıyoruz ya.
Bizimkisi daha acı…
Adamın ne yaptığını , neler yaptığını biliyorsun, duyuyorsun,
Yeri geliyor, tam kanıtını bulamıyorsun o yüzden yazamıyorsun, çizemiyorsun.
Sonra aynı adamı bir konuşması sırasında dinliyorsun.
Bıraksan İzmir’i o kurtardı…
Yeni ahlak düzeni bu işte…
Kalabalık içinde, al tokmağı Esra’ya vur.
Ele güne karşı delikanlı, hümanist, iyilik timsali baba ol.
Gel karanlık köşelere,Esra’ların mirasını topla, üstüne otur…
Yetmedi…
Cuma’ya git, af dile Allah’tan…
Ha birde gerin camii bahçesinde, derin derin…
Uzun görün, bolca görün…
Şimdi; Asıl ahlaksız kim ?
Esra
Babası ve annesi
Katil
Şu maskeli yüzler
Ben ?
ERKEN ALARM SİSTEMİ
CHPli Belediyelerde görev değişiklikleri oldu.
Geçtiğimiz hafta Afyon’da da taktiksel kamp vardı.
Genel başkan, “Çalmayın çırpmayın, çırptırmayın” dedi.
“Adam çıkarmayın, ekmekle oynamayın” diye üstüne bastırdı.
Yeni başkanlar koltuklarına oturalı 4 ay oldu.
İlk icraatları işten çıkarmalar oldu.
Ya da skandal kararlar ve hareketlerle gündeme gelişler.
Başkanların gazetelere yansıyan haberlerine bakalım.
Dört aylık süreç sonunda ;
Gaziemir Belediye Başkanı ; İşten çıkarma-
Çiğli Belediye Başkanı ; İşten çıkarma
Torbalı Belediye Başkanı ; işten çıkarma-Göztepe’ye verilen araziyi geri alma
Kemalpaşa Belediye Başkanı ;Alacak verecek kavgası-
Karaburun belediye Başkanı ;BİT lere kendini müdür atayıp maaş bağlama.
Bayraklı ilçe ; eski başkanını ihraç talebiyle disipline yollama.
Teşkilat üyesi birisi (!)- ;Eski il başkanı Kemal Karataş’ı ihraç talebiyle disipline yollama.
Dört ay için yüklü bir tablo…
Hiçbir şey olmasa bile kesin bir şeyler oluyor…
IŞILAY SAYGIN
İzmir’in yetiştirdiği en önemli siyaset insanlarından biriydi.
İlk kadın belediye başkanımızdı.
Daha sonra bakanlık yaptı.
O dönemin siyaset nezaketi içerisinde zarafetten hiç ayrılmadı.
Karşı siyasi düşüncede de olsa, herkes ile iyi geçindi.
Konu İzmir olduğunda bu farklılıkları hiç görmedi.
Vefat etti. Allah rahmet eylesin.
İşin güzel tarafı,
Bugün sağcısı solcusu ayrımsız, Işılay bakanımızı iyi sözlerle andı.
Olay bu kardeşim.
İz bırakacaksan , böyle bırakacaksın.
Dünya malı dünyada…
Kalıyorsa, bir nam kalıyor…
Bir hoş seda işte…
Güle güle sayın bakanım, kendi adıma hakkım varsa helal olsun…
GSF'YE YAPILAN ZULÜMDÜR
Bu kentten çıkıp nam salmış bir çok sanat insanının kaynağıdır GSF
Okulun yeri tartışması bitmiyor.
Bitmedi gibi intikamlar, sopasız dayak atmalar başladı şimdi de…
Bunca yıldır görevinin başında bulunan Semih Çelenk hoca görevden alındı.
Sebep ?
Sebep tirişka…
Bu ülkede sesini çıkarana sopa,
Hak isteyene kodes,
Bildiğini söyleyene hakaret ,
Adalet isteyene sürgün var…
Yeter artık…
GSF ye yapılan zulümdür.
Aydın yetiştirdiği için,
Ahlakı tam sanatkarlar yetiştirdiği için,
Sesini çıkaran bireyler türettiği için,
Küfsüz beyinler çıkardığı için cezalandırılan GSF ye sahip çıkılmalıdır.
Semih Çelenk hoca derhal görevine iade edilmelidir.
Çocuklara sahip çıkılmalıdır.
Kentin şimdiki seçilmiş başkanı Tunç Soyer dik durmalıdır.
Gereğini yapmalı, bu gençlere sahip çıkmalıdır…
Birileri “Yeter artık” demelidir.
DELİ ZİYA ; “Dolara bakıp aldanmayın. Uluslar arası para birimi rüşvettir, rüşvet”