Giray POYRAZ

Yaklaşık 90 bin hükümlünün tahliye edildiği infaz yasasının ardından erken yaşta evlenenler için de yeni bir af yasası hazırlandığı yönünde tartışmalar sürüyor. Roman Hakları Derneği Başkanı Yücel Tutal, erken yaşta evlenenler için yeni bir af yasası hazırlanırken Roman kültürünü öne çıkararak Romanların kullanıldığı ifade ediyor.

Ankara’daki Roman Hakları Derneği Başkanı Yücel Tutal, konuyla ilgili saha araştırmaları ve eğitim çalışmaları düzenlediklerini belirterek şunları söylüyor:

‘‘Mart ayı sonunda bir af konusu gündeme geldi. Zaten yasayı çıkardılar da… Birçok insan da bu infaz yasasının ardından tahliye edildi, ama bu erken evliliklerle ilgili bir af yasası henüz gündeme getirilmedi. Açıkçası böyle bir af yasası getirilir mi ya da getirilmez mi, bilmiyorum. Konuyla ilgili bilgi edinmek için birkaç milletvekili ve danışmanıyla görüştüm, şu an onlara da böyle bir bilgi gelmemiş. Acaba kamuoyu yoklaması mı yapıyorlar diye düşünen milletvekilleri var.

Romanlarda erken evliliklerden mağdur olan ve bundan dolayı cezaevinde olan insanların sayısı azımsanmayacak kadar da fazla. Bundan dolayı 'Siz bunların affedilmesini istemiyor musunuz’ tarzında Roman hakları aktivistleri olarak tepkiler de alıyoruz. Dolayısıyla biz de söyleyeceklerimizin çok net bir şekilde anlaşılmasını istiyoruz. Bundan dolayı ne bir mağduriyet yaratmak isteriz ne de birilerinin mağdur olmasını… Bu sebeple konuşurken kelimelerimi de özenle seçmeye çalışıyorum. Bu erken evlilik yasası diye gündeme gelen olay, tecavüzcüleri de kapsayacak mı? Burası çok önemli ve tecavüz kelimesi ya da adı üstünde çocuk yaşta evlilik meselesi üzerine konuşurken bunun birinci gündemine Romanların yerleştirilmesi de gerçekten üzücü. Yani bu mesele sadece Romanlarla alakalıymış gibi konuşuluyor olmasını da kabul etmiyoruz. Bu konu ülkemizin bir yarasıdır.’’

Erken yaşta evliliğe af yasa tasarısında yaklaşık 3 bin ailenin mağdur edildiği belirtiliyor, ancak bu ailelerin kim olduğunu bilmediklerini ifade eden Roman Hakları Derneği Başkanı Yücel Tutal, “Bu erken yaşta evliliklerin nasıl bir erken (çocuk) evlilik yaşadıklarını da bilmiyoruz. Zorla evlendirilme söz konusu mu? Bunu da bilmiyoruz. Romanlarda erken yaşta evlilikler ciddi bir sorun olmasına rağmen genel olarak bu kültürde bir zorlama yok. Çocuğa doğrudan bir zorlama söz konusu değil. Bu çocuklar, genelde mahallede kendi aralarında evlendirilen ve aralarında ciddi bir yaş farkı olmayan kişiler. Yani çocuklardan biri 14 yaşındaysa, diğeri 16 yaşında veya aynı yaşlarda olan çocuklar. Bu evliliklerde dolaylı bir şekilde zorlama olabilir. Ama doğrudan zorlama, kaçırma ya da tecavüz gibi şeyler söz konusu değil.

Romanlardaki erken evlilik mevzusunu çok daha derin açıdan tartışmak gerekiyor. Bunun arka planında ekonomik, eğitimsel, sosyolojik, barınma gibi sebeplerin olduğunu, erken yaşta evliliklerin oluştuğunu söyleyebiliriz. Çünkü, bu çocuklar dolaylı yoldan erken evliliğe itilmiş oluyorlar. 3 bin mağdur ailenin içerisinde kaç tanesinin Roman olduğunu da bilmiyoruz. Bu araştırmayı yapanlar ya da siyasetçiler mağdur olan ailelerin çoğunluğunun Roman olduğunu nereden biliyor da yüzde bilmem kaçı şu etnik gruptan diye sınıflandırabiliyor, bilmiyorum. Cezaevi’ndeki insanları siz etnik kimliklerine göre ayırıyor musunuz? Bu Kürt, diğeri Roman ya da Sünni, Alevi diye… Bunu doğru bulmuyorum, böyle bir şey söz konusu olmamalı da yani… Ayrıca bu bir suçtur! Sanki bu süreçte af yasasıyla ilgili Romanlar kullanılıyormuş diye düşünüyorum.”

DEVLET ÖNLEM ALMALI

Roman Hakları Derneği ve Roman Hakları Federasyonu'nun, erken yaşta evlilikleri doğru bulmadığını ve bunu önlemeye yönelik birçok çalışmalar yürüttüğünü belirten Tutal, devlete tedbir ve önlem çağrısında da bulunuyor.

Tutal, “Bu konuda hem saha araştırmalarımız hem de eğitim çalışmaları gibi çeşitli faaliyetlerle erken yaşta evlilikleri engelleyici, önleyici tedbirler almaya çalışıyoruz. Yasada ciddi boşluklar var. 18 yaş altı çocukların evlenmesi yasak. Yani 17 yaşında aile izni ile evlenebilen çocuk, 16 yaşında mahkeme kararıyla ciddi bir mesele göstermek şartıyla evlendirilebiliyor ya da 15 yaşında yaşı büyültülen çocuklar yine aileleri tarafından evlendirilebiliyor. Biz net olarak şunu söylüyoruz; madem yasak 18 yaşının altını kapsıyorsa bu evliliklerin de hiçbir bahanesi olmadan 18 yaşının altına yasaklanması gerekiyor. Ayrıca, Romanlarda bu evlilikler yapılırken gizli saklı yapılmıyor. Az önce de söylediğim gibi mahallenin ortasında yapılan evlilikler bunlar; davul, klarnet çalıyor ya da hangi enstrüman çalıyorsa polisler de bu düğünleri görüyor. Görmemesi veya duymaması imkânsız. Demek istediğim, bu evlilikler yapılmadan önce neden engellenmiyor? Bir diğer mesele ise, 14-15 yaşındaki çocuklar evlendiriliyor ve aradan birkaç yıl geçiyor, bu çocuk doğum için hastaneye gidiyor ve 16-17 yaşındaki çocuk hastanede doğum yaptığında polis burada aileye müdahale ediyor ve tutanak tutuyor. Ardından aileye dava açılıyor ve bu dava yaklaşık 5 yıl sürüyor. Bu 5 yıl süre zarfında 2’inci, 3’üncü çocuklar meydana geliyor ve hatta 4’üncü çocuk meydana geliyor. Sonuç olarak daha kötü mağduriyetler yaşandığını söyleyebilirim. Erkek çalışıyor, kadın evde çocuk bakıyorken belli bir zamandan sonra erkek, daha doğrusu erken evlendirilen diğer çocuk gözaltına alınıyor. Bu defa kadın çok daha büyük mağduriyet yaşanıyor. 17 yaşında çocuk, 2-3 çocuğuyla -belki de daha fazla- dışarda zorluklarla mücadele etmek zorunda kalıyor.

Bu sebeple bizim burada önerimiz şu; eğer gerçekten bir zorla evlendirme söz konusu değil, kadın da şikayetçi olmuyorsa, yani kadın kendi özgür iradesiyle evliliğini beyan ediyorsa, bu evlenme akdinin nasıl yapıldığına dair ispatlanabilir durumlar olduğu müddetçe bunlara gerçekten bir defalığına mahsus olarak af düzenlenmesi yapılabilir diye düşünüyorum. Ama bu dediğim gibi bir defalığına mahsus ve A’dan Z’ye her şey incelenerek yapılmalı, cinsel istismar suçundan hüküm giymiş kişileri kapsamamalıdır.”

Erken yaşta evlendirilen çocukların ceza almasına da tepki gösteren Roman Hakları Derneği Başkanı Yücel Tutal, çocukları evlendiren kişilerin cezasız kalmasına ilişkin şunları söylüyor:

“Erken yaşta evliliklerde aralarında çok yaş farkı olmayan çocuklar da evlendirildiğini dile getirmiştim. Baktığımızda cezai işlem uygulanan da yine bu çocuklar. Oysa bu konuda çocukları evlendiren büyüklerin, ailelerin cezalandırılması gerekmiyor mu? Neden bu cezayı çocuklar çekiyor? Eğer gerçekten bir cezai işlem söz konusu olacaksa ebeveyne ya da onları kim evlendiriyorsa, onların büyüklerine cezai işlem uygulanmalı. Cezalar caydırıcı olmalı. Çünkü, 14-15 yaşında evlendirilen çocuklar evliliğe kendi hür iradesiyle karar ver(e)miyor. Bizim Roman toplumunda, açıkçası 14-15 yaşındaki çocukların flört etmesi gibi bir durum söz konusu olmuyor. Yani bir kız ile erkek flört ediyorsa veya halk diliyle aralarında konuşmaya başladıysa anne ve baba bunları hemen evlendirmek istiyor. Bunların yasal olmadığı açık ve net bir şekilde anlaşılırsa bu durumda aileler yaptırım ve ceza uygulanacağı bilincinde olursa şayet çocuklarını erken yaşta evlendirmekten vazgeçer ya da cezalar daha caydırıcı olur diye düşünüyorum.

Erken yaşta evliliklerin her şeyden önce bu konuyu eğitimle, halkı bilinçlendirmeyle çözülebileceğini belirten Tutal, son olarak ülkemizde erken yaşta evliliklerde devlete büyük sorumluluklar düştüğünü dile getiriyor ve devletin Sivil Toplum Örgütleri (STÖ), sahada çalışan aktivistler ve sosyal hizmet uzmanlarıyla ortak çalışmalar yürütmesi gerektiğinin altını çiziyor.

TERİM KARMAYASIYLA MEŞRULAŞTIRILAMAZ

Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar (ÇAÇAv) üyesi Betül Esra Akyüz, erken yaşta evlilik af tasarısı diye gündeme gelen konunun terim karmaşası yaratarak meşrulaştırılmaması gerektiğini belirtiyor. Tartışma yaratan konunun ‘çocuk yaşta evlilikler’ olduğunu vurgulayan Akyüz, “Birleşmiş Milletler, çocuk yaşta evlilik ile erken yaşta evliliği farklı tanımlıyor. Yani, 18 yaş altında evlenen her birey için çocuk yaşta evlilikler olduğu belirtilirken, 18 yaş üstü bireyler, gençliğini tam tamamlamadan evlilik yapmışlarsa, bu durum ‘erken yaşta evlilik’ diye tanımlanıyor. Erken evliliklere af yasası diye tartıştığımız konuya değinecek olursak, aslında bu yasa tasarısı ‘çocuk yaşta evlilikler’den bahsediyor, ancak biz bunu sürekli erken yaşta evlilik şeklinde duyuyoruz. Ülkemizde bu konuda bir kavram karmaşası yaşanıyor. Belki de bu birileri tarafından kamuoyunda çok tepki çekmemek adına yapılıyor olabilir. Söz konusu yasa tasarısı basbayağı çocuk yaşta evliliklerden bahsediyor; erken yaşta evliliklerden değil.

Daha önce söz konusu yasa tasarısı bir kez daha gündeme gelmişti ve yine tartışmalar Romanlar üzerinden çıkmıştı. Yani, gündemde yine Romanlar öne sürülmüştü. Tabii bu konuda destek veren ve desteklemeyen STK’lar da olmuştu. Elbette bu durumda Romanlar arasında mağduriyet yaşadığını dile getirenler de var, ama açıkçası ben de Romanlar gündemde öne sürülerek kullanılıyor diye düşünüyorum. Çünkü romanlar arasında 15 yaş farkıyla evlilikler söz konusu değil. Devlet kurumları ya da farklı kurumlar sahada anket çalışmaları yapıyor ancak bu saha araştırmalarında etnik kimliğe, inanca dayalı bir araştırma çalışması yapılamıyor, yasak. 3 bin aile olduğunu söyleniyor ve bu aileler arasında kimin roman olduğu nasıl anlaşıldı? Neye göre tespit edildi? Açıkçası bunu bile bilmiyoruz. Zaten burada kişilerle etnik kökene dayalı olarak bir anket yapmaları yasal değil, böyle bir hakları da yok. Dolayısıyla bu tespit nasıl yapıldı, anlamam mümkün değil. Böyle istatistik verileri paylaşanlar, bunu nasıl tespit ettikleri yönünde bilgileri de paylaşırlarsa eğer daha güvenilir, şeffaf olur ama paylaşmadıkları için de bu durum biraz kafa karıştırıyor.

MECLİS'TEN GEÇMEMELİ

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi, CHP Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü ise Türkiye’de çocuk hakları ihlali konusunda ciddi artış olduğunu belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:

‘‘Erken (Çocuk) yaşta evliliklere af yasa tasarı gündeme geldi, ancak şu an bu konu meclisin gündeminde değil. Şunu içtenlikle söyleyebilirim; meclis ve komisyonlar çalışmasa da biz milletvekilleri olarak sürekli alanlardayız. Bu konuda da yıllarca çocuk hakları üzerine çalıştığım için de Türkiye’de çocuk hakları ihlallerine yönelik ciddi bir artış olduğu görüşündeyim, ancak Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz bu yasa tasarısının meclisten geçmesine asla izin vermeyeceğiz, hükümet bu konuyu gündeme getirerek halkın nabzını yokluyor. Ayrıca 3 bin ailenin mağdur olduğu yönünde söylemler var ancak AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin düzenlemeden toplam 300 civarında kişinin yararlanacağını belirtti. Şu an erken yaşta evliliklere af düzenlemesi diye gündeme gelen ve aslında cinsel istismar suçundan hüküm giyenlerin affedilmesinin önünü açacak yasa tasarısını meclisten geçirmemek için tüm çabalarımızla mücadele etmeye devam edeceğiz. Eğer bu yasa meclis gündemine gelir ve cinsel istismar suçundan hüküm giymiş kişiler devlet tarafından affedilirse bu sorunun bir daha önüne geçemeyiz.’’