Hazırlayan/ Burcu ÇENBERCİ

İnanması zor ama, neden olmasın! Belki de uzun zamandır duyup da göz ardı ettiğiniz şu kadim kişisel gelişim bilgileri bu zor günlerde imdadınıza yetişmek için sizi bekliyor. Bu yazıda size çok yararlı olduğu yüzlerce bilimsel araştırmayla desteklenen bir şeyden bahsedeceğim: Transandantal Meditasyon (kısaca TM).

Ama önce ufak bir hikaye paylaşayım. Seneler önce Ankara’da genç bir sığınmacı bayana TM öğrettim. Tüm ailesini, her şeyini bırakıp tek başına dilini, kültürünü bilmediği bir ülkeye gelmişti. Her şeyini kaybetmişti, çok zor bir dönemden geçiyordu. Ona TM öğrettikten bir veya iki gün gün sonra kontrole geldiğinde bana söylediklerini o güne kadar hiç duymamıştım. Yaklaşık olarak şöyle dedi; “İlk defa bugün, buraya doğru gelirken sokakta yürüyordum ve renkler dikkatimi çekti. Daha önce renkleri algılamadığımı, sadece karanlıkları algıladığımı fark ettim. Hayatın renklerini unutmuş olduğumu fark ettim.” Onun adına çok mutlu olmuştum, çünkü ona hiç bir şey empoze etmeden sadece düşüncelerini aşmasını sağlayacak basit bir yöntem öğretmiştim. “Mış gibi” yapmasına ya da “Pollyanna”cılık oynamasına gerek olmayan bir yöntem öğrenmişti ve sadece bunu uygulamaya başlamıştı.

Hangi kendimiz?

Hani hep duyarız, “sen nasılsan dünya da öyledir” veya “gözünde ne renk gözlük varsa hayat da o renktir” diye. İşte bu durum tam da bu sözlerin canlı örneği idi. Hayatta her şey var ama bizim onu algılayışımız ve o algı üzerinden onu yaşayış şeklimiz tümüyle bilincimizin ve sinir sistemimizin durumuna bağlı. Streslerle tıkalı bir sinir sisteminin yarattığı duygular ve algılar olumlu olmayacaktır. Streslerin azalmasıyla beraber bedenin biyokimyasının ve hislerin değişmesi de beklenen bir sonuçtur.

Belirsizliklerin ve korkunun hakim olduğu bir ortamda doğru kararlar alabilmek, iç sesimizi duymak için bir anlığına da olsa sakin kalabilmek şu günlerde belki de ihtiyacımız olan en önemli meziyet. Stresli dönemlerde çoğunluk güveneceği bir şeyler arar, bu da genelde sevdiğimiz yiyecekler, para ve mal mülk veya aile ya da eş dost olabilir. Ancak bu geçici şeylerin dışında tutunabileceğimiz çok daha kalıcı şey var: o da Kendimiz. Ama hangi kendimiz? Endişeler içinde kaybolmuş kendimiz mi yoksa sakin ve huzurlu olan, hayatın renklerini algılayabilen kendimiz mi? Cevabım, aşağıda bahsettiğim ve belki de büyük K harfi ile yazılmayı hak eden her şeyden arı ama her şeyi kapsayan, herkesin içindeki Kendisiyle özdeş olan Kendimiz. Bilim insanlarının nitelikleri bakımından Birleşik Alan’la özdeş olduğunu belirttiği Kendimiz, yani özbenliğimiz.

Kendi özbenliğiyle düzenli temas içinde olan bir insanın kendine zarar verecek kararlar alması giderek azalır. İşte bu nedenle tüm dünyada her milletten, her dinden, her politik görüşten milyonlarca insan TM uygulayarak düşünceyi aşıyor ve kendi varlığının temeli olan özbenliğini deneyimliyor. Yüzbinlerce çocuğun okullarda uyguladığı, polislerin, askerlerin ve gazilerin, tutukluların, hatta mültecilerin stres düzeylerini düşürmede çok yararlı olan TM, uygulaması kolay ve sade bir meditasyon yöntemidir. Bunun sebebi de hiç bir çaba veya konsantrasyon gerektirmemesidir. Bu nedenle milyonlarca kişi tarafından uygulanan çok etkili bir yöntemdir.

Stres, preforntal korteks yani önbeyinin işleyişini bozar. Burası benlik kavramından sorumludur. Analiz, sentez, muhakeme gibi insanları hayvanlardan ayıran üstün işlevlerden sorumlu bölgedir. Yoğun ve devam eden stres altındayken bu kısımın işleyişi aksar ve daha dürtüsel, tepkisel hatta ben merkezli davranmaya başlarız. Korku merkezi de denilen amigdala artık devrededir. Vücut stres hormonları salgılar.

Gül tutanın eli gül kokar

Güzel haber şu ki Transandantal Meditasyon uygulaması sırasında özellikle önbeyindeki alfa beyin dalgalarında uyum artar, zihin sakinleşmeye başlar, serotonin düzeyleri artar. Bununla beraber vücut uykudan iki kat daha derin bir dinlenmeye girer, hem de uykudaki gibi bilinç kaybı olmadan. EEG ölçümlerinin gösterdiğine göre bu sıra dışı hal günlük deneyimlediğimiz uyanıklık, uyku ve rüya bilinç hallerinden faklıdır. Dördüncü bilinç halidir, Transandantal veya Aşkın Bilinç Halidir. Bu haldeki sinir sisteminin kendine has bir işleyişi vardır; beden derin bir gevşeme içindedir ve düşüncelerin ötesine geçen farkındalık genişlemiştir. Bu bilinç durumundaki kişi, her şeyin, tüm zihinsel kısıtlamaların, olumlu veya olumsuz her türlü düşüncenin ve duygunun ötesine geçmiştir. Kişi başka bir şeyi deneyimlemek yerine kendini deneyimlemektedir. Bu bir kişisel özgürlük anıdır. Bu özbenlik deneyimine bilim insanları Birleşik Alan’ın deneyimi de der. Birleşik Alan her şeyin birleştiği tek olduğu, yegane yaşam pınarıdır. Bu alanda ikilik yoktur. Bu ne demek? Onu deneyimleyen için endişenin, kaygının olmaması demek. Gelgitlerin olmadığı bir zihin dengededir ve sarsılmazdır. Bu aydınlanma hali belki bir iki günde hemen kalıcı olmaz ama günde iki defa düzenli deneyimlenmesiyle Birleşik Alan’ın nitelikleri bilinçli zihnimize nüfus etmeye başlar ve kişi kendini gün be gün daha iyi, daha dinç, daha sakin daha yaratıcı daha az endişeli hissetmeye başlar. Gül tutanın eli gül kokar. Bilincimizi sürekli olarak neye maruz bırakırsak zamanla ona benzememiz kaçınılmazdır. Bu nedenle özellike çok yoğun tempoda çalışan ve sorumlulukları fazla olan kişiler için günde iki defa kendisine 20 dakika ayırmak cep telefonunu şarja takmak gibi bir etki yapar. 20 dakikalık meditasyonun sonunda zihin daha berrak, daha hafiftir, bedense gevşemiştir ve tazelenmiştir. Bu da pek çok sorunla çevrelendiğimiz koşullarda bile doğru ve çözüm odaklı düşünme becerisine sahip bir zihin yapısını oluşturur.

Şu dönemde, kimi geçim derdinde, kimi çalışanlarını işsiz bırakmamak için tasalı ama kimileri de başkalarını sağlığına kavuştururken kendi sağlığından ve hatta yaşamından olma korkusuyla başa çıkmaya çalışıyor. Bu yazıyı yazarken aklımda pek çok çalışanı olan şirket yöneticileri ve özellikle de sağlık çalışanları vardı. Sizlere bir çağrıda bulunmak istiyorum. Siz bu yazıyı okurken ABD’de "Heal the Healer Now” isimli bir program başlamış olacak. Bunu basınımızda duymayacağınız için sizlerle paylaşıyorum; pek çok hastanedeki doktor ve sağlık çalışanı özel koşullar altında TM öğrenmeye başlıyor! Korkuyu yenmek, stresten korunmak ve dengede kalmak için. Sizden ricam bu yazıyı onlarla paylaşmanız. Evet maskeler, özel giysiler, ilaçların hepsi çok önemli ama stresle başa çıkabilmek, onun tahribatını en aza indirmek de çok önemli. TM ile sağlıklık çalışanlarını daha etkili bir şekilde koruyabiliriz.

Şanslısınız ki okuduklarınızı gerçeğe dönüştürebilirsiniz; streslerden arınmak, kendini iyi hissetmek herkes için mümkün, yeterki bu fırsattan yararlanın.

Kaynaklar

https://tr.tm.org/

https://healthehealersnow.org/

Burcu Çenberci Kimdir?

Lisans eğitimini Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı bölümünden birincilikle mezun olarak tamamladı. Harvard Üniversitesi'nde yüksek lisans programına kabul edilmesine rağmen yüksek lisansını ABD'deki Maharishi International University'de heykel üzerine yaptı. On yaşında öğrendiği Transandantal Meditasyon yöntemini, öğrencilik yıllarında sürdürdü. Ressam olmasının yanı sıra 2005'ten bu yana Transandantal Meditasyon eğitmenliği yapıyor. Ayrıca Maharishi Ayurveda üzerine kısa kurslar ve Aromaterapi hakkında seminerler veriyor.