İzmir Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Sürekli Basın Kartı sahibi Dengiz Toprak, ikinci kişisel sergisini açtı. GT Art Sanat Galerisi'ndeki Doğadan İzler sergisi 15 Nisan tarihine kadar ziyarete açık olacak. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Sürekli Basın Kartı sahibi Dengiz Toprak, ikinci kişisel sergisini açtı. 87 yaşında ikinci resim sergisini açmanın heyecanını yaşayan Toprak, 9 Eylül Gazetesi muhabiri Aydın Çetinkaya'ya, resim sanatına geç başladığını anlattı. Resim sanatını öğrenmek amacıyla kaydolduğu sanat tarihi bölümünü güzel sanatlar akademisi olarak düşündüğünü, kayıt olduktan bir ay sonra, resim yapmak için atölyeye ne zaman gideceklerini sorduğunda, yanlış bölüme başladığını anladığını anlatan Dengiz Toprak, bu sebeple resim sanatına geç başladığını anlattı. Dengiz Toprak, sanat dünyasına dair sorularımızı yanıtladı.

Resime erken başlamış olsaydınız ne değişirdi?

Bu yaşadıklarımı biraz daha erken yaşardım. Ben resmin başlangıcından günümüze seyrini biliyorum. Uygulaması kolay olmuyor. Okuduğum, öğrendiğim başka bir şey, uygulamak başka bir şey. Hiç eğitim almamış insanlarda o yetenek varsa, temelde o kültür varsa, görerek, duyarak resme yatkınlık olabiliyor. Geç başladım ama, yaştan dolayı şu aralar yoruluyorum, eğer daha erken başlasaydım daha az yorulur, daha uzun süre çalışırdım, çalışmalarımı daha enerji dolu yapmayı başarabilirdim. Daha farklı şeyler denerdim. Bugün fırçaları temizlemek benim ömrümü tüketiyor. Daha erken başlasaydım, kendi atölyemi de kurmuş olurdum. Böylece daha başka işlere imza atardım. 30 yıl resim yaptıysam, 40 yıl olsaydı, önümde bir 10 yıl daha olurdu, böylece daha fazla istediğim gibi çalışabilirdim.

Sanat tarihi okumanızın katkısı oldu mu?

Öğrendiğim şeylerin resim sanatıma katkısı var ama, öğrendiğim şeylere uygun olsun diye çok uğraşıyorum, bu beni yoruyor. Ama pek çok sanatçı ya da sanatçılığa heves edenler öyle rastgele yapıyor ki resmi, bu tür çalışmaları gördükçe, daha çok yol alması gerektiğini düşündürüyor bana. Ben çok uzun yol almadan önce, sanat tarihi bilgimden dolayı bunu erkenden anlayıp, resimlerime uyguladım diyebilirim. Biz okurken, eğitim dönemimizin son zamanlarında sanat eserini eleştirmeyi de öğrendik. Son sınavımızı, bize sunulan sanat eserini yorumlayarak gerçekleştirdik. Bu bakımdan sanatı okuduğum için hazırlıklıydım. Ne yapacağımı, ne yapmayacağımı biliyordum ama bana zorluk yarattı. İlk zamanlarda öğrendiğime göre resim yapmaya çalıştığımda, kolay olmadı, uygulamada başka bir şey çünkü.

Sizin dünyanıza göre sanat nedir?

Sanat bir şeyi en güzelini yapmaktır, en iyisini yapmaktır.

Bir ressam adayı ne zaman resim yapmaya başlamalı?

Eğer ressam olacaksanız, erken yaşta başlamalısınız. Geç başlamakla da ressam olunur ama zor olur. Ondan duyacağınız haz, mutluluk, daha kısa zamana sığmış olur.

Bugüne kadar kaç sergi açtınız?

Bugüne kadar çok sayıda karma sergiye katıldım ama ikinci kişisel sergimi Alsancak’taki bu galeride açtım. İlk sergimi Konak’ta İzmir Resim ve Heykel Müzesi’nde Ocak ayında 2019 yılında açmıştım. 

Sergi açma düşünceniz nasıl oluştu?

Resimlerimin nasıl karşılandığını merak ettiğim için böyle bir sergiyi açmak istedim. Henüz yayınlanmamış pek çok eserlerim var. Çok fazla sayıda eser var.

Yeni nesil için hangi tavsiyelerde bulunursunuz?

Pek fazla tavsiyede bulunmuyorum. Çünkü herkesin kendine göre çalışma şartları, imkanları var. Tavsiye etsem bile işe yarayacağını düşünmüyorum. Çok özel olarak bildiklerim konusunda bana danışan olursa bildiklerimi anlatabilirim ama genel olarak resim; müzikte, heykelde, sinemada olduğu gibi belli kuralları var. Zaten resim yaparken de kuralları bilmek gerekir mi tam bilemiyorum ama ben bilerek yaptım, fakat pek çok insan kuralları bilmeden de resim yapıyor.

Çalışmalarınızı nerede sürdürüyorsunuz?

Çalışmalarını grup atölyesinde sürdürüyorum. Resim sanatı evde yapılacak bir iş değil. Kesinlikle atölyede çalışmak gerekir.

Eserleriniz daha çok neleri yansıtıyor?

Benim eserlerim temelde tabiatı anlatır. Benim sevdiğim bir tabiatı, ıssızlığı, geniş alanı, sakinliği anlatıyor. Tabiat çalışmasını seviyorum, dikkat ederseniz figür de yoktur benim eserlerimde. Bu yalnızlığı, ıssızlığı, bir yerde de özgürlüğü anlatıyor. Sakin olmayı, kendi başına olmayı anlatıyor. Tabiatı resmediyorum, doğa çalışıyorum ama bu benim kendi düşündüğüm doğa. Kendi arzu ettiğim, görmek istediğim doğa. Stil olarak ben klasiği seven bir insanım. Resmin fotoğraftan ayrıldığı dönemden günümüze kadar olan akışını resimlerimde hissedebilirsiniz. Klasik resimden biraz ondan uzaklaşmaya doğru. Görüntüden farklı, soyutlaşmaya doğru giden bir stil yansıyor eserlerim. Bu bakımdan izlenebilir, bilerek izleyenlerle üzerine konuşmak isteyenler için oluşturduğum bir sergi diyebilirim. İzleyiciler, resimdeki belli bir zamanın akışını görebilirler. 

Eserlerinizi izleyenler daha çok ne hissedecektir?

Dinginlik, huzur, hem görsel, hem de ruhsal bir huzur hissedebilirler. 

Neden resim yapıyoruz?

Düşüncemizde her olayın, her konunun daha iyisini anlatmaya çalıştığımız için yapıyoruz. Her şeyi öyle yapıyoruz. Bir eser çıkarıyorsak ortaya, “Daha iyisi nasıl olur?” diye düşünüyoruz. Huzura kavuşturan bir toplum içerisindeyseniz, sosyallik içerisindeyseniz eğer, yaptığınız eserlerde de o rahatlığı, başarıyı görebiliyorsunuz. Ama başka şeyler sizi rahatsız ediyorsa bir toplum içinde, genel olarak yaşadığımız ortamda ya da dünyada, sizi rahatsız eden şeyler varsa, belki de onları yansıtmak istiyorsunuzdur. Eserler sanatçının dünyasını yansıtır. Dünyanın renkli olmasını, canlı olmasını istediğim için eserlerime yansıması da bu yönde.

Dengiz Toprak kimdir?

1936'da Amasya'da doğdu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Sanat Tarihi ve Türk Sanatı okudu. Prof. Dr. Katerina Otto-Dorn ve Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal'ın öğrencisi oldu. Bir süre sanat tarihi öğretmenliği yaptı.

1964 yılında sınavla girdiği Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Ankara Radyosu'nda Metin Yazan ve Programcı olarak çalıştı. Kırsal kesime yönelik günlük programlar, özel gün ve bayram programları, sanat, edebiyatla ilgili dizi programlar hazırladı. Yönetim ve denetimin çeşitli kademelerinde görev yaptı. 1983 yılında kurulan TRT Yayın Denetleme Kurulu üyeliğine seçildi. 1980'li yıllarda Anadolu Üniversitesi Iletişim Fakültesi'nde yarı zamanlı olarak program yapımı ve yayın dili konularında ders verdi. 37 yıl çalıştığı TRT'den 2001 yılında emekli oldu. 2001-2002 ders yılında, Kırgızistan Manas Üniversitesi’nde, Radyo-Televizyon Bölüm Başkanlığı yaptı. Programcılık, yayın dili ve denetimi konularında dersler verdi. Dengiz Toprak, basın yayın ve iletişim kurumlarından çeşitli hizmet ödüllerine sahiptir. Resim çalışmalarına gelince: resim yapma isteğini ailesinden, amcası Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği kurucularından ve ilk başkanı olan Muhittin Sebati'den almıştır. Resim anlayışını ise öğretmeni Ressam Turan Erol'a borçludur. Resim çalışmalarına 2003 yılında Narlıdere’de, Ressam Mustafa Hazar Atölyesi’nde başlamıştır, halen devam etmektedir. Klasik resmi sevmektedir, bilinç ötesinin etkisiyle yapılan çalışmalardan hoşlanmamaktadır. Resmin genel kurallarından olan biçim ve renk dengesini önemser. Daha çok doğa görüntüleri çalışmaktadır. Sanatçının ayrıca ‘EnsonKitap’ yayınevinden çıkan 'İnce Bir Çizgide' adlı, Türkçe - İngilizce yayınlanan şiir kitabı da bulunmaktadır. HABER MERKEZİ