Türkiye genelinde milyonlarca 8. sınıf öğrencisi için bir yıllık yoğun temponun ve sayısız uykusuz gecenin ardından gelen o büyük gün, Bursa'nın Nilüfer ilçesindeki Şahinler Anadolu Lisesi'nde sınava giren öğrenciler için bir kabusa dönüştü. Sınavın ilk oturumunun başlamasıyla birlikte, 1 No'lu sınav salonundaki öğrenciler, önlerindeki kitapçıklardaki soruları çözmeye odaklanmıştı. Ancak sınavın başlamasından yaklaşık 15 dakika sonra, bir görevli öğretmenin durumu fark etmesiyle salonda adeta bir "soğuk duş" etkisi yaratan o gerçek ortaya çıktı: Öğrencilere dağıtılan kitapçıklar yanlıştı.
Bu hatanın anlaşılmasıyla birlikte salonda büyük bir panik ve kargaşa yaşandı. Görevliler, öğrencilerin elindeki kitapçıkları hızla toplarken, bu müdahale, sınava en üst düzeyde konsantre olmaya çalışan 14 yaşındaki çocukların tüm dikkatini ve motivasyonunu bir anda yerle bir etti. Yanlış kitapçıkların toplanıp doğru kitapçıkların dağıtılması işlemi sırasında yaşanan koşuşturma, sınıfa girip çıkan görevliler ve olayın yarattığı şok, sınav atmosferini tamamen ortadan kaldırdı. Bazı öğrencilerin bu baskı ve stres karşısında gözyaşlarına hakim olamadığı, ağlamaya başladığı belirtildi. Bir yıllık emeğin karşılığının alınacağı o kritik 90 dakikanın ilk çeyreği, telafisi mümkün olmayan bir kaosla geçmiş oldu.
Gözyaşları ve panik anları: 'Çocuğumuzun bir yılı çalındı'
Sınav sırasında yaşanan bu organizasyon fiyaskosu, sadece teknik bir hata olmanın çok ötesinde, sınava giren çocuklar üzerinde derin bir psikolojik travma yarattı. Sınav sonrası okul önünde çocuklarını endişeyle bekleyen veliler, karşılaştıkları manzarayla adeta yıkıldı. Birçok öğrencinin ağlayarak sınavdan çıktığını, motivasyonlarının tamamen yok olduğunu ve sınavın geri kalanını sağlıklı bir zihinle tamamlayamadıklarını anlatan aileler, olayın basit bir hatadan ibaret olmadığını vurguladı.
Velilerden biri, "Çocuğumuz bütün bir yıl boyunca bu sınav için hazırlandı. Sabah evden çıkarken ne kadar heyecanlı ve umutluydu. Şimdi ise gözleri yaşlı bir şekilde 'Anne ben yapamadım, dikkatim dağıldı' diyor. Bu sadece bir kitapçık hatası değil, bizim çocuğumuzun bir yılının, emeğinin ve hayallerinin çalınmasıdır" diyerek tepkisini dile getirdi. Başka bir veli ise sınav sırasında bazı öğrencilere iki, hatta üç kez kitapçık değiştirildiğini iddia ederek, "Sınıf bir anda panayır alanına döndü. Görevliler girip çıkıyor, çocuklar ne olduğunu anlamaya çalışıyor, bir yanda ağlayan arkadaşları... Bu koşullar altında hangi çocuktan başarılı bir performans beklenebilir? Verilen ek sürenin bu travmayı telafi etmesi mümkün mü?" sözleriyle yaşanan mağduriyetin boyutunu gözler önüne serdi. Aileler, yaşanan tüm bu kargaşanın okulun güvenlik kamerası kayıtlarında da açıkça görülebileceğini ifade ederek yetkilileri göreve çağırdı.
Velilerden hukuk mücadelesi: CİMER'e şikayet yağdı, savcılığa suç duyurusu yapıldı
Çocuklarının yaşadığı haksızlık karşısında sessiz kalmayan veliler, olayın hemen ardından organize olarak kapsamlı bir hukuk mücadelesi başlattı. Adaletin yerini bulması ve çocuklarının haklarının iade edilmesi için tüm yasal yollara başvuran aileler, ilk olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) art arda şikayet dilekçeleri gönderdi. Ardından, olayın yaşandığı bölgedeki Nilüfer İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvurarak durumun incelenmesini ve gerekli adımların atılmasını talep ettiler.
Ancak velilerin tepkisi bununla sınırlı kalmadı. Sınav organizasyonunda "görevi ihmal" ve "öğrencilerin mağduriyetine sebep olma" gerekçeleriyle sorumlular hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundular. Ailelerin ortak ve net bir talebi var: O salonda sınava giren tüm öğrenciler için sınavın, eşit ve adil koşullar altında, sadece o öğrencilere özel olarak tekrarlanması. Veliler, "Biz Türkiye genelinde bir iptal istemiyoruz. Biz sadece kendi çocuklarımızın gasp edilen haklarının iadesini istiyoruz. Bu hata, onların kaderini etkilememeli" diyerek seslerini duyurmaya çalışıyor.
Gözler Milli Eğitim Bakanlığı'nda: Sınav iptal mi edilecek, tekrarlanacak mı?
Bursa'da yaşanan ve Türkiye gündemine oturan bu skandal sonrası tüm gözler, sınavın organizasyonundan sorumlu olan Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) çevrildi. LGS gibi milyonlarca öğrencinin hayatını etkileyen merkezi bir sınavda böyle bir hatanın yaşanması, bakanlığın sınav organizasyon süreçlerine yönelik ciddi soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Şu an için MEB kanadından konuyla ilgili kapsamlı ve net bir resmi açıklama gelmiş değil. Bu sessizlik, hem öğrencilerin hem de velilerin endişelerini daha da artırıyor.
Peki, bundan sonraki süreçte ne olacak? Masadaki senaryolar neler? Hukukçular ve eğitim uzmanları, birkaç farklı olasılık üzerinde duruyor. Birincisi ve en düşük ihtimal, sınavın Türkiye genelinde iptal edilmesi. Bu, milyonlarca öğrenciyi etkileyeceği için bakanlığın sıcak bakmadığı bir seçenek olarak görülüyor. İkinci ve en güçlü olasılık ise, hatanın yaşandığı Şahinler Anadolu Lisesi'nin 1 No'lu salonunda sınava giren öğrenciler için özel bir telafi sınavının yapılması. Bu, hem mağduriyetin giderilmesi hem de sınavın genel geçerliliğinin korunması adına en adil çözüm olarak değerlendiriliyor. Üçüncü bir seçenek ise, bu öğrencilerin sınav sonuçlarının, yaşadıkları olumsuzluklar göz önünde bulundurularak özel bir formülle (örneğin puanlarına ek bir katsayı eklenerek) değerlendirilmesi. Ancak bu seçeneğin ne kadar adil ve ölçülebilir olacağı konusunda ciddi şüpheler bulunuyor.
Nihai kararı önümüzdeki günlerde Milli Eğitim Bakanlığı verecek. Bakanlığın, velilerin şikayetlerini, savcılık soruşturmasını ve okuldan alacağı raporları detaylı bir şekilde inceledikten sonra bir karar açıklaması bekleniyor. Ancak verilecek her karar, sadece Bursa'daki o salonun değil, Türkiye'deki tüm sınavların güvenilirliği ve adaletine yönelik önemli bir mesaj niteliği taşıyacak. Bir yıllık emeğin 15 dakikalık bir kaosla heba olmasına izin verilip verilmeyeceğini zaman gösterecek.