Mersin sahillerine binlerce denizanası vurdu. Prof. Dr. Deniz Ayas, bu türün zehirli olduğunu ve turizm ve sağlık açısından risk oluşturduğunu söyledi. Ayas, denizanalarının popülasyonunun balıkçılık faaliyeti ve caretta carettaların azlığı nedeniyle arttığını belirtti.
Ayas, Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olarak bölgede yaygın olan ‘göçmen denizanası’ veya bilimsel adıyla ‘rhopilema nomadica’ türünü 10-15 yıldır incelediğini söyledi. Ayas, bu türün Samandağ’dan Anamur’a kadar açık denizde yoğun şekilde bulunduğunu ve dalga yoluyla kıyılara vurduğunu anlattı.
Ayas: “Denizanaları balıkçılık faaliyetinden etkileniyor”
Denizanalarının popülasyonunun neden arttığını açıklayan Ayas, “Denizanaları planktonlarla ve küçük balıklarla besleniyor. Ortamda yeteri kadar planktonlarla beslenen balık türleri olmazsa denizanalarının popülasyonu artar. Bu da balıkçılık faaliyetinin bir sonucudur. Balıkçılık faaliyeti hem planktonları hem de küçük balıkları azaltıyor. Bu da denizanalarına avantaj sağlıyor. Denizanaları aslında besin zincirinde önemli bir tür. Bununla beslenen deniz kaplumbağaları, caretta carettalar var. Bunlar Mersin sahillerine gelmeye başladı. Yeteri kadar caretta olursa denizanalarının popülasyonlarının azalacağını düşünüyoruz. Her sene bu dönemlerde sahillerimize denizanaları vuruyor. Bunlar dalga ve akıntılarla sahile yönleniyorlar. Açıkta her zaman varlar” dedi.
Ayas, denizanalarının turizm sektörüne de zarar verdiğini vurguladı. Ayas, “Bizler 10-15 yıldır bu türü inceliyoruz. Çünkü turizm üzerine ciddi baskı kurabilecek bir tür. Geçmişte Mersin Körfezi’nde turizm faaliyetini ciddi şekilde etkilemişti. Bu anlamıyla da izlenmesi gerekiyor. Özellikle yaz mevsiminde, turizm sezonunda sahillerde olması ciddi bir turist kaybına neden olabilir ama mart ayı sonunda caretta carettalar da geldiğinde sahillerimizde denizanası popülasyonlarının olmayacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
Ayas: “Zehirli denizanalarına dokunmayın”
Zehirli denizanalarının ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini kaydeden Ayas, şunları söyledi:
“Bununla ilgili ciddi yaralanmalar da olabilir. Vatandaşlarımız eğer sahillerde denizanaları ile karşılaşırlarsa kesinlikle dokunmamaları gerekir. Ana gövdesi dışında uzantıları üzerinde yakıcı hücreleri var. Ölü bile olsa denizanalarına dokunmayın. Bunlar insan derisi ile temas ettiğinde patlayıp çeşitli zehirli sıvılar bırakabilir. Bu da ciltte kızarıklık, kaşıntı, yanma, şişlik gibi reaksiyonlara neden olabilir. Daha ciddi durumlarda ise alerjik şok, solunum güçlüğü, kalp ritim bozukluğu gibi hayati tehlike oluşturabilir. Bu nedenle, denizanalarına dokunan kişilerin hemen tıbbi yardım alması gerekir.”
