Türkiye'nin gündemine sık sık getirdiği dosyalarla tanınan gazeteci Barış Pehlivan, bu kez rotasını Manisa'nın en büyük ilçelerinden biri olan Yunusemre'ye çevirdi. "Onlar TV" kanalında yaptığı açıklamalarla, belediyenin bir önceki yönetim dönemine ilişkin son derece ciddi bir iddiayı ortaya attı. Pehlivan, 2019-2024 yılları arasında, yani belediyenin AK Parti tarafından yönetildiği dönemde, Yunus Emre Millet Çarşısı içerisinde yer alan bir dükkânda, belediyeye ait kamu kaynakları kullanılarak kripto para madenciliği yapıldığını ileri sürdü. Bu iddia, sadece bir usulsüzlük iddiası olmanın ötesinde, halkın vergileriyle oluşturulan belediye bütçesinin, kişisel menfaatler için nasıl suiistimal edilmiş olabileceğine dair ciddi soru işaretleri doğurdu. Kripto para madenciliğinin, son derece yüksek miktarda elektrik enerjisi tüketen ve bu nedenle ciddi bir maliyet gerektiren bir işlem olduğu biliniyor. İddiaya göre, bu yüksek enerji maliyeti, belediyenin elektrik altyapısı üzerinden karşılanarak kamunun sırtına yüklendi. Eğer iddialar doğruysa, bu durum hem kamu zararına hem de görevi kötüye kullanma suçlarına işaret ediyor ve Yunusemre Belediyesi'ni büyük bir skandalın merkezine oturtuyor.
Başkan Balaban topa girdi: "İddia var, belge bekliyoruz"
Gazeteci Barış Pehlivan'ın bu sarsıcı iddialarının ardından tüm gözler, 31 Mart yerel seçimlerinde belediye başkanlığını kazanan CHP'li Semih Balaban'a çevrildi. Başkan Balaban, düzenlediği basın toplantısıyla konuya ilişkin ilk resmi açıklamayı yaparak, iddialardan haberdar olduklarını doğruladı ancak temkinli bir dil kullanmayı tercih etti. Konunun şu an için sadece bir "iddia kıvamında" olduğunun altını çizen Balaban, somut kanıtlar olmadan kimseyi suçlamanın doğru olmadığını belirtti. Kendi adalet anlayışını, haksız bir şekilde tutuklandığını belirttiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yapılanlarla kıyaslayan Balaban, "Nasıl Ekrem İmamoğlu’na, saygı değer belediye başkanlarımıza sadece iddia üstüne, haksız bir şekilde hapiste tutuluyorlarsa, biz onların nasıl haksız bir şekilde hapiste tutulduğunu ve onların yanında olduğumuzu haykırıyorsak, bizim anlayışımız da kim ne derse desin belgesiz bir şeyleri söylemek doğru bir şey değil," diyerek, kanıta dayalı bir süreç yürüteceklerinin mesajını verdi. Balaban, hem gazeteci Barış Pehlivan'a hem de konuyu araştıran bir başka gazeteciye, "Konudan haberimiz var. Ama bunlar şu an iddia. Biz iddiaları belgeleriyle, gerçek olguya dönüştürmek istiyoruz. Biraz daha biz araştırıyoruz," yanıtını verdiğini aktararak, belediye içinde konuya ilişkin bir ön araştırma yürüttüklerini ima etti.
Her şeyi değiştirecek o kritik belge
Başkan Semih Balaban, basın toplantısında en çok "o önemli belge" üzerinde durdu. Elinde bazı verilerin olduğunu ancak sonuca ulaşmak için yeterli olmadığını belirten Balaban, "Bugün açıklamayacağım bunları. Bir önemli belgenin peşindeyiz. Bu belge çok şeyi çözecek. O belge bize ulaştığında da burada şeffafça o belgeyle, elektrik faturalarıyla, her şeyiyle size bütün gerçekleri burada huzurunuzda paylaşacağız," diyerek, iddiaları somut bir delille kanıtlamadan kamuoyunun önüne çıkmayacaklarını yineledi. Başkan Balaban'ın bu ifadesi, belediye içinde yürütülen araştırmanın kilit bir noktaya geldiği ve bu belgenin, iddiaları bir suç duyurusuna dönüştürecek nitelikte olabileceği şeklinde yorumlandı. İddiaların neden daha önce gündeme gelmediği sorusuna ise Balaban, "1,5 yıl önce bilmiyorduk. Mayıs ayında öğrendik. Ancak araya giren süreçler ve belgenin tam olarak tarafımıza ulaşamaması, süreci ertelememize neden oldu," yanıtını vererek, konunun yeni farkına vardıklarını ve delillendirme aşamasında olduklarını belirtti.
Balaban'dan "İçişleri engeli" sitemi: "Soruşturmalar durduruldu"
Başkan Balaban, kripto para madenciliği iddiaları üzerinden, göreve geldikten sonra karşılaştıkları idari engellere de dikkat çekti. Bu konuda üzerlerine düşeni yapacaklarını ve konunun sonuna kadar takipçisi olacaklarını vurgulayan Balaban, gazeteci Barış Pehlivan'a da yaptığı araştırmacı gazetecilikten dolayı teşekkür etti. Ancak Balaban, daha önce belediyedeki farklı usulsüzlük iddialarıyla ilgili yaptıkları girişimlerin sonuçsuz kaldığını sitemkâr bir dille ifade etti. "Daha önce de üç tane suç duyurusunda bulunduk. Hiçbirinden sonuç çıkmadı," diyen Balaban, bu sonuçsuzluğun nedenini ise doğrudan İçişleri Bakanlığı'na bağladı. Bakanlığın, yaptıkları suç duyurularına ilişkin "soruşturmayı durdurma kararı" verdiğini ve bu kararı daha önce belgeleriyle kamuoyuyla paylaştığını hatırlatan Balaban, "Biz bunları hep yaptık arkadaşlar. Ama biz burada iddiadan çok somut bir belgeye ulaşıp bunu gerçek bir olguya dönüştürmek amacındayız," dedi. Bu ifadeler, yeni iddialarla ilgili yapılacak olası bir suç duyurusunun akıbeti konusunda da bir endişeyi barındırırken, yerel yönetimlerin merkezi idare ile yaşadığı denetim ve soruşturma yetkisi tartışmalarını da yeniden alevlendirecek gibi görünüyor. Yunusemre Belediyesi'nde patlak veren bu skandal, önümüzdeki günlerde o "kritik belgenin" ortaya çıkıp çıkmayacağına ve yargı sürecinin başlayıp başlamayacağına dair meraklı bir bekleyişle Manisa ve Türkiye siyasetinin gündemindeki yerini koruyacak.