İZMİR'de, erkek çalışanların egemen olduğu haralarda büyük özenle bakımları yapılan, binlerce TL değerindeki yarış atları, artık kadın seyislere de emanet edilecek. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın projesiyle İzmir'deki 36 kadın seyislik eğitimine alındı.

Bir atın doğumundan ölümüne, hayatlarının her alanındaki bilgilerle donatılacak olan kadınlar, hem atlara kadın dokunuşunda bulunacaklar hem de aile ekonomilerine katkı sağlayacak. Kursiyer kadınlardan arkeolog Işık Özken, sadece atlara binen değil onlara bakan olabilmek için kursa geldiğini söyledi.

Avrupa'daki birçok at çiftliğinde kadın çalışanların ağırlıkta olduğu seyislikte, Türkiye'de birkaç örnek dışında çalışan bulunmuyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da Türkiye Jokey Kulübü ve Türkiye İş Kurumu'nun desteğiyle hem bu alanda farkındalık yaratmak hem de istihdam sağlamak için kadını seyis projesini hayata geçirdi. İlk kez geçen Haziran ayında Elazığ'da başlatılan ve olumlu sonuçlar alınan proje İzmir'de sürdürüldü. İzmir ve ilçelerinde, 18-40 yaş arasında olmak, 80 kiloyu geçmemek, uyuşturucu madde kullanmamak gibi kriterleri taşıyan 36 kadın seyis adayı belirlendi. Bu kadınlar, 2 Ekim tarihinden itibaren eğitime alındı. 15 Aralık 2017 arihine kadara sürecek olan eğitimlerde, kadınlar uygulamalı ve teorik olmak üzere toplam 360 saat ders alacaklar. Bu eğitimlerin 80 saati uygulamalı, 280'i teorik olacak.

KADIN DOKUNUŞU ATÇILIĞI GELİŞTİRECEK

Proje ile ilgili eğitim alan kadınları ziyaret edip bilgilendirme yapan Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdür Vekili Musa Bakan, açıklama da yaptı. 'Kırsalda kadın seyisler yetişiyor' projesiyle önceliğinin kadınları meslek sahibi yapmak ve ekonomik kazanç elde etmelerinin sağlanması olduğunu vurgulayan Musa Bakan, "Türkiye'de kadınlarını da bu sektöre katılmalarını sağlamak için projeye başlandı. Avrupa ülkelerinde bu işi büyük oranlarda kadınlar yapıyor. Bir kadının dokunuşu, sevgisi, ilgisi, atçılıkta daha farklı gelişme sağlanacak" dedi.

Kadınların eğitimden sonra sertifika alacaklarını da vurgulayan Bakan, "Bu kadınlarımız, gerek haralarda gerekse de yetiştirme çiftliklerinde iş bulabilecekler. İstihdamları sağlanacak. Ailelerine ekonomik kazanç getirecekler" diye konuştu.

Hipodrom Müdürü Cüneyt Ertan da, teorik ve pratik eğitimlerin kulüp eğitmenlerinin desteğiyle yapıldığını söyleyip, "Kadın seyislerimiz, lisanslı hazır hale gelecek. Bizim haralarda yarışan atlara bakımın yanı sıra eğitim çiftliklerinde, özel at çiftliklerinde iş bulacaklar. Haralar erkek egemen bir yetiştirme alanı. Kadın seyislerin çoğalması Türkiye'de öncü olacak. Birçok ülkede kadın seyis ağırlıklı. Bizde de kadının girmesiyle, kadının ata yaklaşımı sevecen olmasıyla atların huylarında bile değişiklikler olmasını bekliyoruz. Ahırların bakımında da değişiklikler olacağını düşünüyorum" dedi.

http://ajans.dha.com.tr/images/videos/2017_10/2017_10_07/1716148/izmir_yaris_atlarina_kadinlar_bakacak.mp4

AİLE GELENEĞİNİ SÜRDÜRECEK

Proje kapsamında eğitim alan kursiyerler arasında farklı meslek ve yaşlardan kadınların bulunması da dikkat çekti. Bu kursiyerlerden birisi de; Merve Manav. Babası eski jokey olan, ağabeyi halen jokeylik eğitimi alan Manav, annesinin de seyislik yaptığını söyledi. Aileden atçı olduklarını ama artık eğitimli olmak istediğini anlatan Merve Manav, şöyle dedi:

"Bu eğitimde bakımından beslenmesine, A'dan Z'ye atlarla ilgili her bilgiyi alıyoruz. Uygulamalı olarak da eğitim alacağız. Hepsinden önemlisi lisanslı olacağız. Babam eski jokey, kardeşim apranti, annem de seyis. Yıllardır atlara baktı. Buradan belge almak istedim ve bunu anneme hediye edeceğim. İleride at aldığımız zaman ona kendim bakacağım. Diğer seyislere göre lisansım olacak. Annemin lisansı yok mesela ama benim olacak."

ARKEOLOGDU, SEYİS OLACAK

Arkeolog olan Işık Özken de, iki yıldır ata bindiğini ama onlara daha yakın olabilmek için seyisliği seçtiğini söyleyip, "Atların taylığından, ölümüne kadar her aşamasını öğreniyoruz. Aslında at yetiştirmeye öğreniyoruz buna sadece 'Seyislik' demeyelim. İleride kendimiz de at yetiştirebiliriz. Ben 2 yıldır at biniyorum, onların üzerindeyken koşarken çok mutluyum. Bu yetmedi, bundan fazlasını yapmak istedim. Sadece binmek değil onlara iyi bir şekilde bakmak da istiyorum. Hayatlarının her aşamasında onlarla olmak istiyorum. At sahipleri var ama biz onlara sahip çıkanlar olacağız" dedi.