Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biri olan ve on binlerce aileye ekmek kapısı olan tekstil sektörü, pandemiyle derinleşen ve son aylarda adeta bir çöküşe dönüşen tarihi bir krizle boğuşuyor. Artan maliyetler, küresel pazarlardaki daralma ve iç piyasadaki durgunluk, birbiri ardına fabrikaların kapısına kilit vurulmasına neden oluyor. Ancak madalyonun görünmeyen yüzünde, bu ekonomik krizden çok daha derin, çok daha sarsıcı bir "ahlak krizi" yaşanıyor.

Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mehmet Türkmen, sektördeki patronların büyük bir bölümünün, krizi bir fırsata çevirerek işçilerin alın teriyle kazandığı yasal haklarına, özellikle de kıdem tazminatına sistematik bir şekilde el koyduğunu belirtti.

Yaşanan krizin faturasının tamamen emekçinin sırtına yıkıldığını belirten Türkmen “Ama şunu sormak gerekiyor: Uzun süredir tekstil patronları, işveren örgütlerinin temsilcileri bu konuda açıklamalar yapıyor. Hükümetten destek istiyorlar. Ama aynı patronlar, krizi yaşarken bu krizin faturasını tamamen işçilerin üzerine yıkıyorlar. Bundan hiç bahsetmiyorlar” dedi.

Tekstilde çarklar durma noktasında

Genel Başkan Mehmet yüzlerce firmanın da konkordato ilan ederek iflasın eşiğine geldiğini söyledi.

"Tamamen kapananların yanı sıra, "küçülme" veya "daralma" gerekçesiyle on binlerce işçi, bir gecede kendilerini işsiz buldu. Türkmen, bu daralmanın temelinde yüksek faiz oranları, öngörülemez döviz kuru ve artan hammadde maliyetleri gibi faktörlerin yattığını belirtiyor. Tekstil sektörünün bu krizden en çok etkilenen alanların başında gelmesinin yoğun emek gücü olduğunu dile getiren Türkmen, şöyle konuştu:

Ama şunu sormak gerekiyor: Uzun süredir tekstil patronları, işveren örgütlerinin temsilcileri bu konuda açıklamalar yapıyor. Hükümetten destek istiyorlar. Ama aynı patronlar, krizi yaşarken bu krizin faturasını tamamen işçilerin üzerine yıkıyorlar. Bundan hiç bahsetmiyorlar. Türkiye genelinde çok fazla tekstil fabrikası var. Sadece bu yılın ilk 3 ayında tekstil işkolunda 1200’e yakın işyeri kapandı. 1200’den fazla işyeri konkordato ilan etti. Tamamen kapananlar var, küçülme gerekçesiyle çok sayıda işçinin işten atıldığı yerler var.

Bunların bir kısmı için diyelim ki sektörde bir kriz vardır. Siz üretimi veya kapasiteyi azaltma kararı alabilirsiniz. Bu anlaşılabilir. Veya kapatma kararı da almak zorunda kalabilirsiniz. Ama bu kararlardan dolayı işçiler işten çıkarıldığında, işçilerin yasalara göre kazanılmış hakları vardır. Bunların başında da kıdem ve ihbar tazminatı gelir. Bu, krizden bağımsız olarak işçiyi işten ayırmaya zorladığınızda sizin sorumluluğunuzdur. Zaten işçinin kıdem tazminatı gibi alacakları, işletmenin toplam maliyeti içinde hesaplanır. Ama hiçbir patron, diyelim ki bankaya ya da devlete olan borçlarından kaçamazken, işçiye gelince ortada bırakıyor.

"İşçilerin haklarını gasp eden tabloya dur denmeli"

Pek çok fabrikada işçilerin tazminatlarını ödememek için bir muhatap bile bulamıyorsunuz. Ya da işçileri oyalıyorlar. Tazminatın yarısını hatta daha azını teklif ediyorlar. Bunu yaparken de işçileri tehdit ediyorlar. Örneğin Malatya, Antep, Urfa gibi bizim daha ağır işçi faaliyet yürüttüğümüz bölgelerde, sadece son 3-4 ayda 10 binden fazla işçi işten atıldı. Bu işçilerin tamamına yakını ya tazminat dışı çıkarıldı ya da tazminatları eksik ödendi. Ya da işçilere şu dayatma yapıldı:

“Bizim teklif ettiğimiz rakamı kabul edin –ki bu rakam çoğu zaman hak ettiklerinin yarısı bile etmiyor– yoksa sizi ‘Kod 29’la çıkarırız. İş de bulamazsınız, tazminat da alamazsınız, işsizlik maaşı da bağlanmaz. Mahkemede 3-5 yıl sürünürsünüz.”

Yani işçilerin bu çaresizliğini istismar ederek, birikmiş haklarına ve tazminatlarına çökerek, bu krizi tamamen işçiye yıkıyor patronlar. Bu suçu işlemeyen patron, emin olun bir elin parmaklarını geçmez. Özellikle bizim bölgedeki fabrikalardan bunu çok net görüyoruz. O yüzden evet, bir kriz var. Bu kriz tüm sektörü etkiliyor. Ama patron tarafı, krizi işçinin sırtına yükleyerek çok büyük bir ahlaksızlık yapıyor. Bunu açıkça söylüyorum çünkü sahada yaşadığımız, gördüğümüz yüzlerce örnek var.

Fabrika kapatmak zorunda kalabilirsiniz, üretimi durdurabilirsiniz. Ama bu, işçinin kıdem tazminatına el koymak hakkını size vermez. Patronların çoğu krizi, işçilerin tazminatlarına çökmek için bir fırsata çevirmiş durumda. Patronlar pandemide de bunu yaptı. Pandemi, insanların can derdine düştüğü bir felaketti. Ama tekstil patronları, o dönemde bile üretime devam etti. İşçileri fabrikalara kapattılar. Covid vakaları gizlendi. Ama bu dönemde, tarihinin en büyük üretim ve ihracat rekorlarını kırdılar. Pandemide kazandıklarında bile işçilere “Bu sene çok kazandık, size daha fazla verelim” demediler. Şimdi işler biraz kötü gidince ilk yaptıkları, işçileri kapının önüne koymak ve tazminatına çökmek oluyor.

Bu sektörde binlerce işçi bu şekilde mağdur edilmiş durumda. Elbette kriz çözülmeli. Hükümet adım atmalı. Ama adım atılırken sadece patronların değil, bu sektörü emeğiyle ayakta tutan işçilerin talepleri dikkate alınmalı. Kapanma, küçülme, her ne gerekçeyle olursa olsun, işçilerin kıdem ve ihbar tazminatı gibi hakları patronların inisiyatifine bırakılmamalı. Bu konuda acil düzenleme yapılmalı. Bugün tazminat hakkı kağıt üzerinde var ama pratikte yok. Özellikle tekstil sektöründe bu hak neredeyse fiilen ortadan kalkmış durumda. İşçilerin ancak yüzde 10’u alabiliyor. O yüzden krizden çok daha derin olan asıl kriz, bu ahlaksızlıktır. İşçilerin haklarını gasp eden bu tabloya bir dur denmeli. Tekstil işçilerinin yıllarca çalışarak kazandığı tazminatlar güvence altına alınmalı.”

Bg 2017 10 13 11 06 24.60487

Son anket; O parti baraj altıinde dikkat çeken sonuç… CHP’de zirvede istikrarlı, MHP baraj altı!
Son anket; O parti baraj altıinde dikkat çeken sonuç… CHP’de zirvede istikrarlı, MHP baraj altı!
İçeriği Görüntüle

Bayramda 650 işçi daha işsiz kaldı

Türkiye’nin tekstil başkenti Denizli kriz sarmalına girdi. Çiçekçi Tekstil, Doku Tekstil’in ardından Türkiye’nin en büyük firmalarından Deniz Tekstil fabrukasını kapatma kararı aldı.
Baltalı Grup Çatısı altında üretim yapan, Türkiye'nin Deniz Tekstil yaşadığı mali sorunların ardından Afyonkarahisar'ın Hocalar ve Denizli’nin Çal ilçesindeki fabrikalarını kapatma kararı aldı. 650 çalışanın böylece bayramı zehir oldu. Bu fabrikaları Cumhurbaşkanı Erdoğan 2023 yılında ziyaret etmiş ve kadın istihdamını övmüştü.

Üç dev ile savaşıyoruz
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, istihdamı emek yoğun sektörü tekstilde rekabet gücünü kaybettiğimizi söyledi. Eskinazi, “Sektörde kan kaybı devam ediyor. Üretim maliyetlerimiz yüksek, finansa erişim zor. Döviz ise hala düşük. Sermayemiz erimek üzere. Don Kişot’ün yel değirmenleriyle mücadelesinde dediği gibi, üç dev ile savaşıyoruz, adaletsizlik, korku ve cehalet.”

Kaynak: Özge Uyanık