Kabine bugün Beştepe’de toplanıyor: Masada ekonomi, güvenlik ve kritik bölgesel gelişmeler var
Kabine bugün Beştepe’de toplanıyor: Masada ekonomi, güvenlik ve kritik bölgesel gelişmeler var
İçeriği Görüntüle

İzmir Büyükşehir Belediyesi Eski Genel Sekreteri, İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce, aylardır devam eden tutuklu yargılama sürecine ilişkin sessizliğini bozdu. Yaklaşık 8,5 aydır cezaevinde bulunan Gökce, sosyal medya hesabından yaptığı uzun açıklamada iddianamenin “ciddi tutarsızlıklarla dolu” olduğunu savunarak kendisine yöneltilen suçlamaların hiçbirinin hukuki temele dayanmadığını söyledi.

Gökce, açıklamasına “Kendi irademle gidip ifade verdiğim bir soruşturmanın bugün tamamen gerçek dışı iddialara dönüşmesini kabul etmem mümkün değil” diyerek başladı. Sürecin en başından beri masumiyet karinesinin gözetilmediğini ifade eden Gökce, iddianamenin tüm ülkeye açık hale getirilmesini de “ağır bir hak ihlali” olarak niteledi.

İddianamede rüşvet suçlamasına dair tek satır kanıt yok

Gökce’nin açıklamasındaki en çarpıcı noktalardan biri, aylardır gündemde olan rüşvet suçlamasına ilişkin iddiaların iddianamede yer almaması oldu.

Gökce, yaklaşık dört bin sayfalık metni inceleme fırsatı bulduğunu belirterek şunları dile getirdi:

“Rüşvet suçlamasıyla tutuklu bulunmama rağmen iddianamede bu suça ilişkin tek bir isnat yok. MASAK raporları, banka hareketleri ve mali incelemelerde adıma kayıtlı hiçbir işlemin şüpheli olmadığı açıkça yazıyor. Mal varlığı artışı yok, usulsüz para trafiği yok, gizli ya da açık tanık beyanı yok.”

Açıklamasına göre Gökce’nin üzerine kayıtlı iki konut, 30 yıllık birikim ve banka kredileriyle alınmış durumda. Gökce, bunun iddianamede de açıkça yer aldığını belirterek hiçbir şekilde “haksız kazanç” elde ettiğine dair emare bulunmadığını vurguladı.

Görevde olmadığı dönemlere ilişkin suçlamalar dikkat çekti

Gökce’nin iddianameye yönelttiği en sert eleştirilerden biri de ihaleye fesat karıştırma iddialarının bir bölümünün, kendisinin görevde olmadığı dönemlere denk gelmesi oldu.

Gökce’ye göre iddianamede yer alan 12 ihalenin dördü, kendisinin kamu görevinde olmadığı tarihlere ait:

  • İki ihale 2020 yılında, Gökce’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olduğu döneme geliyor.
  • Diğer iki ihale ise Gökce’nin Kasım 2023’te İBB’den istifa ettikten sonraki zaman dilimini kapsıyor.

Gökçe bu çelişkiyi “Bu bile iddianamenin kendi içinde nasıl tutarsız olduğunu ortaya koymaya yeter” sözleriyle değerlendirdi.

Belediye şirketleri üzerinden yürütülen ihaleler yeniden gündemde

Gökce, görev yaptığı döneme ilişkin suçlamaların büyük bölümünün İBB iştiraklerinin aldığı ihalelerle ilgili olduğunu söyledi. Bu süreçte kendisinin rolünün yalnızca teknik bir takip ve evrak sevkinden ibaret olduğunu vurgulayan Gökce, şu ifadeleri kullandı:

“Benim görevim muhammen bedel belirlemek ya da şartname hazırlamak değil. Teknik komisyonlarda yer almıyorum. Evrakı encümene göndermek ve süreci mevzuata uygun yürütmekten sorumluyum. Bu nedenle ihaleye fesat suçunun maddi unsurlarını oluşturabilecek bir yetkim bulunmuyor.”

Geçmiş dönemlerde aynı yöntemle çok sayıda ihalenin AK Parti döneminde de belediye şirketleri tarafından alındığını hatırlatan Gökce, “Bu uygulama yeni değil, hukuka aykırı da değil” diyerek suçlamaların siyasi boyutuna dikkat çekti.

Kaynak: Haber Merkezi