Türkiye, inovasyon ve teknoloji odaklı büyüme hedefleri doğrultusunda araştırma ve geliştirme faaliyetlerine sağladığı vergi indirimlerinde vites yükseltti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan "Dolaylı Ar-Ge Teşvikleri, 2024" raporu, bu alanda son yılların en büyük artışına işaret ediyor. 2023 yılında 59 milyar 332 milyon TL olan dolaylı Ar-Ge teşviki, 2024'te %78,6'lık çarpıcı bir artışla 105 milyar 977 milyon TL'lik rekor bir seviyeye tırmandı. Bu rakam, Türkiye'nin katma değerli üretim ve teknolojik bağımsızlık konularındaki kararlılığını gözler önüne sererken, ekonominin geleceğine yapılan en büyük yatırımlardan biri olarak yorumlanıyor. Hükümetin sağladığı bu devasa destek, girişimcileri ve sanayicileri daha fazla yenilik yapmaya, yeni ürünler ve teknolojiler geliştirmeye yönlendirerek ülkenin küresel rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. Bu artış, aynı zamanda Türkiye'nin sadece bir üretim üssü olmakla kalmayıp, aynı zamanda bir teknoloji ve inovasyon merkezi olma vizyonunu da güçlendiriyor.

Teşviklerin dağılımında stopaj öne çıktı

Ar-Ge faaliyetlerine sağlanan 106 milyar liralık devasa desteğin ayrıntıları incelendiğinde, en büyük kalemin gelir vergisi stopajı olduğu görülüyor. Rapora göre, teşviklerden yararlanan girişimler, toplamda 53 milyar 926 milyon TL'lik gelir vergisi stopajı teşvikinden faydalandı. Bu da toplam teşviklerin yarısından fazlasının (%50,9) bu kalemden geldiğini gösteriyor. Bu destek, özellikle nitelikli personel istihdam eden ve Ar-Ge merkezlerinde mühendis, araştırmacı ve teknisyen çalıştıran şirketler için büyük bir maliyet avantajı sağlıyor. Gelir vergisi stopajını, 50 milyar 552 milyon TL ile kurumlar vergisi indirimi takip etti. Şirketlerin Ar-Ge harcamalarını kurum kazancından düşmesini sağlayan bu vergi teşviki, toplam pastanın %49,1'ini oluşturdu. Diğer destek kalemleri ise daha sınırlı kaldı. Girişimcilere sağlanan gelir vergisi desteği 1 milyar 399 milyon TL olurken, katma değer vergisi (KDV) istisnası ise 99 milyon TL olarak gerçekleşti. Bu veriler, devletin Ar-Ge teşvik politikasının temel olarak iki ana sütun üzerine oturduğunu gösteriyor: Nitelikli personelin istihdam maliyetini düşürmek ve şirketlerin Ar-Ge yatırımlarını doğrudan vergi matrahından indirerek finansal yüklerini hafifletmek.

Teknoloji ve sanayi sektörü lokomotif oldu

Ar-Ge teşviklerinden yararlanan girişimlerin sektörel dağılımı, Türkiye'nin ekonomik dönüşümünün hangi alanlarda yoğunlaştığını net bir şekilde ortaya koyuyor. 2024 yılında teşviklerden yararlanan toplam 10 bin 569 girişimin yarısından fazlası, 5 bin 548 firma ile bilgi ve iletişim sektöründe faaliyet gösteriyor. Yazılım, bilişim, telekomünikasyon ve dijital hizmetler gibi alanları kapsayan bu sektör, hem yararlanan firma sayısı hem de beyan edilen harcama tutarında liderliği elinde tutuyor. Girişimlerin Ar-Ge için beyan ettiği toplam 215 milyar 827 milyon TL'lik harcamanın %46,4'ü bu sektöre ait. Bu durum, Türkiye'nin dijital dönüşüm ve teknoloji üretme konusundaki iştahını ve bu alandaki dinamizmi kanıtlar nitelikte. Lideri, 2 bin 310 firma ile imalat sanayi takip ediyor. Ülke ekonomisinin bel kemiği olan imalat sanayi, beyan edilen harcamalarda %39,4'lük paya sahip. Üçüncü sırada ise bin 494 firma ile mimarlık, mühendislik ve bilimsel danışmanlık gibi hizmetleri içeren "mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler" sektörü yer alıyor. Bu sektörün beyan ettiği harcama payı ise %4,6 olarak kaydedildi. Bu üç sektörün teşviklerdeki ağırlığı, Türkiye'nin gelecekte yüksek teknolojiye dayalı sanayi ve dijital hizmetler alanında küresel bir oyuncu olma hedefini destekliyor.

İmalatın devleri sahnede: Otomotiv ve elektronik başrolde

İmalat sanayinin Ar-Ge teşviklerindeki güçlü konumu, alt sektörlere inildiğinde daha da belirginleşiyor. Toplam 85 milyar 56 milyon TL'lik Ar-Ge harcaması beyan eden imalat sanayinde, aslan payını otomotiv sektörü alıyor. Motorlu kara taşıtı, treyler (römork) ve yarı treyler imalatı, sektördeki toplam Ar-Ge harcamalarının %41,1'ini tek başına gerçekleştirmiş durumda. Bu veri, özellikle elektrikli araçlar, otonom sürüş teknolojileri ve batarya sistemleri gibi yeni nesil teknolojilere yapılan yatırımların ne denli büyük olduğunu gösteriyor. Otomotiv sektörünü, %22,8'lik pay ile bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatı izliyor. Savunma sanayi, tüketici elektroniği ve endüstriyel otomasyon gibi alanlardaki gelişmeler bu kalemin yükselmesinde önemli rol oynuyor. Üçüncü sırada ise %10,8'lik pay ile elektrikli teçhizat imalatı yer alıyor. Enerji altyapısı, yenilenebilir enerji teknolojileri ve akıllı şebeke sistemlerine yönelik Ar-Ge çalışmaları bu alandaki harcamaları artırıyor. Bu üç alt sektör, imalat sanayindeki toplam Ar-Ge harcamalarının yaklaşık dörtte üçünü oluşturarak, Türkiye'nin endüstriyel dönüşümünün motor gücü olduklarını kanıtlıyor.

Motorine zam geldi: 4 Eylül’de akaryakıt fiyatları değişti
Motorine zam geldi: 4 Eylül’de akaryakıt fiyatları değişti
İçeriği Görüntüle

Teşvikler "büyüklere", KOBİ'ler "sayıda" kaldı

Raporun en dikkat çekici bulgularından biri, Ar-Ge teşviklerinin girişimlerin büyüklüğüne göre dağılımında ortaya çıkan dengesizlik oldu. Verilere göre, teşviklerden yararlanan 10 bin 569 girişimin %87,3'ünü, yani büyük çoğunluğunu küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ) oluşturuyor. Ancak bu sayısal üstünlük, teşvik miktarının paylaşımına aynı şekilde yansımıyor. KOBİ'ler, toplam 106 milyar liralık dolaylı Ar-Ge teşvikinin sadece %34,3'ünden, yani yaklaşık 36 milyar 399 milyon TL'sinden yararlanabildi. Buna karşılık, sayıca sadece %12,7'lik bir paya sahip olan büyük ölçekli girişimler, teşviklerin %65,7'sini, yani aslan payını aldı. Bu durum, büyük şirketlerin daha kapsamlı Ar-Ge merkezleri kurma, daha yüksek bütçeli projeler yürütme ve teşvik mekanizmalarından daha etkin bir şekilde yararlanma kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor. KOBİ'lere sağlanan 36,4 milyar TL'lik desteğin kendi içindeki dağılımına bakıldığında ise %50,8'inin orta ölçekli, %39,6'sının küçük ölçekli ve %9,6'sının ise mikro ölçekli girişimlere gittiği gözlendi. Bu tablo, Türkiye'nin inovasyon ekosisteminin tabana yayılması ve daha fazla KOBİ'nin Ar-Ge süreçlerine dahil edilerek finansal olarak daha güçlü desteklenmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ