Türkiye, elektrikli araç (EV) teknolojilerine olan adaptasyon sürecinde önemli bir kilometre taşını daha geride bırakarak, küresel otomotiv pazarındaki konumunu güçlendirdi. İngiltere merkezli, alanında saygın bir yere sahip bağımsız araştırma kuruluşu New AutoMotive tarafından kamuoyuyla paylaşılan son veriler, Türkiye'nin elektrikli araç satışlarında dünya genelinde ilk 10'a girdiğini çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. Nisan 2025'te ülke genelinde toplam 11 bin 173 adet elektrikli aracın yollara çıkması, bu alandaki dönüşümün hız kesmeden devam ettiğinin ve tüketicilerin çevre dostu alternatiflere olan ilgisinin giderek arttığının somut bir göstergesi oldu. Bu başarı, aynı zamanda yerli üretim TOGG T10X gibi projelerin de pazardaki dinamikleri ne denli olumlu etkilediğini bir kez daha kanıtlar nitelikte.

Küresel elektrikli araç pazarında nisan ayı rekoru ve türkiye'nin dikkat çeken sıçraması

New AutoMotive'in kapsamlı raporuna göre, Nisan 2025'te dünya genelinde elektrikli araç satışları yeni bir rekora imza attı. Toplamda 977 bin adet elektrikli aracın yeni sahipleriyle buluştuğu bu ay, bugüne kadar kaydedilen en yüksek Nisan ayı satışı olarak tarihe geçti. Bu rakam, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yıllık bazda yüzde 29'luk etkileyici bir artışı ifade ediyor. Küresel ölçekteki bu güçlü talep artışı, otomotiv endüstrisinin elektrifikasyon yolculuğunda geri dönülmez bir noktaya ulaştığını ve tüketicilerin bu dönüşüme hızla ayak uydurduğunu gösteriyor. Fosil yakıtlı araçlara kıyasla daha düşük işletme maliyetleri, artan çevre bilinci, hükümetlerin sunduğu teşvik programları ve batarya teknolojilerindeki ilerlemeler, elektrikli araçların küresel çapta giderek daha fazla tercih edilmesinin önünü açıyor.

Bu küresel yükselişin içerisinde Türkiye'nin ilk 10 pazar arasına girmesi, ülkenin otomotiv sektöründeki dönüşüm potansiyelini ve pazarın dinamizmini gözler önüne seriyor. 11 bin 173 adetlik satış rakamı, Türkiye'nin sadece bölgesel bir oyuncu olmakla kalmayıp, küresel EV pazarında da söz sahibi olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini gösteriyor. Bu başarı, hem yerli üreticiler hem de uluslararası markalar için Türkiye pazarının ne kadar cazip bir hale geldiğinin de bir işareti.

Faiz kararı için gözler Fed'e döndü! Fed faiz kararı ne zaman açıklanacak, piyasalarda beklenti ne yönde? Faiz kararı için gözler Fed'e döndü! Fed faiz kararı ne zaman açıklanacak, piyasalarda beklenti ne yönde?

Çin'in sarsılmaz liderliği ve diğer küresel devlerin performansı

Dünya genelindeki elektrikli araç satışlarının coğrafi dağılımı incelendiğinde, Çin'in pazardaki ezici üstünlüğü ve tartışmasız liderliği bir kez daha kendini belli ediyor. Nisan ayında satılan toplam 977 bin elektrikli aracın yaklaşık yüzde 68'i, yani yaklaşık 664 bin adedi, tek başına Çin pazarında alıcı buldu. Bu olağanüstü rakam, Çin'in hem dünyanın en büyük otomotiv pazarı olma özelliğini koruduğunu hem de elektrikli araç üretimi, batarya teknolojileri ve şarj altyapısı konularında yaptığı stratejik yatırımların meyvelerini topladığını gösteriyor. Çin hükümetinin elektrikli araçlara yönelik sağladığı cömert teşvikler, yerli markaların uluslararası arenada rekabet edebilecek seviyeye ulaşması ve ülke geneline yayılmış geniş şarj istasyonu ağı, bu başarının temel direklerini oluşturuyor.

Çin'in ardından küresel satışlarda ikinci sırada yer alan ülke ise yaklaşık yüzde 10'luk pazar payıyla Amerika Birleşik Devletleri (ABD) oldu. ABD pazarında da elektrikli araçlara olan talep istikrarlı bir şekilde artış gösterirken, Tesla gibi bu alanda öncü rol üstlenen markaların yanı sıra, Ford, General Motors gibi geleneksel otomotiv devlerinin de elektrikli araç segmentindeki model yelpazelerini hızla genişlettiği ve önemli yatırımlar yaptığı gözlemleniyor. Bu iki dev pazarın ardından gelen diğer ülkeler, küresel EV dönüşümünün farklı coğrafyalara nasıl yayıldığını gösteriyor.

Avrupa'da elektrikli rüzgarı: Almanya, Fransa, İngiltere ve Türkiye'nin kıyasıya rekabeti

Avrupa kıtası, elektrikli araç dönüşümünde önemli bir merkez konumunda bulunuyor ve birçok ülke bu alanda iddialı hedefler ortaya koyuyor. Nisan 2025 verilerine göre, Avrupa'nın en büyük elektrikli araç pazarı unvanını Almanya elinde tutuyor. Almanya'da bu dönemde toplam 45 bin 354 adet elektrikli araç satışı gerçekleştirildi. Almanya'yı, 25 bin 882 adetlik satışla Fransa ve 24 bin 53 adetlik satışla İngiltere takip etti. Bu üç ülke, Avrupa'daki EV pazarının lokomotifi konumunda bulunuyor.

Bu önemli pazarların hemen ardından gelen Belçika'da 12 bin 469 adet elektrikli araç satılırken, Türkiye ise 11 bin 173 adetlik satış rakamıyla bu ülkeyi yakından takip ederek Avrupa'nın en büyük beşinci EV pazarı konumuna yerleşti. Türkiye'nin bu performansı, özellikle birçok köklü Avrupa ülkesini geride bırakması açısından büyük bir başarı olarak değerlendiriliyor ve ülkenin bu alandaki potansiyelini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Avrupa'daki diğer dikkat çeken pazarlar ve Nisan ayı elektrikli araç satış rakamları ise şu şekilde:

  • Norveç: 10 bin 942 adet

  • Hollanda: 9 bin 661 adet

  • Danimarka: 9 bin 561 adet

Bu rakamlar, özellikle nüfuslarına oranla İskandinav ülkelerinin elektrikli araç kullanımında ne kadar öncü bir rol oynadığını ve bu konudaki politikalarının ne kadar etkili olduğunu bir kez daha teyit ediyor.

Türkiye'nin elektrikli araç pazarındaki göz kamaştırıcı yükselişinin dinamikleri

Türkiye'nin elektrikli araç satışlarında son dönemde yakaladığı bu etkileyici ivmenin ardında yatan birçok önemli faktör bulunuyor. Bu faktörlerin başında, hiç şüphesiz devletin elektrikli araçlara yönelik sunduğu teşvikler ve vergi avantajları geliyor. Özellikle belirli motor gücü ve vergisiz fiyat limitleri dahilinde kalan elektrikli araçlar için uygulanan yüzde 10 gibi oldukça düşük bir Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranı, bu araçların içten yanmalı motorlu rakiplerine kıyasla daha rekabetçi fiyatlarla pazara sunulmasını sağlıyor.

Bunun yanı sıra, tüketicilerin çevre bilincindeki artış ve daha sürdürülebilir ulaşım alternatiflerine olan yönelimi de elektrikli araçlara olan talebi olumlu yönde etkiliyor. Küresel iklim değişikliği ve hava kirliliği gibi sorunların giderek daha fazla gündeme gelmesi, bireyleri daha çevreci tercihler yapmaya itiyor.

Artan akaryakıt fiyatları da, elektrikli araçların işletme maliyetleri açısından sunduğu avantajı daha da belirgin hale getiriyor. Elektrikli araçların enerji tüketim maliyetlerinin, benzinli veya dizel araçlara kıyasla önemli ölçüde düşük olması ve bakım giderlerinin daha az olması, uzun vadede tüketicilere ciddi bir ekonomik tasarruf sağlıyor.

Elektrikli araç teknolojilerindeki hızlı gelişmeler de bu yükselişte önemli bir rol oynuyor. Batarya teknolojilerinin ilerlemesiyle birlikte araçların menzilleri artarken, şarj süreleri kısalıyor. Ayrıca, pazara sunulan elektrikli araç model çeşitliliğinin artması, tüketicilere farklı ihtiyaç ve bütçelere uygun daha fazla seçenek sunuyor.

Türkiye'nin yerli ve milli otomobili TOGG T10X'in pazardaki başarılı performansı da, ülkedeki elektrikli araç algısını ve talebini olumlu yönde etkileyen bir diğer önemli faktör. TOGG'un teknolojik donanımları, modern tasarımı ve rekabetçi fiyatlandırması, yerli tüketiciler tarafından büyük ilgi görmesini sağladı ve genel olarak pazardaki hareketliliği artırdı.

Son olarak, ülke genelinde hem kamu hem de özel sektör tarafından yapılan şarj istasyonu yatırımlarının hız kesmeden devam etmesi, elektrikli araç kullanıcılarının en büyük endişelerinden biri olan menzil kaygısını giderek azaltıyor. Şarj altyapısının yaygınlaşması, elektrikli araç kullanımının daha pratik ve erişilebilir hale gelmesinin önünü açıyor.

Gelecek projeksiyonları: Türkiye elektrikli araç devriminin neresinde ve nereye gidiyor?

Türkiye'nin Nisan ayında dünyanın en büyük 10 elektrikli araç pazarı arasına girmesi, ülkenin bu alandaki parlak geleceğine dair önemli sinyaller veriyor. Otomotiv endüstrisinin küresel ölçekte yaşadığı bu köklü dönüşümde, Türkiye'nin sadece bir pazar olmanın ötesine geçerek, elektrikli araç üretimi, batarya teknolojileri, yazılım geliştirme ve enerji depolama gibi stratejik alanlarda da önemli bir bölgesel merkez haline gelme potansiyeli bulunuyor.

Ancak, bu iddialı hedeflere ulaşılabilmesi için önümüzde aşılması gereken bazı zorluklar ve atılması gereken önemli adımlar da mevcut. Şarj altyapısının, özellikle büyük şehirler dışındaki bölgelerde ve uzun yol güzergahlarında daha da yaygınlaştırılması ve standartlaştırılması gerekiyor. Yerli batarya üretim kapasitesinin artırılması ve bu alandaki teknolojilerin geliştirilmesi, hem maliyetleri düşürmek hem de dışa bağımlılığı azaltmak açısından kritik önem taşıyor. Elektrikli araç teknolojileri alanında Ar-Ge faaliyetlerinin kamu ve özel sektör iş birliğiyle daha fazla desteklenmesi, yenilikçi çözümlerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

Ayrıca, elektrikli araçların ilk satın alma maliyetlerinin hala içten yanmalı motorlu araçlara göre yüksek olması, tüketiciler için önemli bir engel teşkil edebiliyor. Bu nedenle, devlet teşviklerinin devam etmesi ve tüketicilere yönelik uygun finansman koşullarının sağlanması, pazarın büyümesini sürdürülebilir kılmak için önemini koruyor. Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte artacak olan enerji talebinin karşılanması ve elektrik şebekesinin bu yeni duruma uyum sağlayacak şekilde güçlendirilmesi de dikkatle planlanması gereken bir diğer önemli konu.

Sonuç itibarıyla, Türkiye'nin elektrikli araç pazarındaki bu etkileyici yükselişi, hem sektör paydaşları hem de çevreye duyarlı tüketiciler için son derece sevindirici bir gelişme. Önümüzdeki yıllarda, teknolojik ilerlemelerin devam etmesi, şarj altyapısının daha da gelişmesi ve devlet desteklerinin sürmesiyle birlikte, Türkiye'nin yollarında çok daha fazla elektrikli aracın boy göstereceği ve ülkenin bu küresel dönüşümde öncü rollerden birini üstleneceği öngörülüyor. Bu dönüşüm, sadece otomotiv endüstrisini değil, aynı zamanda enerji politikalarını, şehir planlamasını ve çevresel sürdürülebilirliği de derinden etkileyerek Türkiye'nin geleceğine yön verecek.

Kaynak: AA