Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birnur Akkaya, kanser hastalıklarında ölüme neden olan en önemli faktörlerden biri olan kanser hücrelerinin yayılmasını durdurmak için yeni bir molekül geliştirdi. Prof. Dr. Akkaya, sülfatit benzeri kitosan türevi adını verdiği bu molekül ile kanser ve kötü huylu hücrelerin damar yüzeylerine yapışmasını önleyerek, vücutta yayılmalarını engelledi. Prof. Dr. Akkaya, bu buluşu için Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan ulusal patent aldı. Ayrıca çalışma, uluslararası bir dergide de yayımlandı.

Kanser hücrelerinin yayılması nasıl engellenir?

Kanser, dünyada kalp hastalıklarından sonra en çok ölüme yol açan ikinci hastalık olarak görülüyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, 2023 yılında dünyada yaklaşık 10 milyon kişi kanserden hayatını kaybetti. Kanserin tedavisi için birçok ilaç bulunmasına rağmen, bu ilaçların yan etkileri, ilaca karşı direnç geliştirilmesi ve ilacın tümörün tamamına ulaşamaması gibi sorunlar nedeniyle, kanser hastalığının tamamen tedavi edilmesi mümkün olmuyor. Bu nedenle, kanser hastalığının ölüm ile sonuçlanmasının en büyük sebebi olan kanser hücrelerinin yayılmasını önlemek için yeni yöntemler araştırılıyor.

Kanser hücrelerinin yayılması, tümörün ana bölgesinden kopan hücrelerin kan veya lenf damarları yoluyla vücudun başka bölgelerine taşınması ve burada yeni tümörler oluşturması olarak tanımlanıyor. Bu süreç, metastaz olarak adlandırılıyor. Metastaz, kanser hastalığının ilerlemesine ve tedavisinin zorlaşmasına neden oluyor. Metastazın önlenmesi için, kanser hücrelerinin damar yüzeylerine tutunmasını ve damar içinde hareket etmesini engelleyen moleküller geliştirilmeye çalışılıyor. Bu moleküller, kanser hücrelerinin damar yüzeyindeki reseptörlerine bağlanarak, onların yapışmasını ve yayılmasını önleyebiliyor.

Sülfatit benzeri kitosan türevi nedir?

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Fen Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birnur Akkaya, kanser hücrelerinin damar yüzeylerine tutunmasını engelleyen bir molekül geliştirdi. Prof. Dr. Akkaya, bu molekülü sülfatit benzeri kitosan türevi olarak adlandırdı. Sülfatit, vücutta bulunan bir molekül olup, damar yüzeyindeki reseptörlerin yapısında yer alıyor. Sülfatit, kan hücrelerinin damar yüzeyine yapışmasını sağlayarak, kanın pıhtılaşmasına yardımcı oluyor. Ancak, kanser hücreleri de sülfatit reseptörlerini kullanarak, damar yüzeyine tutunabiliyor. Bu nedenle, sülfatit reseptörlerini bloke eden moleküller, kanser hücrelerinin yayılmasını engelleyebiliyor.

Prof. Dr. Akkaya, sülfatit reseptörlerini bloke eden bir molekül olarak kitosan türevi kullandı. Kitosan, kabuklu deniz hayvanlarının kabuklarında bulunan bir polisakkarit olup, doğal ve biyolojik olarak parçalanabilen bir madde. Kitosan, sülfatit reseptörlerine bağlanarak, onların işlevini bozabiliyor. Ancak, kitosanın su içinde çözünürlüğü düşük olduğu için, damar içinde etkili olamıyor. Bu nedenle, Prof. Dr. Akkaya, kitosanın yapısını değiştirerek, su içinde daha iyi çözünebilen ve sülfatit reseptörlerine daha güçlü bağlanabilen bir türevi sentezledi. Bu türeve, sülfatit benzeri kitosan türevi adını verdi.

Sülfatit benzeri kitosan türevi nasıl etki ediyor?

Prof. Dr. Akkaya, sülfatit benzeri kitosan türevinin, kanser hücrelerinin damar yüzeyine tutunmasını ve yayılmasını nasıl engellediğini laboratuvar ortamında test etti. Prof. Dr. Akkaya, bu testlerde, meme kanseri, akciğer kanseri ve prostat kanseri gibi farklı kanser türlerinden elde edilen hücreleri kullandı. Prof. Dr. Akkaya, kanser hücrelerini, damar yüzeyini taklit eden bir yüzeye yerleştirdi. Ardından, bu yüzeye sülfatit benzeri kitosan türevi ekledi. Prof. Dr. Akkaya, sülfatit benzeri kitosan türevinin, kanser hücrelerinin damar yüzeyine yapışmasını önemli ölçüde azalttığını gözlemledi. Prof. Dr. Akkaya, ayrıca, sülfatit benzeri kitosan türevinin, kanser hücrelerinin büyümesini ve çoğalmasını da engellediğini tespit etti.

Prof. Dr. Akkaya, sülfatit benzeri kitosan türevinin, kanser hücrelerinin yayılmasını engelleyen yeni bir anti-kanser molekülü olduğunu söyledi. Prof. Dr. Akkaya, bu molekülün, mevcut ilaçlara göre daha az yan etkiye sahip olduğunu ve ilaca karşı direnç geliştirilmesinin de zor olduğunu belirtti. Prof. Dr. Akkaya, bu molekülün, kanser hastalarına damar yoluyla verilebileceğini ve tümörün bulunduğu bölgeye ulaşarak, kanser hücrelerinin yayılmasını durdurabileceğini ifade etti.

Kaynak: DHA