Osmanlı’dan bugüne kadar uzanan Türk kahvesi geleneği, artık yalnızca lezzetiyle değil sağlık üzerindeki etkileriyle de gündemde.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Veysel Ciğerli, Türk kahvesinin bilinmeyen faydalarını bilimsel verilerle açıkladı.
ABD’de yapılan araştırmalarda da yer alan bulgular, kahvenin doğru tüketildiğinde vücut direncini artırdığını ve hastalıklara karşı koruyucu etki gösterdiğini ortaya koyuyor.
Antioksidan deposu: Hücreleri koruyor
Uzman Dyt. Ciğerli, Türk kahvesinin içeriğinde bulunan antioksidanların, vücutta serbest radikallerin neden olduğu hücresel hasara karşı etkili olduğunu vurguladı.
“Vücuttaki serbest radikallerin sebep olduğu hücresel hasarlarla mücadele eden antioksidanlar, kahve tohumlarında bol miktarda bulunur. Bu özellik sayesinde oksidatif stresin sebep olduğu hastalıklara karşı vücuda destek sağlar.”
Araştırmalar, günde üç fincan Türk kahvesi tüketen bireylerde karaciğer kanseri riskinin azaldığını gösteriyor. Ciğerli, bu durumun kafeinin karaciğer fibrözü, sirozu ve kanser gelişimini baskılayan etkisinden kaynaklanabileceğini belirtti.
Karaciğer dostu doğal koruma
Kahvenin en önemli etkilerinden biri de karaciğer üzerindeki koruyucu rolü.
Ciğerli, yapılan klinik çalışmaların kahve tüketimi ile yağlı karaciğer hastalığı arasında ters bir ilişki olduğunu gösterdiğini söyledi.
“Kahvenin karaciğer trigliseritiyle etkileşime girdiği, yağlanmayı azalttığı saptanmıştır.
Ayrıca kafein alımıyla karaciğer fonksiyonlarının desteklendiği, metabolik sendrom riskinin azaldığı görülmüştür.”
ABD’de düzenlenen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları Kongresi’nde, hamilelikte günde 200 mg’ın altında kafein tüketiminin anne ve bebek sağlığı açısından risk oluşturmadığı rapor edildi.
Diş ve cilt sağlığını da koruyor
Türk kahvesinin sadece içilerek değil, dıştan da kullanıldığında etkili olduğu biliniyor.
Ciğerli, kahvenin antimikrobiyal etkisinin diş sağlığı açısından önemli olduğunu belirtti:
“Kahve ekstresi, diş çürümesine sebep olan bakterilere karşı engelleyici etkiye sahiptir.”
Ayrıca, kafein içeren kremlerin ciltteki kan dolaşımını artırarak canlılık kazandırdığını ifade eden Ciğerli,
“Kafein, damarları genişleterek cildi daha sıkı ve canlı hale getirir. Bu sayede ince kırışıklıkların görünümünü azaltabilir,”
dedi.
Diyabet riskini azaltıyor
Dünya genelinde yapılan saha çalışmalarına da değinen Veysel Ciğerli, kahvenin Tip-2 diyabet riskini azalttığını belirtti.
Finlandiya ve Hollanda’da 10 binden fazla birey üzerinde yapılan araştırmalarda, düzenli kahve tüketen kişilerin %50 daha az diyabet riski taşıdığı saptandı.
Bu sonuç, kahvenin kan şekeri dengesini olumlu yönde etkileyen bileşenler içerdiğini ortaya koyuyor.
Tokluk hissi veriyor, kilo kontrolüne destek oluyor
Türk kahvesi, yalnızca metabolizmayı hızlandırmakla kalmıyor; aynı zamanda tokluk hissini artırarak kilo kontrolüne de yardımcı oluyor.
Uzman Dyt. Ciğerli, yapılan plasebo kontrollü çalışmaların bu etkileri doğruladığını belirtti:
“Günde 524 mg kafein tüketen kişilerin, 151 mg ve altı tüketenlere göre daha düşük yağ kütlesine sahip olduğu, ayrıca daha uzun süre tokluk hissi yaşadığı görülmüştür.”
Kahve, merkezi sinir sistemi üzerinde uyarıcı etki gösterdiği için yorgunluk ve halsizlikle mücadelede de etkilidir.
Bu nedenle özellikle sabah saatlerinde tüketilen Türk kahvesi, gün boyu zindelik hissi sağlayabilir.
Kalp sağlığı üzerinde olumlu etkiler
Kahvenin kalp sağlığı üzerindeki etkilerine de değinen Ciğerli, dengeli tüketimle kalp-damar sisteminin desteklenebileceğini söyledi:
“3-4 fincan kahve tüketimi, kardiyovasküler hastalık riskini azaltırken, aşırı tüketim tam tersi etki yapabilir. Önemli olan ölçüyü bilmek.”
Yapılan araştırmalar, kahve içen bireylerin koroner kalp hastalıkları ve inme riskinde azalma yaşadığını da ortaya koyuyor.
“Her şeyde olduğu gibi kahvede de denge önemli”
Uzman Dyt. Veysel Ciğerli, kahvenin bilinçsiz tüketilmemesi gerektiğini vurguladı:
“Kahve elbette faydalı, ama aşırı tüketim kalp ritmini etkileyebilir, uykusuzluk yaratabilir. En faydalı sonuçlar, günde 2 ila 3 fincan sade Türk kahvesiyle elde edilir.”
Ciğerli, kahveye şeker eklenmemesi ve süt tozu kullanılmaması gerektiğini, bu tür eklemelerin faydalarını azaltabileceğini de sözlerine ekledi.
