İsrail ile İran arasındaki çatışmalar sürerken, bu gerilimin ortasında kalanlardan biri de Türkiye A Milli Güreş Takımı oldu. Uluslararası bir spor organizasyonu için İran’da bulunan Türk kafilesi, saldırıların hedefi haline gelen şehirlerde hayatta kalma mücadelesi verdi.
“Camdan atladık, geceyi ormanda geçirdik”
Milli takım antrenörü Atakan Yüksel, tv100 kanalında yayınlanan "Para Manşet" programına bağlanarak yaşadıklarını anlattı.
Şiraz’dan Tahran’a geçtiklerini, oradan da Van sınırına ulaşmak için zorlu bir yolculuk yaptıklarını belirten Yüksel, en dramatik anları ise şu cümlelerle özetledi:
“Petrol tesislerinin hemen yanındaymışız, haberimiz yoktu. O gece ormana kaçtık. Camdan atladık. Şarapnel parçaları üzerimize geldi. Camlar patladı. Sığınak yoktu.”
“Savaşın yüzü insanların gözünde”
Yüksel, İranlıların savaş psikolojisiyle yaşadığını ve insanların gözlerindeki korkunun tarifsiz olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bir bomba deyip geçmeyin, insanlar sabaha kadar kıyı köşe yerlerde diken üstünde yaşıyor. Gündüz uyuyup gece tetikte bekliyorlar. Tahran çok kötü durumda.”
30 saatlik ölüm yolculuğu
Milli sporcuların Türkiye’ye dönüş yolculuğu da adeta bir kabusa dönüştü. Şiraz-Tahran-Van hattında 30 saatten fazla süren bir yolculuk yaşadıklarını belirten Yüksel, İran’daki resmi yetkililerden yeterli desteği göremediklerini ifade etti. Diplomatik pasaportlara rağmen kendilerine suçlu muamelesi yapıldığını söyledi:
“Tebriz bombalanırken oradaydık, sonra Tahran bombalandı. Sınırda 7-8 araç önümüzü kesti. Diplomatik pasaportumuza rağmen çantalarımızı boşalttılar. 30-40 dakika sorgusuz arama yaptılar.”
“Casus sanılabilirdik, korktuk”
Ormanlık alanda gizlenmek zorunda kaldıklarını anlatan Yüksel, gruplar arasında kendilerine zarar gelebileceğini düşündüklerini de vurguladı:
“Ormanda bir Afgan çocukla karşılaştık. Yanımıza aldık çünkü Türkçe biliyordu. Kalabalık İranlı gruplardan uzak durduk. Bizi casus zannedebilirlerdi, endişeliydik.”
Kupayı aldılar ama sevinemediler
Tüm bu yaşananlara rağmen Türkiye Güreş Milli Takımı, müsabakalarda ikinci olarak kupayı kazandı. Ancak Atakan Yüksel, sporcuların psikolojik olarak büyük bir çöküş yaşadığını ve ödülün anlamını yitirdiğini söyledi:
“Kupamızı aldık ama yaşananlar o anı gölgeledi. Yiyecek, içecek derdimiz bile olmadı. Sadece hayatta kalmak için savaştık.”
Antrenör Yüksel, Spor Bakanı, Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye Büyükelçiliği ile sürekli iletişim halinde olduklarını, onların desteği sayesinde sınırdan geçebildiklerini belirtti. Sonunda Van üzerinden İstanbul’a dönen sporcular, yaşadıkları bu zorlu süreçle birlikte savaşın gerçek yüzünü Türkiye’ye taşıdı.
