İyi Parti'nin yeni Genel Başkanı Dervişoğlu'ndan ilk mesaj İyi Parti'nin yeni Genel Başkanı Dervişoğlu'ndan ilk mesaj

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 28. Dönem 2. Yasama Yılı'nın açılış resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Tunç, 'Kira arabuluculuğunda bir ayı doldurduk. Buna ilişkin rakamlar nedir?' sorusuna "Bir ay içerisinde 24 bin başvuru oldu. Biliyorsunuz zorunlu arabuluculuk, kirada 1 Eylül'den itibaren başladı. Kat mülkiyetinde, ortaklığın giderilmesinde, komşuluk hukukundan doğan davalarda ve tarımsal hizmet sözleşmelerinde zorunlu arabuluculuk sistemi, 1 Eylül'den itibaren devreye girdi. Daha önce iş davaları, tüketici davaları zorunlu arabuluculuk kapsamındaydı. 1 Eylül'den itibaren de 24 bin dosya, kira hukukuyla ilgili başvuru oldu ama 1900'ü anlaşmayla sonuçlandı şu ana kadar. 1600'ü de anlaşmamayla sonuçlandı. Yani geriye kalanla ilgili de son rakamları önümüzdeki 1-2 hafta içerisinde öğrenebiliriz. 1900 dosyanın arabulucuda çözümlenmiş olması demek, 4000 kişinin mahkemeye düşmemesi demek. Dolayısıyla baktığınız zaman ilk gelen sonuçlar, anlaşma oranın daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu da yargının işgücünün azalması bakımından önemli. Ayrıca dostane çözüm, barışçıl çözüm" diye yanıt verdi.

'ÖRNEKLER MEMNUNİYET VERİCİ'

Tunç, arabuluculara da teşekkür ederek, "Onlar da bu süreçte ortamı sağlıyorlar. Belli bir şeyi dikte etmiyorlar. Ortamda onların (kiracı-ev sahibi) uzlaşmasıyla ilgili o kolaylaştırıcı rolü üstleniyorlar. Tarafsız bir şekilde, kişiler serbest iradeleriyle anlaşıyorlar. Dolayısıyla örnekler memnuniyet verici. Özellikle son zamanlarda kira hukukunda meydana gelen o üzüntü verici hadiseler, inşallah bundan sonra olmaz" dedi.

'YENİ ANAYASAYA İHTİYAÇ VAR'

Tunç, yeni Anayasa çalışmalarına ilişkin sorulan soruya ise "Çok sayıda reformlar yapıldı ama tabi bu reformlar, Anayasamızdaki o vesayetçi ruhu ortadan kaldırmaya yetmedi. Neticede Anayasa'yı yapanlar, 'yaptıranlar' diyelim darbecilerdi. Meşru temsilciler değildi. Oluşturdukları bilim kurulunun metnini bile sonradan değiştirip oya sundular. O danışma meclisi seçilmiş, milletin seçtiği bir mecliste değildi. Dolayısıyla meşruiyet açısından baktığımızda bile yeni Anayasa'ya ihtiyaç var. Temennimiz, yeni dönemde bu uzlaşma sağlanır ve millete olan borcumuzu da ödemiş oluruz" diye yanıt verdi.

''GEZİ YARGILANAMAZ' DERSENİZ BU, HUKUK DEVLETİNDE OLMAZ' 

Tunç, Gezi Davası'nın kararına ilişkin sorunun sorulması üzerine ise şu yanıtı verdi:

"Anayasamızın hükümleri ortada. Burada tabi Gezi Davası ile ilgili bir karar verildi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bir kısım sanıklar bakımından beraat kararı verdi. Bir kısım sanıklar bakımında da ağırlaştırılmış müebbet ve süreli hapis cezaları verdi. Karar ortada. Gerekçeli karar herkesin elinde. Herkes okusun bu cezaların hangi gerekçeyle verildiğini, herkes görebilir. Dolayısıyla yargının kararı ortada.

Gezi olaylarını da hepimiz hatırlıyoruz. Yüzlerce araç yakıldı. Polislerimiz şehit edildi. Vatandaşlarımız öldürüldü o olaylarda. Kamunun binaları tahrip edildi. Vatandaşlarımızın dükkanları taşlandı. Böyle bir kaos ortamı, İstanbul'da bir ateş yakılmaya çalışıldı ve bütün Türkiye'yi bu ateşle yakmaya ve hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik bir ayaklanma, kalkışma ortaya çıktı.

Şimdi bu kalkışmayla ilgili hukuk devletinde özellikle yargı konuya el attığında siz 'Gezi yargılanamaz', 'Gezi onurumuzdur' derseniz bu, hukuk devletinde olmaz. Burada şehitler var. Ölen vatandaşlar var. Terör örgütlerinin paçavraları, Atatürk Kültür Merkezi'nin binasına asılmış. Terör örgütü elebaşlarının resimleri asılmış. Siz burada nasıl 'suç yok' diyebilirsiniz? Ama maalesef ülkemizde bunu söyleyenler var. Ortada bir suç varsa bunun soruşturulması hukuk devletinde olması gerekir ve soruşturuldu. Bağımsız ve tarafsız yargı, bir karar verdi ve bu karara hepimiz saygı duyacağız"

'KESİN HÜKMÜN GENEL KURULDA OKUNMASIYLA MİLLETVEKİLLİĞİ DÜŞÜYOR'

Tunç, konuya ilişkin açıklamasının devamında "Karar, elbette ki eleştirilebilir ama 'kararı kabul etmiyoruz' 'Gezi direniştir, yargılanamaz, onurumuzdur' şeklindeki ifadeler, demokratik hukuk devletinde olmaz. Şimdi burada tabi mahkumiyet verilenlerden birisiyle ilgili olarak seçilmiş olmasıyla nedeniyle 'acaba dokunulmazlık kapsamında mı' tartışması var. Bununla ilgili Yargıtay, gerekli kararı verdi. Anayasamızın 83. maddesinde 'bir milletvekili sorguya çekilemez, soruşturulamaz, yargılanamaz' cümlesi var ama alttaki fıkraları okumayanlar sadece dokunulmazlığın o fıkradan ibaret olduğunu zannediyorlar. Aşağıdaki fıkraları okuduğumuz zaman 'seçimden önce soruşturmasına başlanmak kaydıyla' diyor. Gezi davası seçimden önce, soruşturmasına başlanmış" dedi.

Tunç, 'Vekilliği düşecek mi?' sorusu üzerine şunları söyledi:

"Burada Yargıtay, bu gerekçelerle dokunulmazlık kapsamında olmadığını ve yargılamaya devam edeceğini belirtti ve sonuçta bir karar verdi. Bu karar, o açıdan kesin hüküm teşkil ediyor. Kesin hükmün sonuçları nedir; o da Anayasamızın 84. maddesinde düzenlenmiş. 84. madde de kesin hükmün Genel Kurul'da okunmasıyla birlikte milletvekilliği düşüyor. Tüm bu süreçleri hep beraber takip edeceğiz."

Kaynak: DHA