ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında yaptığı son açıklamayla gündemi bir kez daha sarstı. BBC’ye verdiği röportajda Trump, “Putin beni hayal kırıklığına uğrattı, ama onunla bağımı koparmadım,” diyerek ilişkilerdeki kırılmayı doğruladı. Açık bir eleştiri getirse de, iki lider arasındaki iletişimin tamamen sona ermediği anlaşılıyor.
Trump, Ukrayna savaşı bağlamında Putin’le dört kez müzakere sürecinin konuşulduğunu belirtti. Bu görüşmelerin içeriğine dair detay vermese de, barış yönünde bir adım için halen umutlu olduklarının sinyalini verdi.
“Putin’i durdurmaya çalışıyoruz”
Putin’in savaşı bitirmesi için ne yapılacağı sorusuna ise Trump net bir yanıt vermedi. Yalnızca, “Bu konuda çalışmalarımız var,” demekle yetindi. Trump’ın bu açıklaması, perde arkasında yürütülen diplomatik temasların sürdüğünü düşündürüyor. Ancak mevcut durumda somut bir ilerlemeden bahsetmek mümkün görünmüyor.
Trump’ın ifadeleri, Biden yönetiminden farklı olarak daha kişisel ilişkiler ve diyalog temelli bir yaklaşımı benimsediğini bir kez daha ortaya koydu.
NATO’dan geri adım değil, tam destek
Trump, geçmişte "modası geçmiş" diyerek eleştirdiği NATO konusunda da tonunu yumuşattı. Artık İttifak’a farklı baktığını söyleyen Trump, “Hayır, şimdi NATO tam tersi bir hale geliyor,” dedi. Bu sözler, Trump’ın yeniden seçim yarışına hazırlandığı dönemde dış politikadaki söylem değişiminin bir göstergesi olarak yorumlandı.
Trump, NATO’nun artık “kendi faturalarını ödediğini” ve bu durumun ittifakın sürdürülebilirliğini artırdığını ifade etti. Kolektif savunma ilkesine hâlâ inandığını belirten Trump, bu yapının küçük ülkelerin büyük tehditler karşısında korunmasını sağladığını söyledi.
İngiltere ile “özel bağ” vurgusu
ABD Başkanı, İngiltere Başbakanı Keir Starmer hakkında da olumlu ifadeler kullandı. Starmer’ın liberal görüşlerine rağmen ona saygı duyduğunu söyleyen Trump, “Başbakanı gerçekten seviyorum,” dedi. Bu açıklama, Trump’ın muhafazakâr çizgisine rağmen uluslararası ilişkilerde kişisel sempatiyi ön planda tuttuğunun bir işareti olarak değerlendiriliyor.
İngiltere ile ticaret ilişkileri konusunda ise oldukça umutlu bir tablo çizen Trump, iki ülke arasında “özel bir bağ” bulunduğunu vurguladı. Gelecek dönemde kapsamlı bir ticaret anlaşmasının mümkün olabileceğini dile getirdi.
Kanada ile müzakereler sürüyor
Trump’ın gündeminde sadece Avrupa ve Rusya yoktu. Kanada ile müzakere halinde olduklarını söyleyen Başkan, bu görüşmelerin olumlu bir şekilde sonuçlanmasını beklediğini açıkladı. Ancak Kanada ile ne tür bir anlaşmanın görüşüldüğü hakkında detay vermedi.
Bu açıklamalar, ABD'nin Kuzey Amerika’daki komşusuyla da ekonomik ve politik iş birliklerini güçlendirme arayışında olduğunu gösteriyor.
Trump’ın mesajları seçim öncesi pozisyonunu şekillendiriyor
Trump’ın açıklamaları yalnızca güncel uluslararası gelişmelerle sınırlı değil; aynı zamanda yaklaşan ABD başkanlık seçimleri öncesinde kendi dış politika çizgisini netleştirme hamlesi olarak da değerlendiriliyor. Trump, hem iç kamuoyuna hem de uluslararası aktörlere, geçmiş dönemdeki sert söylemlerine rağmen hâlâ esnek ve pragmatik bir lider profili çizmeye çalışıyor.
Putin’e yönelik "hayal kırıklığı" ifadesi, bir yandan Moskova’ya sert bir mesaj niteliği taşırken, diğer yandan tamamen kapıların kapanmadığını göstermesi açısından da dikkat çekici. NATO konusundaki geri dönüşü ise müttefiklere verilen bir güvence olarak öne çıkıyor.
