ÖZEL/ Didar DEMİRCİ

Tarımsal üretimde her açıdan tasarruflu ve çevreci bir uygulama olan topraksız tarım sayesinde bugün birçok üretici domatesten marula kadar birçok bitkiyi yetiştirirken kar ediyor. Söz konusu uygulama ise Türkiye’de giderek yaygınlaşırken; topraksız tarım sayesinde çileğiyle meşhur Emiralemi’den sonra Torbalı’da çilekte iddialı olmaya kararlı görünüyor. Topraksız tarımla çilek üretimi yapmaya başlayan Torbalılı üreticiler, çilek alanlarını genişletmeyi hedefliyor. Torbalı’da geçtiğimiz yıl 2 dönüm sera içerisinde topraksız tarım yöntemiyle çilek üretmeye başlayan Nebi Topçu, yaşadıkları süreçleri gazetemizle paylaştı.

KÜÇÜK ALANLARDAN MAKSİMUM VERİM

Daha önce fide üretimi yapan ve geçtiğimiz yıl çilek üretimine geçtiklerini söyleyen Nebi Topçu, “Topraksız tarımla çilek üretimini bir yıldır yapıyoruz” dedi. Çileğin cazibeli bir ürün olduğunu, insanların sofralarından eksik etmediğini ve bu ürünün topraksız tarımla birleştirdiklerinde daha kaliteli ve yüksek rekolteli üretebildiklerini belirten Topçu, çilek ihracat kapısının açık olmasının da bir avantaj olduğunu aktardı. Topçu, “2 dönüm serada 10 dönüm tarlanın çileğini üretebiliyoruz” dedi. Topraksız tarım ve serada yılın 10 ayı çilek bulunabildiğini aktaran Topçu, Torbalı’da yaklaşık 5 dönüm arazide topraksız tarımla çilek üretimi yapıldığını söyledi.

GİRDİLER 10’A 1 ORANINDA AZALDI

Topraksız tarım sayesinde üretimdeki birçok girdiden büyük oranda tasarruf sağladıklarını vurgulayan Topçu, “Topraktaki verilen gübreye göre 10’a 1 oranında bir düşüş var. Yani 100 kilo verecekseniz 10 kilo kadar gübre veriyorsunuz. Biz mesela bizde kardeşlenmeyle beraber 50 binin üzerinde fide var. Bu fideleri tarlaya ektiğiniz zaman yaklaşık 10 dönümlük tarlaya denk geliyor. Bu 10 dönümlük tarlayı sulamak için de günlük yaklaşık 600-700 ton gibi bir su tüketimi oluyor. Biz bunu günlük 6 tona düşürüyoruz. Yani aslında biz topraksız tarım sayesinde hem az gübre hem de az suyla yüksek rekoltede ürün elde etmiş oluyoruz” sözlerini kaydetti.

TALEP ÇOK

Aralık ayı sonunda çileklerinin çıkmaya başladığını aktaran Topçu, “Biz çilekte erkenci olduğumuzdan dolayı piyasada çileğin olmadığı dönemlerde ihracat talebini karşılayabiliyoruz. Bu sene kilosunu 5 dolardan sattık” açıklamasını yaptı. Başta Kazakistan olmak üzere Asya Bölgesi’ne çilek ihraç ettiklerini aktaran Topçu, Avrupa’dan da talep gelmeye başladığını belirtti. AR-GE çalışmalarının devam ettiğini vurgulayan Topçu, geçtiğimiz haftalarda Polonya’dan 20 ton çilek siparişi aldığını dile getirdi. Topçu, “Polonya’dan gelen sipariş benim kapasitemin çok üzerinde. Biz sezonda 20 ton çilek üretiyoruz. Daha çok yeni olduğumuz için şu anda aracı firmalarla ihracatı sürdürüyoruz. Ancak önümüzdeki yıl Polonya’ya da ihracat yapmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

SEKTÖRDE ÖNCÜ OLMAK İSTİYORUZ

Çileğin yanı sıra yine topraksız tarımla 6 dönüm serada domates de ürettiklerini aktaran Topçu, “Topraksız tarım; ülkemize avantaj sağlarken, tarımla alakalı çiftçilerin yapmış olduğu eksiklikleri ortadan kaldıracak bir uygulama olduğunu düşünüyoruz” dedi. Sektöre yeni girdiklerini ve çilekte büyümeyi hedeflediklerinin altını çizen Topçu, “Şu an bize danışan çok kişi var. Biz de şunu yapmak istiyoruz. Herkes bu topraksız tarıma başlasın. Bizler bu cesareti topladık ve riski ortadan kaldırdık. En azından bunun önünü açtık. Sektörde öncü olmak istiyoruz. Tüm çiftçilerimiz bu işi yapsınlar diye de ısrar ediyoruz” şeklinde konuştu. Her yıl üretim alanlarını artırarak devam etmek istediklerini dile getiren Topçu, önümüzdeki yıl seralarını 20 dönüme çıkartmak istediklerini söyledi.

HER ÜRÜN İÇİN GEÇERLİ DEĞİL

Topraksız tarıma ilişkin sorularımızı yanıtlayan İzmir Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, topraksız tarım sisteminin teknik ve teknolojik olduğuna dikkat çekti. Çakıcı, “Topraksız tarım; dekarda daha fazla bitki yetiştirmemize olanak sağlarken, bitki hastalıklarının ve zararlıların oluşumunu da kolaylıkla önleyen bir sistem. Ayrıca gübre ve sudan tasarruf edilmesini sağlarken üretimdeki kayıpları da aza indiriyor” açıklamasını yaptı. Topraksız tarımın faydasının yanı sıra her ürünü de bu yöntemle yetiştiremeyeceğimizi aktaran Çakıcı, “Mesela pamuğu, arpayı burada yetiştiremeyiz. Sebzeleri ve çilek, böğürtlen, üzüm gibi türleri bu yöntemle yetiştire biliriz” dedi. Öte yandan Çakıcı, topraksız tarım için belirlenecek alanların tarıma elverişli olması gibi dert olmadığını da söyledi.

YATIRIM DESTEKLERİ ŞART

İzmir Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Çakıcı, topraksız tarıma başlamanın ciddi bir yatırım gerektirdiğinin altını çizerek, “Sera üretimi dediğiniz şey zaten temel bir yatırım gerektiriyor. Serası, demiri, naylonu derken bir maliyet var ki buna bir de topraksız tarım için kurulacak bir sistemi de ekliyoruz. Suyun iletimi gibi şeyler için balta bir motor sistemi kurulması lazım. Çünkü bu sistemde kontrollü koşullarda üretim yapılıyor. Bunların hepsi yatırım” sözlerini kaydetti. Bu sistemin kurulması adına devlet desteklerinin oluşturulması gerektiğini de aktaran Çakıcı, “Çiftçiler bu sistemi kurmak için krediye ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle alacakları kredilerin şartları daha uygun hale getirilebilir. Uzun vadeli ödeme sistemleri sağlanabilir. Ki zaten bu sistemlerin kar olarak çiftçiye geri dönüşü hızlı oluyor. Öte yandan bu sistem için çiftçilere teknik destek sağlanabilir. Çünkü uzmanlık gerektiren bir konu. Yani proje ve danışmanlık desteği verilmesi gerekiyor” mesajını verdi.

TÜRKİYE ÇİLEĞİ 87 ÜLKEYE GİDİYOR

Türkiye'nin çilek üretimi ile birlikte ihracatı da büyüyor. Türkiye 2021 yılında 82 ülkeye 268 milyon 334 bin 171 kilo gram çilek ihraç ederek 538 milyon 700 bin dolar kazanç sağladı. Ancak bu ihracatın çok önemli bir bölümünü Ege Bölgesi üstlendi. Türkiye'nin 2021 yılı çilek ihracatı içinde Ege Bölgesi 138 milyon 602 bin 884 kilo ve 291 milyon 417 bin dolar ile yer aldı. Türkiye'nin çilek ihraç ettiği ülkelere baktığımızda ise Almanya'dan Amerika'ya, Suudi Arabistan'dan Norveç'e, Seyşel Adalarından Çin Halk Cumhuriyeti'ne kadar dünyanın her kıtasından ülkeler var.