Utku ÇELİK-TKH, AB’nin endüstriyel atıklarını Türkiye’ye göndermesinin ülkemizi tehdit ettiğini belirtti. TKH, AB’nin resmi istatistik kaynaklarının 2022 yılında yayınladığı rapora göre, sadece 2021 yılında 14,7 milyon ton atığın Türkiye’ye gönderildiğini hatırlattı. TKH, bu atıkların neredeyse çok büyük çoğunluğunun atık metallerden oluştuğunu ve en tehlikeli kategorisinde yer alan atıklar olduğunu vurguladı.
Çöp ticaretinin kazananı patronlar, kaybedeni emekçiler
TKH, çöp ticaretinin bir avuç tersane, metal ve geri dönüşüm sanayi patronunun çıkarlarına yaradığını, geri dönüşüm sektöründe çalışan yüz binlerce işçinin ise en geri, ilkel, sağlıksız, köleliği andıran koşullarda çalıştığını ifade etti. TKH, çöp ticaretinin insanların sağlığını elinden aldığını, kaynakları tükettiğini, doğayı kirlettiğini ve iklim krizini derinleştirdiğini söyledi. TKH, çöp ticaretinin tek kazananının patronlar, kaybedeninin ise emekçi halk olduğunu belirtti.
TKH’den yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
Gümrük birliği anlaşmasıyla ülkemizi “pazar” haline getiren, geri kabul anlaşmasıyla ülkemizi “sığınmacı gettosu” yapan Avrupa Birliği, endüstriyel çöpünü de ülkemize atıyor. Türkiye, AB’nin “çöp ihracatının” açık ara farkla başında gelmektedir. AB’nin resmi istatistik kaynaklarının 2022 yılında yayınladığı rapora göre, sadece 2021 yılında 14,7 milyon ton atık Türkiye’ye gönderildi! Üstelik bu atıkların neredeyse çok büyük çoğunluğu atık metallerden oluşmakta.
Ülkemize gönderilen atıkların önemli bir çoğunluğu bir avuç tersane, metal ve geri dönüşüm sanayi patronun çıkarlarına yaramaktadır. Geri dönüşüm sektöründe çalışan yüz binlerce işçi en geri, ilkel, sağlıksız, köleliği andıran koşullarda çalışıyor. Ülkemize gelen milyonlarca ton atık, en tehlikeli kategorisinde yer alan atıklardır. İnsanların sağlığını elinden alan, kaynakları tüketen bu ticaretin tek kazananı patronlar, kaybedeni ise emekçi halktır.
“Dünya beşten büyüktür” söyleminin ardına gizlenen siyasi iktidar bilsin ki; ülkeyi çöplüğe çevirerek büyük değil, “arka bahçe” olursunuz.
Ülkemizin sömürülmesine, emekçilere kölelik koşulları dayatılmasına, Türkiye’nin AB’nin çöplüğü olmasına “hayır” diyoruz.
