Bir ömür tiyatro demek Genco Erkal, Nazım Hikmet’in “şiir serüveninin” anlatıldığı 91 şiirini seslendirdiği “Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni” CD’si için şöyle tanımda bulunur: “Tiyatro, kuma yazılan yazı gibi, yel üfürdü su götürdü, bitiyor gidiyor. Kalıcı bir şey olsun istedik.”

“Ölünce unutulmak istemiyorsanız, ya okunmaya değer şeyler yazın ya da yazılmaya değer işler yapın” der bilge. Yani; kalıcı işler…

***

İşte şu kesin tecrit günlerinde okuduğum Ayşegül Yüksel’in Genco Erkal’ın Dostlar Tiyatrosu Serüveni- Güneşin Sofrası’nda kitabı; yaşamında 60 yılı geride bırakan Genco Erkal’ı ve kurucusu Dostlar Tiyatrosu’nu anlatıyor. “Kalıcı bir işe” imza atan yazar, 60 yıl önce genç ve hevesli bir oyuncu adayıyken bugün tiyatromuzun en büyükleri arasındaki, bir aydın olarak da gönüllerde taht kurmuş bir sanatçıyı ve emeğiyle yoğurduğu topluluğun, yarım asırda ulaştığı saygın konumu -inceleyerek- 13 bölümde dillendiriyor.

***

Genco Erkal, daha Robert Kolej’de okurken Shakespeare’i İngilizce oynayarak çıkmıştır sahneye. Çıkış o çıkıştır. Tiyatromuzda ilk tek kişilik oyunu AST’da “Bir Delinin Hatıra Defteri”yle oynamıştır. “Poprişçin” karakteri başkaldıran bir kişidir. Nazım Hikmet ve B.Brecht’in düşüncelerinden etkilenmiştir. Onlar sayesinde tiyatronun toplumsal işlevini de perdeye taşımıştır. “Bana ihanet etmediler. Ben de onlara! Oyunlarını oynadım, şiirlerini söyledim. Özdeşleşme var aramızda” der ve ekler Erkal; “Beni ben yapan Nazım’dır. Onıun sesi oldum, o benim özüm!”

Şiirden ilk tiyatroyu, “Kerem Gibi”yle sahneleyendir. Nazım’ı Fransızca da Yunanca da oynayan aktördür. Sahnede ölmek ister! Dostlar Tiyatrosu, çocuğu gibidir.

***

Ayla Algan, Halit Akçatepe, Şevket Altuğ, Zeliha Berksoy, Ahmet Gülhan, Salih Kalyon, Macit Koper, Ahmet Mekin, Güler Ökten, Ali Taygun, Zeynep Tedü, Gülsen Tuncer, Sumru Yavrucuk, Işık Yenersu ve yüzü geçen tiyatro ustası... Her birinin yolu, Dostlar’dan geçmiştir.

“Rosenbergler Ölmemeli”, “Asiye Nasıl Kurtulur”, “Aslan Asker Şvayk”, “Abdülcanbaz”, “Azizname”, “Kerem Gibi”, “Düşmanlar”, “Brecht Kabare”, “Yalınayak Sokrates”, “İnsanlarım”, “Simyacı”, “Can”, “Sivas 93”, “Yaşamaya Dair”, “Güneşin Sofrasında- Nazım ile Brecht” ve “Merhaba”, Genco Erkal tiyatrosunun 60’ı aşkın oyunu arasında unutulmaz oyunlarıdır. Saldırılara uğrar, oyunlar yasaklanır. Soruşturmalar. Dava edilen oyunlar. Sayılarını unutmuştur! Hemen Genco Erkal’lı bir anekdot; Bursa’da “Asiye Nasıl Kurtulur”u oynarken oyunda sustalı bıçak vardır. Ruhsatsız diye başa gelmeyen kalmaz. Siyasi şubeye alınır. Nezarete atılırken nasılsa valinin haberi olur kurtulur. Ancak sustalı polis emanetine alınır bir naylon torba içinde!..

***

Sanatçının aydın kimliğini tamamlayan toplumcu duruşu ise -politik baskı ve enflasyon/kriz dönemlerinin olumsuz etkisine karşın- sorumluluğunu taşıdığı sahne olaylarının başlıca çıkış noktası olmuştur. O duruşun bedelinin de ödendiğini yazar Ayşegül Yüksel. O şiddete savaşa karşı tavır sergiledi. Yeri geldi baskılar, haksızlığı, hukuksuzlukları protesto için ücretsiz oyun oynadı. TV’de, röportajlarında sözünü esirgemedi. Aldığı en büyük ödül de seyirciden geldi. Onu izlemiş beş ayrı kuşaktan seyircinin sevgisi, saygısı, ve bağlılığıyla bugünlere ulaştı. Asla tevazuyu bırakmadı. Genç çiftler doğan çocuklarına ‘Genco’ adını koydu.

***

Genco Erkal, Dostlar Tiyatrosu serüveniyle tarih huzurunda dokunulmaz gerçek sanatçılarımızdandır, Türk tiyatrosunun temel taşıdır. Yine Bostanlı Suat Taşer’de Genco Erkal’ı Tülay Günal’la bir kez daha “Yaşamaya Dair”de izlemek, doyumsuz yorumuyla “Nazım Baba şiirlerini dinlemek” ümidiyle! Sevginin gücüyle, umutla, dirençle, sağlıkla yaşama coşkusuyla! Alkışlarla Genco Erkal, Nice Yıllara Dostlar Tiyatrosu!..