Ormanlar, meralar, zeytinlikler ve tarım arazileri yeni bir tehditle karşı karşıya… Maden ve enerji şirketlerine sınırsız yetki tanıyacak, muhalefet ve çevre örgütlerinin “işgal yasası” olarak adlandırdığı tartışmalı torba yasa teklifi Meclis gündeminde.

Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek teklif, doğanın ve tarım alanlarının geleceğini tehlikeye atacak düzenlemeler içeriyor. Teklife göre, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı ya da fiilen zeytinlik olan alanlarda, başka bir yerde maden faaliyeti yürütülememesi durumunda kazı çalışmaları yapılabilecek. Şirketler, zeytin ağaçlarını başka bir bölgeye taşıyabilecek; tüm taşıma masrafları yatırımcıya ait olacak. Taşınamayan ağaçlar için ise eşdeğer büyüklükte yeni bir zeytinlik oluşturulması zorunlu tutulacak.

TBMM’ye sunulan ve komisyondan geçen torba yasa teklifiyle, zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılması mümkün hâle geliyor. Peki, gerçekten “zeytin ağacı taşınabilir” mi?

Jennifer Lopez'den İstanbul'a mesaj: “Gece boyunca dans edeceğiz!”
Jennifer Lopez'den İstanbul'a mesaj: “Gece boyunca dans edeceğiz!”
İçeriği Görüntüle

“Kamunun cebinden 5 milyar dolar çıkması gerekir”

Ulu Zeytin Ağaçları Derneği’nin zeytin ağaçlarının taşınıp taşınamayacağı konusunda açıklaması, riskleri göz önüne serdi: “Milas ve Yatağan çevresinde risk altındaki alan yaklaşık 400.000 dönüm. Sadece Milas ve Yatağan’ da yaklaşık 15 milyon zeytin ağacı bu uygulamadan doğrudan etkilenme riski taşımaktadır. Zeytin ağaçlarının taşınması sırasında kök sistemlerinin en fazla %30’u korunabilir. Bu durum taşınan ağaçların %40–70’inin kurumasına yol açar. Zeytinlikler, arılar, polinatör böcekler, kuşlar ve endemik bitkiler için zengin yaşam alanlarıdır. Bu ekosistemler taşınamaz; geri döndürülemez biçimde kaybolur.

Bir zeytin ağacının taşınması, kamulaştırma bedeli, vinç, kamyon, bakım ve dikim maliyetleriyle birlikte dikkate alındığında 8 milyon ağacının taşınması durumunda, 200 milyar TL yani yaklaşık 5 milyar dolar kamu harcaması anlamına gelir. Bu kaynakla yaklaşık 10 GW’lık güneş enerjisi santrali (GES) kurulabilir.”

510863161 776770654810083 6268211996382768956 N

Şirketlere özel kanun çıkarılıyor

Teklifin zeytinliklere yönelik etkilerini değerlendiren çevre hukukçuları ve sivil toplum örgütleri, düzenlemenin yalnızca doğa talanına değil, aynı zamanda şirketlerin çıkarlarına hizmet eden bir “özel yasa” niteliğinde olduğuna dikkat çekiyor. Ege Çevre ve Kültür Derneği (EGEÇEP) Eş Sözcüsü Avukat Arif Ali Cangı, yasa teklifinin arka planını ve bölgesel etkilerini şöyle anlattı:

"Zeytinleri sökerek ya da eş değer zeytin bahçesi yapılmak suretiyle linyit madenciliği yapılabilecek. Teklife koordinatları ve krokisi eklenerek Akbelen ve Yatağan’daki linyit kömürü çıkarmayı engelleyen zeytinlerden kurtulmaya çalışılıyor. Yatağan Termik Santralini işleten Yatağan Termik Enerji Üretim A.Ş. ile Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerini işleten Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş .için özel kanun çıkartılmak isteniyor. Teklifin yasalaşması halinde, çevreye olumsuz etkisi olan pek çok faaliyete ÇED gerekli ya da ÇED gerekli değildir kararı aranmaksızın her türlü izin verilebilecek. Örneğin 25 hektardan aşağı arazi yüzeyindeki açık maden işletmeleri, maden arama projeleri, asbest içeren yapı ve tesislerin sökülmesi / yıkılması, ham deri işleme tesisleri, hurda demir ve/veya çelikten çelik üreten tesisler için ÇED süreci işletilip işletilmediği kamuoyu tarafından bilinemeyecek, öğrenildiğinde dava açılması halinde iş işten geçmiş olabilecek. Teklif yasalaşırsa Muğla'da 40 köy ortadan kalkacak. Zeytinlerin taşınmasının ağaçlara çok büyük zarar verdiği, zeytinliklerin ortadan kalkmasına yol açtığına ilişkin pek çok bilimsel çalışma ve yaşanmış deneyim var. Yani sorun sadece Muğla'nın sorunu olarak algılanmamalı.

Karaburun ve Çeşme risk altında

İzmir’de de risk olduğunu ifade eden Cangı “İzmir ve çevresinde ruhsatlı maden sahalarında yetkili idarelerin denetimleri ortadan kaldırılarak, çok hızla madencilik faaliyetine başlanabilecek. Yargı denetimi de oluşacak yıkım ve bozulmayı engelleyemeyecek. Başta Karaburun ve Çeşme olmak üzere RES ve GES'ler yerel yönetimlerin hiçbir söz hakkı olmadan kontrolsüz ve denetimsiz faaliyete geçebilecek.” Dedi.

Köylüler Nöbette (3)

“Alın terimiz, emeğimiz, zeytinimiz…”

İkizköylüler 3 Temmuz’dan bu yana Ankara’da. Meclis’e alınmayan köylüler, Ankara’nın göbeğinde bulunan Cemal Süreya Parkı’nda fiili nöbet başlattı. İkizköy Muhtarı Nejla Işık “Canımıza tak etti” diyerek şunlar söyledi:

"Üç tane zengin para kazanacak diye biz bir buçuk aydır yollardayız. Akbelen, Karacahisar, İzmir, Ordu, Artvin… Üç defa Meclis’e girdik. Biz köylüler olarak hiç insan yerine konmadık. Türkiye’nin her yerinden vatandaşların gözü kulağı burada. Bizim alın terimiz, emeğimiz, zeytinimiz, meyve bahçemiz, ata mirasımız, mezarlarımız, hayvanlarımız… Hiçbirini kimseye, “kamu yararı” adı altında, sadece koordinatlar verilerek iki şirkete peşkeş çekilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Bu torba yasanın geri çekilmesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Bizleri göç etmeye zorlayacaklar. İstemiyoruz. Biz üretmek istiyoruz. Ormanlarımızın, meralarımızın, zeytin ağaçlarımızın, su kaynaklarımızın, yaşamlarımızın yok edilmesini istemiyoruz. Buna razı değiliz.

Köylüler Nöbette (4)

Dünya’dan zeytin taşıma örnekleri

İtalya’nın Puglia bölgesinde, TAP doğal gaz boru hattı projesi kapsamında 231 zeytin ağacı taşındı. Bilimsel takip sonucunda bu ağaçların büyük bölümü kurudu.

İspanya’nın Alicante bölgesinde, tekil peyzaj projelerinde taşınan zeytin ağaçları yüksek maliyetli ama düşük verimli sonuçlar verdi.

ABD’nin Kaliforniya eyaletinde, özel villalar için sınırlı sayıda ağaç peyzaj amaçlı taşındı. Estetik amaçlı yapılan bu taşımaların maliyeti çok yüksek oldu, çoğu ağaç birkaç yıl içinde kurudu.

Portekiz (Alentejo): Büyük zeytin plantasyonlarının yenilenmesi sırasında bazı eski ağaçlar peyzaj için taşındı. Verim kaybı ve ağaç ölüm oranı %60’ın üzerinde oldu.

Kaynak: Özge Uyanık