Altınordu'nun milli amigosu, Sarı Yaşar lakaplı Yaşar Tunçses uzun süredir tedavi gördüğü demans hastalığına yenik düşüp, 86 yaşında hayata gözlerini yumdu. Merhumun cenazesi, yarın (20 Mayıs 2019)  Bahçelievler Camisi'nde öğle namazını takiben kılınacak cenaze namazının ardından Aşağı Narlıdere Mezarlığı'na defnedilecek. Altınordu kulübünden yapılan taziye mesajında, "Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine ve camiamıza, başsağlığı ve sabırlar dileriz" ifadelerine yer verildi.

Sarı Yaşar kimdir?

Kısa süren bir futbolculuk hayatı da olmakla birlikte, özellikle İzmir futbol camiasında Sarı Yaşar namıyla ünlenmiş bir amigodur Yaşar Tunçses. Esasen Altınordulu olmakla birlikte, yeri geldiğinde Ülküspor ve Yeşilova dahil birçok İzmir takımına da amigoluk yapmıştır. Yetmişli yıllarda Atatürk Stadı'nın açılmasıyla birlikte milli maçlar devamlı olarak İzmir’de oynanmaya başlayınca “milli amigoluğu” da üstlenmiştir. Amigo Sarı Yaşar kendi ağzından hayatını özetle şöyle anlatmıştı: “1933’te İzmir’de doğdum. Doğduğum semt Mezarlıkbaşı’na yakın Keçeciler’di. Altınorduluyuz çünkü muhitimiz Tilkilik bizim. Kısa bir dönem futbol hayatım oldu. Altınordu’nun ikinci lige düştüğü sezon (1965-66) Alsancak Stadında Bursaspor maçına gitmiştim. Altınordu ve Bursaspor birinci lige çıkmak için sekizler denen gruba kalmıştı. O zaman amatör sporcuların da serbest giriş kartı vardı. Açık tribüne girmiştim o maçta. Karşıdaki Bursa tribünlerinin durumu benim çok gücüme gitmişti. Hep birlikte kalkıyorlar, tezahürat filan yapıyorlardı. Bizim tribünde bunu yapan hiç kimse yoktu. Serbest giriş kartım olduğu için karşı tribüne gitmeye karar verdim. Hatta Bomba Orhan diye bir arkadaşım vardı, o tarafa gideceğimi söyledim ona. ‘Gitme yahu, döverler,’ dedi. ‘Burası benim memleketim yahu, kim dövecek?’ dedim, gittim nitekim karşı tribüne. Balkon kısmında bizim Altınordulu seyirciler vardı. İşte balkona gidip o korkuluğun kenarına çıktım. O kenarda bir karış genişliğinde bir mesafe vardı, ben orada yürüyordum. Orada tezahürat yaptırmaya başladım. İşte amigoluk öylece kaldı bize” (https://dinyakos.com/'dan alıntıdır.)

Bir Baba Hindi tezahüratı da onun

Sarı Yaşar seyirciye yaptırdığı en meşhur tezahürat olan “Bir Baba Hindi”nin nasıl doğduğunu şöyle anlatıyor: “Sait Abi’ye ellili senelerde yılbaşına yakın bir maçta, bir taraftar hindi hediye etmişti. Biz de o sırada ‘Şu hindiye bak, ne baba hindi,’ filan diye konuştuk. Bir baba hindi – Olaydı şimdi – Pilavla zerde – Kaşıkları bende şeklindeki o meşhur tezahürat öyle doğdu. Ben bunları söyledikçe seyirci de arada ‘Hey Allah!’ diye bağırırdı.”

Unutulmaz anıları vardı

Yaşar Tunçses sıkı bir Altınordu taraftarı olarak bilinse de çeşitli zamanlarda diğer İzmir takımlarına da amigoluk yapmış: “Yeşilova takımına bile amigoluk yaptım. İzmirspor’a, Karşıyaka’ya da amigoluk yaptım. Karşıyaka’da, eskilerin meşhur Tilla gazinosunun yanında büfem de vardı. Tire’ye bile gidiyordum. ‘Kaç para istersin?’ diyorlardı. ‘Ne parası yahu? Hayatta kimseden para almadım amigoluk yapmak için,’ derdim. Maç biter, ben de giderdim stattan. Enteresan bir anımı anlatayım. Manisaspor-Ülküspor maçı vardı. Benim de Ülküspor’da yakın arkadaşlarım vardı. Evim o semtteydi. Benden rica ettiler amigoluk yapmam için. Beş tane davul zurna topladık kendi aramızda. Davulculara tembihledim. Ülküspor gol attıktan hemen sonra başlayın çalmaya dedim. Manisa seyircisi bizden daha fazlaydı tabii. Adamlar bir gol attı, bütün stat kalktı. Bizim davulcular da başladılar çalmaya. Ben kızdım tabii, ‘Golü yiyen biziz, ne çalıyorsunuz yahu?’ diye sordum. ‘Abi, ne bilelim biz, baksana bütün millet ayağa kalktı,’ dediler. Böyle enteresan olaylar da geçti başımızdan.”

/////////////