İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, 1 Temmuz 2025’te İZBETON soruşturması kapsamında gözaltına alınmasının ardından tutuklanmış ve Buca Kırıklar 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde B/63 numaralı tek kişilik bir koğuşa konmuştu. Aradan geçen bir ayın sonunda, kaleme aldığı yazıyla yaşadıklarını ve hissettiklerini kamuoyuyla paylaştı.

Yaklaşık 15 metrekarelik yaşam alanında geçen günlerini anlatan Soyer, bu süreci yalnızca bir hapis hali olarak değil, aynı zamanda bir iç yolculuk, bir “tefekkür zamanı” olarak nitelendirdi.

Her sabah saat 08.00’de açılan demir kapının “kuş kafesinden çıkış” gibi hissettirdiğini, akşam yeniden kilitlendiğinde ise “bir daha içeri atılmak” gibi ağır bir duyguyu tetiklediğini dile getirdi.

Hayatın salıncağında acıyla neşe yan yana

Soyer, duygularını “salıncak” metaforuyla anlattı. Ona göre yaşam, iyilikle kötülük, sevinçle acı, umutla umutsuzluk arasında gidip gelen bir salıncaktan ibaret. Bu salıncakta sallanırken, hazla feragat arasında bir denge kurmak gerektiğini savundu.

“Haz sonsuz değildir, feragat da öyle” diyen Soyer, hayatın sanatının bu iki uç arasında ölçülü bir şekilde salınmayı öğrenmekten geçtiğini belirtti. Bu dengenin adına ise “yeterlilik” dedi: Ne yoksunluk ne aşırılık, sadece yetmek.

Başarı değil anlam, yalnız değil birlikte

Soyer’in mektubunun en çarpıcı bölümlerinden biri, “başarı” kavramına getirdiği eleştiriydi. Ona göre dünyada en çok arzulanan şey olan başarı, ancak anlamla buluştuğunda gerçek bir tatmin sunar. Ve anlam, yalnız yürünerek değil; ilişkilerle, bağlarla oluşur.

Bu noktada ailesine, dostlarına ve dayanışma gösteren herkese duyduğu şükran duygusunu vurgulayan Soyer, “Anlayış gösteren, hesapsızca arkasını kollayan ailesi ve arkadaşları olmadan kimse yaşayamaz” ifadesini kullandı. Bu dayanışmanın, yalnızlık duygusunu ortadan kaldıran en büyük güç olduğuna inandığını belirtti.

“Yalnız başına kalan mutlu yaşayamaz”

Soyer, Antik Roma filozofu Seneca’nın 2000 yıl önce söylediği sözü hatırlattı: “Yalnız başına kalan hiç kimse mutlu bir yaşam süremez.” Bu cümleyi temel alarak, arkadaşlığın sadece eşitlik değil, aynı zamanda insanı hayatta tutan en derin bağ olduğunu vurguladı.

“Salıncağın bir ucunda sevinç varsa, diğer ucunda mutlaka hüzün vardır” diyen Soyer, bu uçlar arasında sallanmanın insanlığın ortak kaderi olduğunu yazdı. Ve o salıncağı dengeleyebilmenin tek yolunun, anlamlı bağlarla yaşamak ve dayanışmayı büyütmek olduğunun altını çizdi.

“Beni güçlü kılan sizlersiniz”

Yazının ilerleyen satırlarında Soyer, en büyük güç kaynağının kendisine mektuplar yazan, ziyaretine gelen, dayanışma gösteren insanlar olduğunu söyledi. Ailesi başta olmak üzere, belediye başkanları, milletvekilleri, avukatlar ve cezaevi görüş izni alarak gelen tüm dostlarına minnettar olduğunu belirtti.

“Avlu kapısına dönerken içimdeki umudu diri tutuyorum” diyen Soyer, bu kapının bir gün dışarıya açılacağına inandığını ve o gün geldiğinde hayat salıncağında birlikte sallanmaya devam edeceklerini dile getirdi.

“11 kişi kaldık hapiste, bu mağduriyet bitecek”

Yazısının sonunda tutuklu yargılanan 11 kader arkadaşıyla ilgili duygularını da paylaşan Soyer, “59 kişi tutuklandık, 48 kişi tahliye oldu. 11 kişi kaldık içeride” diyerek, içeride kalan arkadaşlarının da tamamen masum olduklarını ve bu haksızlığın son bulacağına olan inancını yineledi.

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik İzmir'den haykırdı: Murat Çalık'ı derhal tahliye edin!
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik İzmir'den haykırdı: Murat Çalık'ı derhal tahliye edin!
İçeriği Görüntüle

“Tarih, uğradığımız bu haksızlığı unutmayacak” ifadesini kullanan Tunç Soyer, birlikte çalıştığı yol arkadaşlarını övgüyle andı: “İyi ki sizleri tanıdım, iyi ki birlikte çalıştık. Çok yaşayın, sağ olun var olun.”

Kaleme aldığı bu duygu yüklü metin, sadece bir cezaevi günlüğü değil; aynı zamanda bir politikacının, bir düşünürün ve bir insanın iç dünyasına yapılan etkileyici bir yolculuktu. Tunç Soyer’in sözleri, hapisliğin sınırlarında bile insan kalabilmenin, direnebilmenin ve dayanışmayla özgürlüğü yeniden kurabilmenin güçlü bir çağrısı olarak yankı buldu.

Kaynak: HABER MERKEZİ