DİJİTALLEŞME çağıyla birlikte dünya hızla dönüşüyor. İnternetin yaygın kullanımı, yapay zekâ, veri analitiği, otomasyon ve diğer dijital yenilikler iş dünyasından eğitime, sağlıktan iletişime kadar birçok alanda köklü değişimlere neden oluyor. Geleneksel iş modelleri, dijital teknolojilerin sürekli gelişimiyle yerini yenilikçi iş modellerine bırakıyor. Dijital teknolojiler, iş süreçlerini daha verimli ve esnek hale getirerek hataların azalmasını ve verimliliğin artmasını sağlıyor. Çevrimiçi dersler, e-öğrenme platformları ve online kaynaklar, bilgiye kolay erişim ve öğrenim imkanlarını artırıyor. Dijital teknolojiler, bilim ve araştırma alanına da büyük bir ivme kazandırmış durumda. Veri analitiği, yapay zekâ ve büyük veri, bilimsel keşiflerin hızlanmasına ve daha karmaşık sorunların çözülmesine olanak tanıyor. Telemedicine (uzaktan tıp) uygulamaları sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırırken, akıllı cihazlar kişisel sağlık izleme ve teşhis imkanları sunarak sağlıklı yaşamı destekliyor.

Dijital dönüşümle birlikte artan veri kullanımı, veri güvenliği ve gizlilik konularını da gündeme taşıyor. Günümüzde sıkça karşılaştığımız veri ihlalleri, siber saldırılar ve kişisel mahremiyetin tehlikeye girmesi gibi konular, dijitalleşmenin potansiyel tehlikeleri arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra, yapay zekânın gelişimi ve otomasyonun artması, iş kaybı gibi endişeleri de beraberinde getiriyor. Bireylerin, toplumların ve hükümetlerin, dijital güvenlik, veri gizliliği, bilinçli teknoloji kullanımı ve dijital kültür konularında önlemler alması bu açıdan önem taşıyor. 

Dİjİtal Dönüşümün sınırları

Dijital teknolojilere erişim ve yaygın altyapı, ülkeler ve bölgeler arasında eşit dijitalleşmenin sağlanması açısından oldukça önemli. Gelişmiş ülkeler yaygın internet altyapısına sahipken, bazı bölgeler hala yetersiz altyapı sorunlarıyla karşı karşıya. Teknolojik beceri ve bilgi de dijital dönüşümden faydalanabilmek için gerekli, zira dijital okuryazarlığı düşük olan bireyler veya topluluklar dijital dönüşümün sağladığı fırsatlardan tam anlamıyla yararlanamıyor. Özellikle yaşlı nüfus ve geleneksel yöntemlere alışkın olanlar dijital dünyaya uyum sağlamakta zorlanabiliyor. Diğer taraftan, teknolojinin hızla ilerlemesi, mevcut yasal düzenlemelerin buna ayak uydurmasını zorlaştırarak dijital dönüşümün etkisini sınırlandırabiliyor. Peki dijital dönüşümün toplumun tüm kesimlerini kapsamasını sağlamak ve bu dönüşümün olası tehditlerini en aza indirmek için neler yapılabilir? David Rogers, Dijital Dönüşümde Oyunun Kuralları kitabında dijital dönüşümün teknolojiyle değil, strateji ve düşünme biçimleriyle ilgili olduğuna dikkat çekiyor. Bu görüşten yola çıkarak, dijitalleşmeyi, uygulama biçimlerimizi ve dijital dönüşümün sınırlarını konunun uzmanlarına sorduk. Daha etkİlİ ve kapsamlı bİr Dİjİtal Dönüşüm Türkiye Bilişim Derneği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Kavzak, dijital dönüşümün iş süreçlerini, iş modellerini ve müşteri deneyimini dijital teknolojilerle yeniden şekillendirerek ilerlemeyi ifade ettiğini, ancak ülkemizde dijital dönüşümün algılanma ve uygulanma aşamasında bazı zorluklar yaşandığı belirtiyor. Dijital dönüşümün sadece teknolojik araçları benimsemek anlamına gelmediğini, aynı zamanda stratejik bir yaklaşımı ve organizasyonel değişimi de içerdiğini vurgulayan Kavzak, başarılı bir dijital dönüşüm için, işletmelerin liderlikten çalışan katılımına, esnek ve öğrenme odaklı bir kültürden veri odaklı karar alma süreçlerine kadar birçok faktörü göz önünde bulundurmaları gerektiğini dile getiriyor. Dijital dönüşümle birlikte güvenlik önlemleri, eğitim ve politika düzenlemeleri gibi adımların da atılarak fırsatların maksimum şekilde değerlendirilmesi ve tehditlerin etkilerinin azaltılmasının önemli olduğunu vurguluyor.

Türkiye'nin gizlilik karnesi

Kavzak, dijital dönüşümün başarısı için kültürel ve toplumsal faktörlere de dikkati çekiyor. “Dönüşümün kabul görmesi ve dijital becerilere sahip olmak, sürecin ilerlemesini etkileyen unsurlardan. Ayrıca, yasal ve düzenleyici çerçevenin net olması da büyük önem taşıyor. Eksik veya karmaşık düzenlemeler dönüşümü olumsuz etkileyebiliyor” diyen Kavzak, Dijital dönüşümle birlikte veri ihlalleri ve güvenlik zafiyetleri gibi risklerin de artabileceğini ifade ediyor. Sözkonusu risklerin dönüşüm sürеcini sınırlayabileceğini vеya durdurabileceğini belirtan Kavzak, Türkiye'nin karnesini şöyle açıklıyor: “Ülkemiz, 2016 yılında çıkarılan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı, dijital iletişimin güvenliğini sağlamak ve yetkilendirme süreçlerini güçlendirmek amacıyla kullanılan elektronik imza ve kimlik doğrulama sistemleri, siber güvenlik olaylarını izlemek, tehditleri tespit etmek ve müdahale etmek için koordinasyon sağlamak amacıyla kurulan Siber Güvenlik Merkezi gibi uygulamalarla dijital dönüşüm sürecinde gizlilik ve güvenlik sıkıntılarının önüne geçmeye çalışıyor. Özellikle kişisel verilerin korunması, siber saldırılara karşı etkin önlemler, bilinçli kullanıcı davranışları ve güvenlik eğitimi gibi konularda daha fazla çaba sarf etmeliyiz. Böylece dijital dönüşüm sürecini daha güvenli ve güvenilir bir hale getirebiliriz."

Kaynak: Derya Şahin Şan