Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2025 yılı ilk çeyrek büyüme verilerinin ardından, ekonomi yönetimi ve uygulanan programın gidişatına ilişkin önemli bir değerlendirmede bulundu. Sosyal medya platformu üzerinden yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinin zorlu küresel ve yerel koşullara rağmen ılımlı bir büyüme kaydettiğini ve aynı zamanda dezenflasyon sürecinin de kararlılıkla devam ettiğini belirten Bakan Şimşek, uygulanan ekonomik programın temel amacının sürdürülebilir yüksek büyümenin temellerini atmak olduğunu vurguladı. Bu açıklamalar, ekonomi çevreleri ve kamuoyu tarafından yakından takip edilirken, Türkiye ekonomisinin geleceğine dair önemli ipuçları da barındırıyor.

İlk çeyrekte yıllık yüzde 2 büyüme: Ilımlı ama istikrarlı bir artış

Bakan Şimşek, açıklamasında ilk olarak 2025 yılı ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yıllık bazda yüzde 2 oranında büyüdüğünü belirtti. Bu büyüme oranı, bazı beklentilerin altında kalsa da, küresel ekonomideki belirsizlikler, yüksek enflasyonla mücadele süreci ve sıkı para politikalarının uygulandığı bir dönemde elde edilmiş olması açısından önemli bir veri olarak değerlendiriliyor. Bakan Şimşek, bu ılımlı büyümeyi, ekonominin dayanıklılığının ve uygulanan programın bir sonucu olarak yorumladı.

Ekonomistler, ilk çeyrekteki büyümenin kaynaklarını ve sektörel dağılımını detaylı bir şekilde inceleyerek, bu büyümenin kalıcılığı ve sürdürülebilirliği hakkında daha net yorumlar yapacaklardır. Ancak, Bakan Şimşek'in vurguladığı gibi, asıl hedefin sadece kısa vadeli bir büyüme değil, aynı zamanda makroekonomik istikrarı sağlayacak ve enflasyonu düşürecek bir dengelenme süreciyle birlikte sürdürülebilir yüksek bir büyüme patikasına ulaşmak olduğu anlaşılıyor.

Cari açığın milli gelire oranı yüzde 0,9: Sürdürülebilir seviye korundu

Bakan Şimşek'in dikkat çektiği bir diğer önemli makroekonomik gösterge ise cari açığın milli gelire oranı oldu. Şimşek, bu oranın yıllık bazda yüzde 0,9 ile sürdürülebilir bir seviyede korunduğunu ifade etti. Cari açık, bir ülkenin dış dünya ile olan ekonomik ilişkilerinde önemli bir gösterge olup, bu oranın düşük ve yönetilebilir bir seviyede olması, ekonominin dış şoklara karşı direncini artırır ve makroekonomik istikrara katkı sağlar.

Cari açığın kontrol altında tutulması, özellikle ithalata dayalı bir ekonomiye sahip olan Türkiye için büyük önem taşıyor. Bu oranın düşük seviyelerde kalması, dış finansman ihtiyacını azaltır, kur üzerindeki baskıyı hafifletir ve enflasyonla mücadeleye destek olur. Hükümetin uyguladığı ihracatı artırıcı ve ithalatı azaltıcı politikaların, cari açığın bu sürdürülebilir seviyede kalmasında etkili olduğu düşünülüyor.

"Dezenflasyon sürecinde ortaya çıkabilecek etkilere yönelik gereken tedbirleri bütüncül bir yaklaşımla hızla devreye alıyoruz"

Bakan Şimşek, açıklamasında dezenflasyon sürecinin kararlılıkla devam ettiğini vurgularken, bu süreçte ortaya çıkabilecek olası olumsuz etkilere karşı da hazırlıklı olduklarını belirtti. "Dezenflasyon sürecinde ortaya çıkabilecek etkilere yönelik gereken tedbirleri bütüncül bir yaklaşımla hızla devreye alıyor; yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekliyoruz" diyen Bakan Şimşekenflasyonla mücadelenin ekonomik büyümeyi tamamen durduracak bir şekilde değil, dengeli bir yaklaşımla yürütüldüğünü ifade etti.

Bu "bütüncül yaklaşım", hem sıkı para politikalarıyla talep enflasyonunu kontrol altına almayı hem de yapısal reformlarla arz yönlü sorunları çözmeyi hedefliyor. Yatırım ortamının iyileştirilmesi, istihdamın artırılması, yerli üretimin desteklenmesi ve ihracatın teşvik edilmesi, dezenflasyon sürecinin olası olumsuz etkilerini minimize etmeyi ve ekonominin uzun vadeli büyüme potansiyelini korumayı amaçlıyor. Ancak, bu tedbirlerin ne kadar etkili olacağı ve dezenflasyon sürecinin ne kadar süreceği, önümüzdeki dönemde yakından takip edilecek konular arasında yer alıyor.

"Programımızla ekonomimizin dayanıklılığını ve dinamizmini artırarak sürdürülebilir yüksek büyümenin temellerini güçlendiriyoruz"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, açıklamasının en can alıcı noktasında, uygulanan ekonomik programın temel hedefini bir kez daha net bir şekilde ortaya koydu: "Programımızla ekonomimizin dayanıklılığını ve dinamizmini artırarak sürdürülebilir yüksek büyümenin temellerini güçlendiriyoruz." Bu ifade, hükümetin ekonomi politikasının sadece kısa vadeli sorunları çözmekle kalmayıp, aynı zamanda Türkiye ekonomisinin uzun vadeli büyüme potansiyelini artıracak yapısal dönüşümleri hedeflediğini gösteriyor.

Kurban Bayramı İkramiyesi Ödemeleri Başlıyor Kurban Bayramı İkramiyesi Ödemeleri Başlıyor

Ekonominin dayanıklılığının artırılması, dış şoklara ve küresel dalgalanmalara karşı daha dirençli bir yapı oluşturmayı amaçlarken, ekonominin dinamizminin artırılması ise yenilikçiliği, rekabet gücünü ve verimliliği teşvik etmeyi hedefliyor. Bu iki unsurun bir araya gelmesiyle, Türkiye'nin sürdürülebilir ve yüksek bir büyüme trendine girmesi ve toplumsal refahın artırılması amaçlanıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ