Büyükşehirlerde yaşamanın maliyeti, sadece astronomik seviyelere ulaşan kiralarla sınırlı kalmıyor; şimdi de apartman ve site aidatları, hane bütçelerini sarsan bir başka devasa yüke dönüştü. Yüksek enflasyon ortamında artan personel, bakım, onarım ve enerji maliyetleri, site yönetimleri tarafından doğrudan aidatlara yansıtılınca, ortaya kiralarla yarışan, hatta bazı durumlarda kiraları bile geçen fahiş rakamlar çıktı. Site ve apartman yönetim platformu Apsiyon'un "Toplu Yaşam Alanlarında Aidat ve Yönetim - 2025 Veri Analizi" raporu, bu acı gerçeği somut verilerle gözler önüne serdi. Rapora göre, Türkiye genelinde son üç yılda site aidatlarında yaşanan kümülatif artış oranı tam yüzde 367'ye ulaştı. Bu durum, özellikle sabit gelirli aileleri ve emeklileri derinden etkilerken, on binlerce aileyi yaşadıkları evleri terk edip daha uygun maliyetli bölgelere taşınmaya zorlayarak, sessiz bir göç dalgasını tetikledi.

Gençler 'mutsuz ve umutsuz'
Gençler 'mutsuz ve umutsuz'
İçeriği Görüntüle

186 bin aile evini terk etti

Fahiş aidatların en somut ve en dramatik sonucu, ülke genelinde yaşanan kitlesel taşınma hareketliliği oldu. Apsiyon'un raporuna göre, 2025 yılının sadece ilk yarısında, Türkiye genelinde tam 186 bin 714 aile, ödeyemeyecekleri seviyelere ulaşan aidatlar nedeniyle taşınmak zorunda kaldı. Bu "ekonomik göç" dalgasının en yoğun yaşandığı il ise, barınma krizinin en derin hissedildiği İstanbul oldu. Yılın ilk altı ayında, sadece İstanbul'da 117 binden fazla hane, bütçelerini aşan aidat bedelleri yüzünden evlerini boşaltarak, kentin daha çeper bölgelerine veya başka şehirlere göç etti. Araştırma, bu durumun hane halklarının bütçelerini dengelemek için daha ekonomik yaşam alanları arayışında olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu durum, sadece bir barınma sorunu olmanın ötesinde, ailelerin sosyal çevrelerinden, çocukların okullarından ve alıştıkları yaşam düzeninden kopmaları anlamına gelen ciddi bir sosyal krize de işaret ediyor.

Rekor Muğla'da, İstanbul peşinde

Aidat artışlarında şampiyonluğu, tatil beldeleriyle ünlü Muğla göğüsledi. Rapora göre, 2025 yılında ortalama aidatların en yüksek olduğu il, yüzde 134'lük rekor bir yıllık artışla ve 8 bin 710 TL'lik ortalama bedelle Muğla oldu. Özellikle Bodrum ve Fethiye gibi yazlık bölgelerdeki lüks sitelerde bu rakamların çok daha yukarılara tırmandığı ve son üç yıldaki artışın yüzde 455'i bulduğu belirtiliyor. Türkiye'nin en kalabalık kenti İstanbul ise, aidat yüksekliğinde ikinci sırada yer aldı. İstanbul'da ortalama aidat, bu yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 67.84 artarak 6 bin 629 TL'ye yükseldi. Özellikle Beşiktaş, Sarıyer, Şişli gibi merkezi ve lüks ilçelerde aidatların 10 bin TL'yi aşarak orta gelirli aileler için bile ödenemez seviyelere ulaştığı görülüyor. Başkent Ankara'da ise ortalama aidat 5 bin 49 liraya kadar çıktı. Aidatların en düşük olduğu iller ise 1.061 TL ile Uşak, 1.246 TL ile Hatay ve 1.287 TL ile Ordu olarak sıralandı.

Artışların arkasındaki nedenler

Raporda, aidatlardaki bu fahiş artışların arkasında yatan nedenler de detaylı bir şekilde analiz ediliyor. Site yönetimlerinin en büyük gider kalemini oluşturan işçilik maliyetleri, asgari ücrete yapılan zamlarla birlikte aidat artışlarının ana motoru olarak öne çıkıyor. Bunun yanı sıra, bakım-onarım, peyzaj, güvenlik, temizlik ve özellikle de enerji maliyetlerindeki (elektrik, doğalgaz) durmak bilmeyen artışlar, doğrudan aidat faturalarına yansıyor. Raporda, "Temizlik ve bakım giderleri enflasyona bağlı olarak katlanıyor. Yedek parça, yenileme, tamir, yalıtım gibi giderler ise döviz ve enflasyon artış oranlarının üzerinde artıyor" denilerek, sorunun çok katmanlı yapısına dikkat çekiliyor. Uzmanlar, bu maliyet artışlarının yanı sıra, bazı site yönetimlerindeki şeffaflık eksikliği, denetimsizlik ve kötü mali yönetimin de aidatların şişmesine neden olabildiğini belirtiyor.

Şeffaf yönetim ve denetim şart

Aidat krizinin derinleşmesi, site ve apartman yönetimlerinde şeffaflık ve mali disiplin kavramlarını her zamankinden daha önemli hale getiriyor. Kat maliklerinin, ödedikleri aidatların nereye ve nasıl harcandığını net bir şekilde görebilmeleri, yönetimlerin denetim kurulları tarafından etkin bir şekilde denetlenmesi ve fahiş aidat artışlarına karşı yasal düzenlemelerin yapılması, en acil talepler arasında yer alıyor. Aksi takdirde, barınma krizinin bu yeni boyutu, kentlerdeki sosyal dokuyu bozmaya, ekonomik eşitsizlikleri derinleştirmeye ve vatandaşların en temel hakkı olan barınma hakkını tehdit etmeye devam edecek. Önümüzdeki dönemde, hem Kat Mülkiyeti Kanunu'nda yapılacak olası düzenlemeler hem de site yönetimlerinin sergileyeceği tutum, bu "sessiz göç" dalgasının durup durmayacağını belirleyecek.

Kaynak: HABER MERKEZİ