TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Doktor Nasır Nesanır, Afrika dışında 4 kıtada birden artış gösteren maymun çiçeği hastalığıyla ilgili açıklama yaptı. Nesanır, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Maymun çiçeği yeni bir virüs değil, ilk 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde insanlarda tespit edildi. 50 yıldan fazla zamandır bildiğimiz bir virüsün bizi endişelendiren noktası, Afrika dışındaki 4 kıtada artış göstererek yayılmasıdır. Bu açıdan baktığımız zaman halkın bir panik yaratmasına gerek yok; iktidarların, sağlık bakanlıklarının panik yapması gerekiyor. Bunun tedbirlerini alıp pandemi koşulları oluşmadan, vaka sayıları oluşmadan engellemek gerekiyor.

“ZOONOTİK VİRÜSLERİN PANDEMİYE DÖNÜŞME RİSK HEP VAR”

Virüsün, 5-13 gün bazen de 21 güne çıkan kuluçka süresi var bundan sonra ilk dönem belirtileri daha çok ateş, halsizlik, kırgınlık, boyun, kas, eklem ağrıları karşımıza çıkar. İlk 5 gün içinde ayırt edici olarak lenf bezleri şişer, sonraki süreçte ateşten bir iki gün sonra daha çok yüz, kollar, bacaklar, avuç içi ve tabanlarda deri döküntüleri karşımıza çıkar. Döküntüler, bir insanda birkaç tane olduğu gibi yüzlerce de olur. Maymun çiçeği hastalığında ülkelerin verilerine göre her 100 kişiden ikisinin üçünün öldüğünü söyleyebiliriz. Covid-19, maymun çiçeği, HIV virüsü, Kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığı, bunların hepsi zoonotik. İnsanoğlu ekosistemle, doğayla olan ilişkilerini düzenleyemezse, patojen olan geride binlerce virüs var bunlar bazen pandemiye dönüşür bazen dönüşmez ama biz bu riski hep yaşarız.

“PANİĞE NEDEN OLMADAN ...”

Maymun çiçeği hastalığında hayvandan insana bulaş söz konusu, daha çok kemirgenler bulaşmada ön plandadır. Bu hayvanın vücut sıvısı ile insanın kanının teması ya da virüsle enfekte ettiği bir şeyle insanın temasından bulaşır. İnsandan insana bulaş çok yaygın değil, var ama çok yakın temas gerektiriyor ama şu an bir pandemi yaratacak koşullarda değil. Bu açıdan vakaların yakalanması konusunda sağlık bakanlarına büyük görevler düşüyor. Örneğin Belçika, tespit ettiği vakalarla ilgili 3 hafta karantina uygulayacağını duyurdu. Yani sizin bu konuyla ilgili laboratuvarınızı hazırlamanız, aşıyı bulundurmanız gerekiyor, tam tedavi etmese de tedavide kullanılan ilaçlar var. Paniğe neden olmadan halkı ve sağlık çalışanlarını hastalıkla ilgili bilgilendirmeniz gerekiyor. Bunları yaptığınız zaman ülkenizde vakaların görülmesini neredeyse engellersiniz.

“VAKALARIN ÇOĞU ÇİÇEK AŞISI İLE AŞILANMAMIŞ KİŞİLER OLARAK KARŞIMIZA ÇIKIYOR”

Maymun çiçeği, çiçek hastalığının bir çeşit akrabası. Dünyada en son çiçek vakası 1977’de görüldü, biz 1980’lere kadar çiçek aşısını yaptırdığımız için bu bizi maymun çiçeğine karşı da yüzde 80-85 oranında koruyor. 40 yıldan fazladır çiçek aşısı yapılmadığı için vakaların büyük çoğunluğu 40-50 yaş aralığında, yani çiçek aşısı ile aşılanmamış kişiler olarak karşımıza çıkıyor. 2019 yılında maymun çiçeğine özgü aşı da üretildi, hatta bunun suşu (suş: virüslerin alt türü) iktidarın kapattığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde tespit edildi, Ankara suşudur o.

HAZIRLIKLI OLURSANIZ  AZALTIRSINIZ

Covid-19’da resmi rakamlara göre 15 milyonun üzerinde kişi enfeksiyon kaptı, 100 bin civarında ölüm var, gerçek rakamların 2,5 katı olduğunu biliyoruz, binlerce, on binlerce yurttaşınızı kaybetmişsiniz bu sizin pandemiye hazırlıklı olmadığınızı gösteriyor. Bu süreçte sağlık çalışanları çok yıprandı; 550 civarında sağlık çalışanı hayatını kaybetti, yüzlercesi yoğun bakımda servislerde yattı. Tamam bizim ülkemizde vaka olmayabilir ama Sağlık Bakanlığı’na düşen görev, toplumu paniğe sokmadan bu hastalıkla ilgili bir pandemi oluşabilme olasılığını ya da daha küçük bir salgına yol açma durumunu göz önüne alarak nasıl bir eylem planı yapacağınızı kamuoyu ile paylaşın. Gerekirse bu konuda yetkin olan kurumları, TTB’yi, sağlık örgütlerini çağırın ortak bir eylem planı ortaya çıkarılsın. Siz hazırlıklı olursanız pandemiye bağlı ölümleri, hastaneye, yoğun bakıma yatışları azaltırsınız.

Biz tabii ki maymun çiçeğinin insandan insana bulaşmasının temasla, hızlı bir şekilde olmadığını biliyoruz ama hazırlıklı olunmasını istiyoruz. Daha önce Afrika kıtası ile sınırlı olan bir şeyin dört farklı kıtada görülmesi ve bunların birbiri ile bağlantısının kurulmaması bende soru işareti yaratıyor. Ya acaba bu hastalık sessiz mi seyrediyor ya da virüs bir mutasyon geçirdi de insandan insana bulaşma zorluğu aşıldı mı? Bu soruların yanıtı gerekiyor ve bu zamana kadar sizin gerekli tedbirleri almanız, hazırlıklı olmanız gerekiyor.

Nesanır, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Vaka sayısı üç gün üst üste binin altında gerçekleştiğinde, maske kullanımı toplu taşımada da zorunlu değil serbest olacak” sözleriyle ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı:

“COVİD-19 ENDEMİSİNE GEÇTİĞİMİZİ SÖYLEYEBİLİRİZ”

“Artık pandemiden endemiye geçtiğimizi söylememiz doğru; bir gribal enfeksiyonu düşünün yaz aylarında hafif seyreden, sonbahar ve kış aylarında ağır seyreden, hatta bazı yıllarda grip sezonu bir önceki sezona göre daha ağır seyreder endemi ile bunu kastediyorum. Covid-19 pandemisinden şu aşamada Covid-19 endemisine geçtiğimizi söyleyebiliriz. Bir endemiye dönüş olsa da sonbahar ve kışa girmeden yerine getirilmesi gereken hususlar var. Tüm dünyada ölenlerin yüzde 95’inden fazlası ya aşısız ya eksik doz aşılı. Burada bir endemiye geçiş varsa siz sonbahara hazırlık açısında eksik doz aşılı olan özellikle risk grubundakilerin tam doz aşılarını sağlamak zorundasınız. Çünkü zamanla antikor seviyelerinin düştüğünü, kaybolduğunu biliyoruz, önümüze yeni mutasyonlar da çıkabilir. Önümüzdeki sonbaharı ve kışı rahat atlatmak için en önemli husus aşıdır. Bir kişi bile ölmeyecek denilecek şekilde aşılı olmaları sağlanmalıdır.

"GERÇEKTEN GÜNLÜK VAKA SAYISI BİNİN ALTINDAYSA..."

Günlük vaka sayısı binin altında olunca tedbirleri gevşetebilirsiniz ama bize kanıt sunmaları gerekiyor. Pandemi boyunca günlük binlerce vakayı yok saydılar, biz de biliyoruz kendileri de tespit etmiş ama vakaları da ölümleri de yok saydılar. Eğer gerçekten günlük vaka sayısı binin altındaysa bunların kişi, yer, zaman açısından verilerinin kamuoyu ile paylaşılması gerekir. Bunların yaşı, cinsiyeti ne? Virüsü toplu taşımada mı, hastanede mi, uçakta mı, nerede kapmışlar? Son 3-4 aylık verilerin teferruatlı bir analizinin yapılması gerekir. Hastanelerde, uçak seyahatinde, yaşlı bakım evinde, özel bakım merkezlerinde maske takmak zorunlu olmalı. Yaz sezonuna girdiğiniz için havalandırma kolay oluyor, günlük vaka sayısı binin altında ise ve okullar bulaş kaynağı değilse burada maske takmayla ilgili bir serbestlik getirebilirsiniz.”