Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Emine Nihal Mete Gökmen, hapşırma nöbetleri, burun akıntısı, gözlerde kızarma ve kaşınma olarak kendini gösteren, soğuk algınlığıyla karıştırılıp, yanlış tedavi de uygulanabilen bahar alerjisinin ilkbaharda ortaya çıkan polenlerden kaynaklandığını söyledi. Gökmen, "Bahar alerjisi olanlara, bazen kortizon enjeksiyonları yapılıyor ve hastalar çok rahatlıyor; ancak alerjik rinit hastasına ayda 1 kortizon yapılması, bilimsel kılavuzda yer alan tedavi şekli değil" dedi.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı İmmünoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Gökmen, 'saman nezlesi'nin genelde ilkbaharda görüldüğünü belirterek, "Bahar alerjisi, hastanın alerjik reaksiyon gösterdiği polenlere bağlı olarak farklı aylarda görülebilir. Ancak genellikle kendini şubat sonu mart başı göstermeye başlar. Mart, nisan ve mayıs ayları boyunca devam eder. Alerji belirtileri haziranın ilk yarısına kadar devam eder. Bazı hastalarda sonbahar aylarında da şikayetler olabiliyor. Hastalar ağustos ve temmuzu rahat geçirdikten sonra eylül ve ekim aylarında da yine aynı bulguları gösterebiliyorlar" diye konuştu. 

'Belirtilere astım da eşlik edebilir'

Bahar alerjisinin belirtilerini üst üste hapşırma, su gibi burun akıntısı, burun kaşıntısı, gözlerde kızarıklık, yanma ve batma olarak tanımlayan Prof. Dr. Gökmen, "Hastaların bir kısmında belirtilere astım da eşlik edebilir. Bahar alerjisine eşlik eden astım nefes darlığı olarak karşımıza çıkabileceği gibi inatçı öksürük olarak da kendini gösterebilir. Nefes darlığı ve öksürük yakınmaları sabaha karşı yoğunluk kazanarak, hastayı uyanmasına neden olabilir. Bahar alerjisi olan kişi bahar aylarında bitkilerden zengin bir alanda gününü geçiriyorsa o sırada nefes darlığı oluşabilir. Alerjik astım hastalarında öksürük ve nefes darlığı gülmekle ve koşmayla da ortaya çıkabilir" dedi. 

Testle tanı koyuluyor

Hastalara deri testi ve kan testi yoluyla tanı koyulduğunu kaydeden Prof. Dr. Gökmen, "Deri testi ön kol iç yüzüne yapılıyor. Hastalar ellerini yukarı bakacak şekilde masa ya da sandalye üzerine koyuyorlar ve ön kol iç yüzüne sıvı haldeki alerjen özütleri damlatılıyor. Ardından alerjen özütlerinin deri altına geçmesi için ucu sivri cisimle deri deliniyor. Kişi alerjikse 15- 20 dakika içinde damlattığımız bölgede kaşıntı, kızarıklık ve kabarıklık meydana geliyor. Kızarıklığın eşlik ettiği kabarıklığın çapını ölçerek, hastada alerji olup olmadığını saptayabiliyoruz" diye konuştu.

Alerji deri testinin yapılamaması durumunda kan testine başvurduklarını belirten Prof. Dr. Gökmen, "Alerjiyle ilaçları kullanılıyorsa veya hastanın deri hastalığı mevcut ise o zaman kan analizine başvurmak gerekir" dedi.

'Kortizon' uyarısı

Alerji hastalarına kortizon iğnesinin yapılmasının doğru olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Gökmen, "Bahar alerjisi olan hastalara bazen ayda bir kortizon enjeksiyonları yapılıyor ve hastalar gerçekten çok rahatlıyorlar. Ancak alerjik rinit hastasına ayda bir kortizon yapılması hiçbir bilimsel kılavuzda yer alan bir tedavi şekli değildir ve maalesef bu hastalardan bir kısmı yüksek doz kortizon aldıktan sonra günler içerisinde kemik erimesi, kalça kemiği başında kırılma ve erime gibi birtakım ciddi yan etkiler geliştirebilirler" diye konuştu.