Kent Bayraklı Tıp Merkezi Nöroloji Uzmanı Dr. Aycan Oto, gittikçe ilerleyen bir şekilde bilişsel yeteneklerin yıkımına yol açan bir beyin hastalığı olan Alzheimer konusunda hasta yakınlarına rehberlik edecek bilgiler verdi. Alzheimer hastalığının en önemli ve ilk belirtisinin giderek artan unutkanlık olduğunu belirten Uzm. Dr. Oto, “Ayrıca yer-yön bulma sorunları, kelime bulma zorlukları, karar verme zorlukları ve muhakeme yeteneğinin kaybının yanı sıra, davranış ve kişilik değişiklikleri, psikiyatrik problemler olabilmekte ve ilerleyen zamanda günlük yaşam aktivitesinin bozulması ve zaman içinde tam kaybı ile son dönemde yatağa bağımlılık şeklinde bir seyir izlemektedir” diye konuştu.
Alzheimer hastalığının demansın en sık sebebi olduğunu vurgulayan Oto, aktif sosyal medya kullanımı sayesinde hastalık konusunda toplumda ciddi bir bilgilenmenin, bilinçlenmenin sağlandığını söyledi. Eskiden yaşlılık unutkanlığı olarak görülen durumun bir hastalık olduğunun toplum tarafından kabullenildiğini ifade eden Uzm. Dr. Oto, daha çok başvuru alıp daha çok tanı koyduklarını da sözlerine ekledi.
Hastalığın kesin bir tedavisi olmadığını ancak seyrini yavaşlatmak için ilaç tedavileri uyguladıklarını kaydeden Oto; hasta yakınlarına, kendilerini duygusal açıdan hazırlayıp aynı zamanda hasta bakımı açısından maddi olarak ileriye dönük plan yapmaları önerisinde bulundu, Alzheimer hastasına bakımın ciddi dikkat ve özveri gerektirdiğini belirtti.

Hasta yakınlarına bakım reçetesi
Uzm. Dr. Oto hasta yakınları için şu bakım reçetesini verdi: “Hasta mümkün olduğunca yalnız bırakılmamalı ve ilaçlarının düzgün ve kontrollü aldığından emin olunmalı. Hastanın mümkün olduğunca her zaman yaşadığı evde ikamet etmesini sağlanmalı. Hasta için evde güvenli bir ortam oluşturulmalı. Hastalığın erken evrelerinde ortaya çıkan bellek bozuklukları ile baş edebilmek amacı ile liste, not, takvim gibi anımsatıcılar kullanılmalı. Alzheimer hastası ile konuşurken; basit kelimeler ve kısa cümleler kullanılmalı, ses tonu hafif ve nazik olmalıdır, lütfen kelimesi her zaman kullanılmalı, emir verici bir tarzda konuşulmamalı, işittiğinden emin olunmalı. Onunla çocuk gibi ya da o orada yokmuş gibi konuşulmamalı. Cevap vermesi için yeterli süre tanınmalı, cevaplandırırken onu kesmemeye çalışılmalıdır. Eğer hasta bir kelimeyi ya da sonucu ifade etmekte zorlanıyorsa yavaşça aradığı kelimeyi ona hatırlatın. Kişi kendi kendine giyinmesi konusunda cesaretlendirilmeli, yeterli süre tanınmalıdır.”