HDP, 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla Meclise “Tehlike Altındaki Dillerin Korunması” için kanun teklifi verdi.

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan’ın Meclis Başkanlığına sunduğu kanun teklifinin gerekçesinde, Türkiye’de var olan tekçi bakış açısının, anayasada yer alan insan haklarına saygılı, demokratik, eşitlikçi ve sosyal hukuk devleti olma iddiasıyla çeliştiği belirtildi. Paylan, “Çeşitliliği yok sayan, çoğulculuğu dışlayan, Türkçe dışında, tüm dilleri yok olmaya mahkûm eden mevcut politik anlayış, Türkiye coğrafyasındaki dillerin yok olma tehlikesini beraberinde getirmiştir” dedi.

Türkiye’de 3 dil yok oldu, 15 dil tehlike altında

UNESCO Diller Atlasına göre, Türkiye’de üç dilin tamamen yok olduğunu, on beş dil için çeşitli seviyelerde yok olma tehlikesi bulunduğunu hatırlatan Paylan, şöyle devam etti: “Tarih içinde, bu topraklarda var olmuş kadim halklara ait dillerin, gelecek nesillere aktarılamaması ve günden güne yok olması, çoğulculuğu ve kültürel çeşitliliğin getirdiği zenginliği dışlayan hâkim bakış açısının bir sonucudur. Bu bağlamda, yalnızca bulunduğumuz coğrafya için değil bütün dünya halkları için kültürel ve yaşamsal önem arz eden anadillerin korunması ve yaşatılması adına sorumluluk alınmalı ve etkin politikalar yürütülmelidir. Türkiye Devleti, bulunduğu topraklardaki çok kültürlülüğü ve çok dilliliği inkâr etmeyip, bilakis birer değer olarak kabul edip yaşatmaya çalışarak, dünya mirasını korumak adına önemli bir adım atmış olacaktır.”

‘Öğretim programları ve araştırmalar yapılmalı’

Paylan’ın 5 maddelik kanun teklifi, YÖK Kanunu, Milli Eğitim Temel Kanunu ve Özel Barınma Hizmeti Veren Kurumlar hakkındaki kararnamede değişiklikler öngörüyor.

Yükseköğretim Kanununa şu madde ekleniyor:

“Yaşayan dil ve lehçeler ile tehlike altındaki dillerin korunması

Lisans ve lisansüstü öğretimde, Anadolu coğrafyası ile komşu coğrafyalarda tarihsel olarak kültürel birikimin bileşenlerini oluşturan yaşayan ve tehlike altındaki dillerin korunması yönünde öğretim programları düzenlenmesi ve bu dillere ilişkin araştırmalar öncelikle yapılır. Yükseköğretim kurumları bu yönde gerekli planlamayı yapmak ve önlemleri almakla yükümlüdür. Yükseköğretim kurumları, söz konusu yükümlülük dâhilinde aldıkları önlemler ile gerçekleştirdikleri faaliyetlere ilişkin olarak hazırlayacakları raporları yıllık olarak Üniversitelerarası Kurula sunar. Üniversitelerarası Kurul, tehlike altındaki dillerin korunması için pilot projeler yürütecek üniversiteler belirlemeye yetkilidir.”

Kanun teklifi ile Milli Eğitim Temel Kanununa ise “Anadolu coğrafyası ile komşu coğrafyalarda tarihsel olarak kültürel birikimin bileşenlerini oluşturan yaşayan ve tehlike altındaki dillerin korunması yönündeki eğitim ve öğretim faaliyetlerine dönük projeler ile araştırma ve sanat projeleri, Millî Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca öncelikle desteklenir” şeklinde geçici madde ekleniyor.

Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı’na, yaşayan ve tehlike altındaki dillerin korunması yönündeki örgün eğitim ve öğretim faaliyetlerini yürütecek öğretmen kadrosunun yetiştirilmesi için YÖK ile işbirliği içinde gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü veriyor.