CHP Genel Başkanı Kemal Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Çubuk saldırısında verilen kararın okunması sonrası konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu, "Hiçbir gücün karşısında, hiçbir arkadaşımız hiçbir gücün karşısında, hiçbir adaletsizliğin karşısında asla diz çökmedik, çökmeyeceğiz. Kimden gelirse gelsin, asla boyun eğmeyeceğiz. Biz, Kuva-i Milliye ruhu taşıyan insanlarız, ülkemizi seven insanlarız. İnadına barış, kucaklaşma diyeceğiz" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Devlet yönetimi sorumluluk gerektirir. Devleti adalet üzerine inşa ederseniz, adaletten yana tavır alıyorsanız o ülkede yaşayan herkes huzur içinde yaşar. Devlet yönetiminde güç bir kişiye teslim edilemez" dedi.

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Devlet tek merkezden de yönetilmez, o yüzden yerel yönetimler vardır, bağımsız kurumlar vardır. Liyakati ve adaleti büyütmek zorundasınız. Devlet, halk egemenliğine dayanmak zorundadır. Devleti yönetenler şeffaf değilse o devlette yolsuzluk vardır, siyasetçiler köşeyi dönüyorlar demektir. Sağlıklı işleyen bir devlette vatandaşın kimliği, inancı sorulmaz. Devleti yönetirken katılımcı bir anlayışı yönetim içinde egemen kılmamız lazım. Devlet yönetiminde aslolan halkın çıkarlarıdır, vatandaşın cebi para görecek, huzur içinde, refah içinde yaşayacak. Devleti yönetenler savurganlık yapamaz. Devleti yönetmek ciddi bir iştir.

"NE OLDU DA ŞEKER İTHAL ETMEK ZORUNDA KALDIK?"

Bu devlet Kurtuluş Savaşı'nı verdikten sonra, en fakir olduğu dönemde Osmanlı'nın borçlarını öderken diğer yandan çimento, şeker, tekstil fabrikaları yaptı. Dışarıya avuç açan bir devletten onuruyla, birikimiyle saygınlık kazanan bir devlet oldu.

İlk yaptıkları iş geçmişte yapılanları satmak oldu. AK Parti hükümetleri hangi fabrikayı kurdu? Çimento, şeker mi? Satmanın dışında ne yaptılar? Biz her fabrika bir kaledir, diyoruz. 24 yıl sonra Türkiye yurtdışında şeker ithal etmek zorunda kaldı. Saman, et, mercimek, buğday ne varsa ithal ediyordu şimdi şeker ithal ediyor. Ne oldu da koskoca Türkiye şeker ithal etmek zorunda kaldı?"

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine tepki gösteren CHP lideri, "Türk Şeker'in 10 fabrikasını bugünün parasıyla 11 milyar liraya sattılar. Nisan ayında bir aylık faiz 19 milyar lira. Bu mudur devlet yönetimi, bu mudur ahlak, erdem? Üreticiye destek vermediler. Fabrikaları sattılar, sonunda dışarıya el avuç açıyoruz. Ama düzelteceğiz" diye konuştu.

KAYYUM ATAMASI VE DEMİRTAŞ-KAVALA

"27-28'inde Van'daydım" diyen Kılıçdaroğlu, "Oradan yeteri kadar oy alamadıysak kabahat bizde. Vanlıların sofrasına oturmamız lazım, konuşmamız, dertleşmemiz lazım. Alanda çok güzel bir ilgi vardı. Van bizim tarihimizin ve kültürümüzün çok önemli bir parçası. Van'ı güçlü bir turizm, tarım merkezi haline getireceğiz. Van'la kucaklaşmak zorundayız" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Vanlı kardeşlerime seslendim; seçimle gelen seçimle gitsin diyorsanız, kayyum sona ersin istiyorsanız bize katılacaksınız. Selahattin Bey'in çok sevildiğini gördüm. Haksız ve adaletsiz uygulamalardan çok şikayet ettiler. Bir kişi adaletsizlikle karşı karşıyaysa insani görevimizdir. Söyledim; mahkeme kararlarını uygulamıyorlar, AİHM kararlarını uygulamıyorlar. Osman Kavala'nın da Selahattin Demirtaş'ın da, Harp Okulu öğrencilerinin haklarını savunmak istiyorsanız bize katılacaksınız" diye konuştu.

6'LI MASA TOPLANTILARI

Kılıçdaroğlu, "Aklı başında olan herkes ekonomi sorunlarını çözer. 6'lı masayı niye kurduk? Bu ülkede huzur olsun diye, işsizler olmasın diye" dedi.

6'lı masa toplantısını değerlendiren CHP lideri, "Temel ilkeler ve hedefler açıklamasını yaptık" dedi. Kılıçdaroğlu, seçilmeleri durumunda hangi adımların atılmasının görüşüldüğünü aktardı.

İBB'NİN ÇALIŞMALARI

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren Kılıçdaroğlu, "Ekrem Başkan ne yaptı? Şu anda 1,2 milyar Euroluk metro yatırımlarını sürdürüyor. İstanbul'un yeşil alanı 6 milyondan 7 milyonu aştı. 168 bin çocuğa ücretsiz süt, 32 kreş açıldı, 30 kreş daha yapılıyor. İBB tarihinde ilk kez öğrenci yurdu yapıldı. 115 bin öğrenciye burs veriliyor. 85 noktada su baskınları sorunu çözüldü. 354 bin fatura ödendi. 85 milyon liralık destek verildi. Çöpten elektrik üretilmeye başlandı. Çiftçilere destek, 17 milyon fide, hayvan yemi dağıtıldı. Bunları hazmedemiyorlar. Acaba Ekrem Başkanı hangi formülle alırız da birisini atarız. Bu arayışa girmek vatana ihanettir, demokrasiye ihanettir, millete ihanettir. İBB Başkanı'nı kim seçti? Saray mı seçti, uyuşturucu baronları mı seçti? Halk seçti, halkın iradesine saygı göstereceksiniz" dedi.

BAHÇELİ'YE: BİZ SİZİN GİBİ DEĞİLİZ

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin kendisi için sözlerine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Birisi de beni hapse göndermekle tehdit etmiş, kimsiniz siz? Biz hapisten korksaydık bu kadar cesur olmazdık. Biz sizin gibi değiliz. Dün tükürdüğümüzü bugün yalamayız. Ne söylediysek arkasındayız" diye konuştu.

TÜRGEV VE ENSAR İDDİALARI

CHP lideri Kılıçdaroğlu, ENSAR ve TÜRGEV üzerinden ABD'ye para aktarıldığı iddialarını yineleyerek, "TÜRGEV'in, ENSAR'ın malvarlıklarını, kimlerden bağış aldıklarını mahkemeden isteyeceğim. Belki de dava açmaktan vazgeçerler. Bir siyasetçinin hesabını veremeyeceği bir şey olmamalı, halkından gizli bir şeyi olmamalı. Bir siyasetçinin evlatları para pul işine girmemeli" ifadelerini kullandı.